Taehyung sabah gözlerini açtığında ilk işi telefonunu eline almak oldu. Sonradan kulübede uyuyakaldığını fark edip telefonu bıraktı ve hızla ayağa kalktı. Kalkarken koltuğun diğer ucunda sızan Jennie'ye çarparak onu da uyandırdı.
"Jennie ?" Diye fısıldadı. Bulundukları salon karmakarışıktı. Herkes bir köşede uyumuştu. Hoseok, Yoongi ve Jimin'den eser yoktu. Jennie küfrederek kafasını kaldırdı
"Ne istiyorsun ?"
"Bugün kahvaltı vardı." Diyebildi sonunda. Jennie hızla ayağa kalkarken telefonu eline aldı.
"Lanet olsun geç kalamayız. Çıkalım hemen. Yolda bir yerde dururum kıyafet almam gerek." Diye söylendi ve çantasını buldu. "Hadi Tae!"
"Çocukları uyandırmayacak mıyız ?" Dediğinde Jennie diğerlerini daha yeni fark etmişti. Diğer koltukta yan yana yaran Jin ve Jisoo'yu, bir şekilde tekli koltuğa sığmış olan Rosé ve Lisa'yı, şönimenin önünde yerde yatan Namjoon'u ve yanında ona koala gibi sarılan Jungkook'u .
"Hallerinden memnun gibiler. Vakit kaybetmeyelim. Dün geç yattılar. Saat daha çok erken." Dedi ve çocuğun kolundan tuttuğu gibi dışarı sürükledi.
"Nereye böyle ?" Dedi Hoseok onlar bahçeye adım atar atmaz.
"Ailelerimiz yeni yıl sabahı beraber kahvaltı yapar. Ona yetişmemiz lazım. Sen niye erken kalktın ?" Diye açıkladı Jennie
"Yoongi ve Jimin'le yatak odasında yatıyordum. Taki Jimin beni yataktan itene kadar. O saatten beri Yoongi küçücük yeri kaplarken onun nasıl yatağı işgal ettiğini sorguluyorum." Dediğinde ikili kıkırdadı.
"İlginç bir gece olmuş. Seni bırakalım mı ?" Dedi Tae
"Hadi geç kalmadan gidin. Sadece yolunu uzatırım. Ben diğerleriyle dönerim."
"Tamam Hobi haberleşiriz." Dediler ve ikisi uzun patikadan aşağı yürümeye başladı. Taehyung düşmesin diye Jennie'nin elini tutmak istediğinde sadece kız onun elini itti. Taehyung patika yolda durdu.
"Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum Jennie."
"Olma. Ben her şeyi tek başıma hallederim."
"Ama düşeceksin! Yol çamur ve o ayakkabılarım da-"
"Düşeyim Tae. Sen bana yardım etme. Ayrıca Jessi'ye de düzgün davran! O benim ablam." Dedi dünden beri aklında olan şeyleri dökmek istercesine. Jessi'ye çok fazla haksızlık ettiğinin farkındaydı. Ablasına karşı fazla mahçuptu. En azından Taehyung ile aralarını düzeltebilirdi.
"Ah beni öperken hiç onu düşünüyordun ama!" Dediğinde Jennie ona hızla bir tokat attı. Yaptığı ve pişman bile olamadığı yanlışlar yüzüne vuruluyordu hep. Nasıl toparlayacağını bile bilmezken bunları duymak sadece daha da kötü etkiliyordu onu.
"Bir daha sakın Taehyung. Sakın bunu dile getirme. Gerçekten sinirlerime engel olamayacağım sonra." Dedi bağırarak. Taehyung ise alayla güldü.
"Sen nasıl istersen" dedi ve yürümeye devam etti. Zaten hep öyle olmuştu. Jennie ne derse Taehyung onu yapmıştı. Kızı üzgün görmek onu mahvediyordu. Onun istediği her şeyi yerine getirmek istiyordu.
"Jessi konusunda da ciddiyim. Onu üzüyorsun."
"Peki ya ben ?" Dedi Taehyung sinirle ona dönerken. "Hiç benim üzülüp üzülmemem umurunda değil dimi ? Biraz bile umurunda değilim."
"Onun için zor." Dedi Jennie. Böyle demek istemiyordu ama ne yapabilirdi ki ? Taehyung'a onu umursadığını söylese ne değişecekti ? İşleri sadece daha da zorlaştıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.