"Taehyung"
"Efendim" dedi Taehyung Jessi'ye dönerken. Kız gülümsedi.
"Bir sorun mu var ?"
"Hayır. Sorun falan yok. Ne yiyeceğine karar verdin mi ?"
"Taehyung yemeği söyledik ya."
"Ah doğru. Üzgünüm kafam dalgın biraz. Okul yorucuydu." Dedi çocuk. Jessi'nin ısrarları üzerine yemeğe çıkmışlardı. Taehyung etrafına bakındı. Böyle lüks bir yerde olmaktansa pizzacıda olmayı tercih ederdi.
"Anlat bana. Sorunu çözelim beraber."
"Yok bir şey. Dediğim gibi sadece yorgunluktan."
"Üzgünüm. O kadar ısrar etmemeliydim."
"Önemli değil. Bayadır beraber dışarı çıkmamıştık. Aslına bakarsan iyi bile oldu." Dedi Taehyung ve bunda samimiydi. Jessi her zaman iyi bir arkadaştı. Bir kaç dakikalık sessizlikten sonra kız konuşma kararı verdi.
"Hatırlıyor musun eskiden daha çok konuşurduk. Beraber vakit geçirmeyi severdik. Sen, ben ve Jennie. Sanırım artık büyüdük. Daha az vakit geçiriyoruz, daha az konuşuyoruz. Tüm bunlar beni üzüyor."
"Üzülmeni istemiyorum Jessi. Çok ciddiyim ama belki de böylesi daha iyidir."
"İyi mi ? Tae bir yanda en yakın arkadaşım, bir yanda kardeşim. İkinizi de kaybetmiş gibi hissediyorum. Bu ne kadar boktan bir şey bilemezsin." Dedi Jessi. Biraz kızgındı çünkü neden bu durumda olduklarını bilmiyordu. Büyümek böyle bir şey mi bilmiyordu.
"Üzgünüm Jessi." Dedi. O sırada garson geli önlerine tabakları bıraktı. Şarapları doldururken Jessi camdan dışarı izliyordu. Uzun bir sessizlikten sonra garson uzaklaştı.
"Aslında bir şey konuşmak istiyorum. Konu Jennie." Dediğinde Taehyung kaşlarını kaldırdı. Kızın bir anda bu konuya gelmesi onu panikletmişti.
"Tabi konuşalım."
"Biliyorsun evlenecek. Buna engel olmak istedim ama beni dinlemiyor. Hatta bugün görüşmeye bile gitti! Mutsuz olacak sonunda. Bir de sen konuşsan." Dediğinde Taehyung'ın kalbi ağırlaştı. Sanki daha fazla taşıyamayacak gibi hissediyordu. Görüşmeye gittiğini bilmiyordu.
"Denedim." Dedi bildi parmağındaki yüzükle oynarken. "İnan bana denedim ama dinlemiyor."
"Ne olacak ama böyle ? Tamam Jennie her zaman lükse düşkün oldu. O chanelden, o marka kıyafetlerden ya da garajdaki yatan arabalardan vazgeçemez ama pişman olacak." Dedi Jessi. Kardeşini tanıyordu. Jennie tam onun zıttıydı. Jessi'nin telefonu çalmaya başladığında göz göze geldiler.
"Telefonla görüşüp geleceğim." Dedi ve hızla ayağa kalkıp masadan uzaklaştı. Taehyung ise düşünüyordu. Jessi haklıydı. Jennie asla bunlardan uzak olamazdı. O hayatını seviyordu. Tabi belli başlı kısımlarını. Yine de Taehyung ikisi arasında sürüklenirken ikisini de mutsuz edeceğini biliyordu. Halbuki ikisi arasında sürüklenmiyordu. O Jennie'ye sürükleniyordu ama karşısında bir duvar vardı sanki. Asla ona ulaşmasını istemeyen bir duvar.
İleride telefonla konuşan kıza baktı. Jennie'de Jessi'de bunu haketmiyordu. Taehyung gibi korkak birinden daha iyisini hak ediyorlardı. İkisini de mutsuz etmektense her şeyden vazgeçmeyi tercih ederdi. Etmeliydi. Jessi yüzünde bir gülümseme ile masaya döndü.
"Birazdan kalkmam gerek. Kızlarla buluşacağız. Sen ne yapacaksın ?" Dedi Jessi. Sanki az önceki konu buhar olup gitmişti.
"Eve giderim." Dedi Taehyung önünde dokunulmadan duran tabaklara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.