"Lali ?" Dedi Jungkook aşağı inerken. "Nerede kaldın ?"
"Efendim bize mi seslendiniz ?" Diye korumaya baktı ve cevap vermeden mutfağa ilerledi. Lalisa orada değildi. Tezgah üstünde iki bardak ve kola şişesi vardı.
"Lisa nerede ?"
"Sizinle yukarıda diye düşünmüştük." Dediğinde tezgah üzerinde duran telefona yaklaşıyordu Jungkook.
"Arabayı hazırlayın." Dedi korumaya ve telefonu eline aldı. En son Sarang'la olan mesajlarını kontrol etti.
"Lanet olsun Lisa" diye mırıldandı ve telefonu alıp evden çıktı. O sırada arayan numaraya baktı ve Lee'nin aradığını görünce kaşları çatıldı. Aramayı açtı.
"Lisa seni bekliy-"
"Bak sikik herif." Diye sinirle bağırdı Jungkook. "Sevgilimi neden aradın bilmiyorum ama şuan sizin o aptal mekanınıza gidiyorum ve eğer onu orada bulamazsam sen ve o Sarang denilen piçten tut, o lanet olası arkadaş grubunuzun hepsini gebertirim."
"Jungkook..Lisa mekana mı gitti ?"
"Lee umarım o iyidir. Duydun mu beni ? Onun gözünde tek yaş görürsem sonu sizin için iyi olmaz." Dedi ve telefonu kapatıp aracına doğru ilerledi.
"Efendim diğer aracı Lisa Hanım almış." Dediğinde Jungkook sinirle korumaya döndü.
"Siz burada ne sike yarıyorsunuz ? O evden çıkıp gidiyor ve hiç birinizin haberi yok!"
"Jungkook." Dediğinde korumalarla beraber herkes sesin sahibine, babasına döndü. Adam şaşkın bir şekilde onlara bakıyordu. "Neler oluyor burada ?"
"Şimdi değil baba. İşim var." Dedi ve arabasına atlayıp beklemeden çalıştırdı. Bundan korkuyordu işte. Lisa, sevdiği kadın hep fazla düşünceliydi. Kendini tehlikeye atmaktan hiç korkmuyordu ve herkesi onun gibi sanıyordu ama değildi. Jungkook onun gibi değildi. Jungkook korkuyordu. Onun tehlikede olmasından korkuyordu.
Tanıdık sokaklardan geçip aylar önce geldiği yere geldiğinde düşünmeden arabadan indi. Diğer arabası da hemen yolun ortasında bırakılmıştı. Jungkook burada olduğundan emin olarak içeri girdi ve odalar arasında gezmeye başladı. İçerisi kalabalıktı ve daha önce gittikleri hiç bir mekana benzemiyordu. Ter, alkol ve sigara kokusu hakimdi. Odalardan birine girdiğinde içeride yatan bir kız vardı. Tam çıkmak üzereydi ki duvardaki resimler dikkatini çekti. Kıza tekrar döndü.
"Hey" Dedi yaklaşırken. Kız yastığa gömdüğü kafasını kaldırıp ona baktı.
"Yaa sen mi geldin ?" Dedi gülerek. Kızın adının Ash olduğunu biliyordu Jungkook. Onlarla avmde konuşmuştu.
"Lisa nerede ?"
"Lisa mı ? O burada değil. Hey onu beklerken ne yapalım biliyor musun? " dedi ve Jungkook'u yatağa çekmeye çalıştı. Jungkook kızın ellerinden kurtuldu.
"Peki ya Sarang ?"
"Ah bilmiyorum. Lanet olası Lee ile kavga ettiler ve Lee siktir olup gitti. Sarang'ta buradaydı. Orospu çocukları." Dedi Ash. Jungkook kızın bu haline göz devirdi.
"Eğer Sarang veya Lee'den haber alırsan bana ulaş." Dedi ve kapıya ilerledi. O çıkmadan açılan kapıdan içeri Mark girdi.
"Senin burada ne işin var ?" Dediğinde Jungkook onu yakasından tutup duvara yasladı.
"Seni adi piç. Bunlar hep senin yüzünden. Lisa'yı bu siktiğimin yerine getirdiğin için her şey. O arkadaşların ona zarar verirse hepinizi öldüreceğim." Dedi ve çocuğun duvara itip bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mistério / SuspenseYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.