"Tamam..lütfen en başa dönebilir miyiz Jimin ? Çünkü anlamıyorum."
"Tamam..tamam en baştan başlayalım. Her şey bir anda oldu. Hoyeon geldi. Önce Jisoo ile takılmaya başladı. Sonra Jennie ile kavga etmeye. Herkes kendi haline döndü. Yalnız kaldık. Ben ve Yoongi...ama o eski grup olmadan tek takılmakta garip hissettirdi sanırım ona çünkü o....o sürekli müzik dinliyordu. Kulaklıkları olduğu için onun yanına gidemiyorum çünkü o benden uzak dur havası veriyordu."
"Peki sonra ? Hoyeon sana ne yaptı ?" Dedi Jiyong merakla. Tamam kız çok iyi biri değildi. Bunu yavaş yavaş anlıyordu. Jimin gözlerini kapattı.
"Okulda ders çalışmayı severdim. Gerçekten çok severdim. Herkes gittikten sonra okul sessiz oluyordu. Bir gün..bir gün o geldi. Benim orada olduğumu biliyor muydu yoksa denk mi geldik bilmiyorum. Yanında arkadaşları vardı. Mark ve arkadaşları. Benimle..benimle...Bay Kwon o zamanlar böyle değildim."
"Nasıl değildin ?"
"Daha..şişkoydum. Yanaklarım ve..ve daha-"
"Seninle dalga geçtiler."
"Bir seferlik diye düşündüm. O gün tesadüf olduğunu ve bir daha olmayacağını. O çocukların nereden geldiğini bile anlamadım. Yonsei'e öğrencisi dışında giren olamazdı."
"Ama tekrarı oldu dimi ?"
"Evet, oldu. Çok....zordu. susmak zorunda hissettim. Daha doğrusu kendimi savunacak gücüm yoktu. Hoyeon'un arkadaşları vardı.. benim yoktu." Dedi Jimin. Ağlamanın eşiğine gelmişti.
"Ara verelim mi ?"
"Hayır..lütfen şunu bitirelim ve ben.. benim Yoongi'ye gitmem gerek." Dediğinde Jiyong cama bir bakış attı.
"Tamam devam et Jimin."
"Psikolojik olarak bitmiştim. Onlar benden uzak dursun diye yapmadığım şey kalmadı. O yılı bitirdiğimizde.. Bende bir şeyler değişmesi gerekiyordu. Tatilde kendimi eve kapattım. Yemek yemeği bıraktım."
"Hastaydın. Bulmia ?"
"Öyle değil." Dedi Jimin. O zamanı hatırladıkça tüyleri diken diken oluyordu. "Yemeği tamamen bıraktım. Su bile içmiyordum. Odamdan çıkmıyordum. Annemler olayı fark ettiğinde çok geçti..ikisi de çalışıyordu. Geldiklerinde beni baygın bulmuşlar. Hastanede bir süre kaldım. Sonra tedavi gördü... Orada tedavi görürken fark ettim. Zor zaman yaşayan bir tek ben değildim. Onu gördüm v-ve."
"O kim ?"
"Bunu size anlatamam Bay Kwon."
"Yoongi" diye tahminde bulundu Jiyong. Bir kaç saniye göz göze geldiklerinde Jimin kafa salladı.
"O da oradaydı. Sadece ben yalnız değildim. O da yalnızdı. O da zor zamanlar yaşıyordu...ve bu...Bu o an öyle büyük haksızlık gibi geldi ki...çünkü olmamalıydı. Yoongi...o hep çok farklıydı. O hepimize öyle değer verirdi ki..anlatamıyorum. Hoseok mesela. Her yıl yarışmada kaldığında Yoongi babasıyla kavga ederdi. Her yıl hem de. Düzelmeyeceğini bilse bile. Sonra Jungkook için muzlu süt bırakırdı.
"Peki senin için ?"
"Piyano" Dedi Jimin gözlerini silerken. "Çok severdim onun çalmasını. Bir gün sıramın altında müzik çalar buldum. Tedavi gördüğüm sırada hep kulağımdaydı o şarkı. Yoongi böyleydi işte. Kendim zorluk yaşayabilirdim ama onun yaşaması haksızlıktı. O çok..iyiydi. Bunları biliyorum çünkü...çünkü hep onu izlerdim. Hep ona sevgim büyüktü. O her zaman sana bir şey bırakırdı. Sırf iyi hissetmen için. Sonra almışsın, almamışsın umursamazdı ama bırakırdı. O bıraktı ya, sen almasan bile onun içi rahattı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.