47. Okuldan biri

280 28 66
                                    

"Şimdi neden Paris'e gidiyoruz anlamadım ben ?" Dedi Namjoon. Her şey o kadar ani gelişmişti ki yetişememişti.

"Yani cidden Namjoon bunu sormak için havaalanına kadar gelmemizi mi bekledin? " Dedi Jimin.

"Ne bileyim..siz gidiyoruz diyince geldim işte. Sebebini bilmiyorum."

"Bir sebebe mi ihtiyacımız var ? Öncelik olarak Hoseok yarışmayı kazandı. Rosé'nin halimden de belli olduğu üzere." Dedi Jennie göz altları mor bir şekilde, boş boş bakan kızı işaret ederek.

"Hayır yanarım yanarım o kadar oyun boş olmasına yanarım!" Dedi Rosé olanları hatırlayıp tekrar sinirlenirken

"Neden boş olsun ki? " Dedi Jin. Jisoo'yu izlerken orayı kaçırmıştı

"Herkes bir kere oy verebiliyormuş. Diğer kullandığım tüm oylar boşa gitti!  Sabaha kadar oturduk biz onun için. İnsan önceden der dimi? "

"Yine de Hoseok birinci oldu dimi ?" Dedi Taehyung ortalığı yumuşatmak için. Rosé gülerek sevgilisine baktı ve kafa salladı. Hoseok sıkıca kızın elini tuttu.

"Uçakta uyursun bebeğim."

"Peki biletleri kim aldı ? Açıkçası siz ikiniz." Dedi Jungkook Taehyung ve Jennie'yi gösterip. "Beş parasızsınız."

"Harika yüzüme vurduğun için sağol. Lakin biletler Kim Jessi tarafından bize hediye edildi. Evet onu zorla ikna ettim falan ama bu çokta önemli değil. Sonuçta hediye etti." Dedi Jennie gülerek

"Şey..ben gelmiyorum." Dedi Lisa. Ortamdaki herkes anında sessizliğe gömüldü. Gider gitmez Yoongi'yi zorla kuleye götürmeye çalışan Jimin bile ikna etme çabalarını bıraktı ve kıza döndü. O an fark ettiler yanında valizinin olmadığını.

"Neden ?" Dedi hızla

"Mark'la planlarımız var. Hem bu aralar çok yakınlaştık...Bu kadar ilerlemişken sonuca bağlansın istiyorum."

"Öyle mi ?" Dedi Jungkook alayla. İkisi göz göze geldi.

"Evet sonuçta.. biz yine tatile gidebiliriz. Hep beraberiz. Şu katil bulunsun yeter."

"Lisa biliyorum katili bulmak falan önemli ama birlikte olalım istedim. Hem kafamı dağılır ve bu karmaşadan biraz uzakla-"

"Bu benim sizinle son tatilim." Dedi Jungkook Jennie'nin lafını keserek. "Hem ilk hem son diyelim. Katil bulunur bulunmaz okula gelmeyi de bırakacağım. Babamın işini devralmak için eğitime gideceğim...ondan sonra görüşür müyüz emin de değilim. Yani gelmek isteyen gelsin. Keyfiniz bilir." Dedi ve valizini teslim etmek için içeri girdi.

Jungkook bugünlerde bunu çok düşünmüştü. Babasının izinden gitmek isteyen biri değildi hiç bir zaman. O hep özgür olmak istemişti ama bu aralar keyifsizdi ve kendini güçsüz hissediyordu. Güçlü olmayı düşündü. Sevdiklerinin yanında değilken bile  onları koruyabilmeyi. Lisa'yı koruyabilmeli. Babası bunu yapabiliyordu. Uzaktayken bile ailesini koruyabilirdu.

Lisa'nın gelmeyeceğini düşünmenin endişesiyle uçağa bindi. Kendi koltuğunu buldu ve gözlerini kapattı. İçi içini yiyordu. Burada olmayacaktı. Ya Mark ona bir şey yaparsa diye düşündü. Lisa bu sefer onu arasa bile koşarak yanına gidemeyecekti. Gitmemeliydi Paris'e. Geri dönüp burada kalmalı ve ne olur ne olmaz diye telefon beklemeliydi.

Tam kalkmaya karar verdiğinde yanına oturan bedenle hareket edemedi. Gözle hala sıkıca kapalıydı. Kokusundan bile Lisa olduğunu anlıyordu. Beynindeki bütün endişeyi uzaklaştırdı. Gelmişti işte. Kız yanındaydı.

"Umarım son olmaz Jk. Ben...ben" diye mırıldandı ama devam etmedi. Kafasını çocuğun omzuna yasladı ve gözlerini kapattı. Jungkook uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahattı. Lisa yanındaydı. Mark uzaktaydı. Ona kimse bir şey yapamazdı. Jungkook onu korurdu. Her zaman korurdu.

▪︎▪︎▪︎

"Jiyong."

"Efendim bebeği- Chaerin." Diye düzeltti kendini Jiyong. İki gündür uyumuyordu ve sarhoş gibiydi.

"Bebeğim ? Rüya mı görüyordun? " Dedi Chaerin alayla. Gülmeye çalışıyordu ama şuan öğrenmek istediği şeyler farklıydı.

"Hayır..konuya dön hadii." Dedi Jiyong konuyu değiştirmek için.

"Şey Hoyeon'un ailesine ulaştım sonunda. Dava hakkında merak ettikleri bir şey yok. Aslında kapanıp kapanmamasıyla bile ilgilenmiyorlar."

"Zaten ilgilenseler şuan elimizde bir şeyler olurdu! Ailesi tam bir...of" Dedi Jiyong sinirle. Neye elini atlasa duvarla karşılaşıyordu resmen.

"Bir de.. bence ailesi gidiyor."

"Nereye ?"

"İspanya. Eve gittiğimde beni içeri almadılar ama arkada kutulanmış eşyaları gördüm. Bende posta kutusunu karıştırdım ve oradan bir davet gördüm. Annesinin kardeşi oradaymış. Onlar ülkeye girmeleri için davet etmiş olabilir." Dediğinde Jiyong kafa salladı

"Bu kız evlatlık olabilir mi ?" Dedi Seunghyun. Jiyong onun içeride olduğunu bile bilmiyordu. Kafasını çevirdiğinde adamın odadaki karanlık köşeye oturup çilekli süt içtiğini gördü.

"Hayır değil. Yah! Bunu sende biliyorsun. Evlatlık olsa bu evraklarla gözükür dimi ?" Dediğinde adam omuz silkti.

"Anlamadığım şey bu kız nasıl o okula burs kazanmış ?" Dedi Chaerin.

"Kız aslında burslu değil..di. Ailesinin durumu çok iyiymiş. O zamanlar bu liseye kaydı yapılmış ama sonra ailesi bir anda batıyor. Yurt dışına gidiyorlar. Tabi kızın normalde okul kaydı siliniyor. Lakin o arada ne olduysa ülkeye döner dönmez burslu bir şekilde liseye devam ediyor..Halbuki Yonsei bunu yapmaz. Bu şekilde burs vermez. Özellikle aileleri batmış çocuklara çünkü onlara pek iyi gözle bakmıyor okul. O batmanın ve bir anda tüm sosyal yaşantının değişmesinin kötü etkileri olduğunu ve bunu okula yansıtacağını düşünüyor falan fistan." Dedi Jiyong

"Peki kızı neden almışlar ?" Dediğinde Jiyong sinirle Seunghyun'a baktı.

"Sence bunu biliyor muyum ? Bilsem belki de elimde bir şeyler olur."

"Tamam ben bunu araştırayım." Dedi Seunghyun ayağa kalkıp. Elindeki bitmiş sütü ciddi bir şekilde masaya bıraktı.

"Sütüme dokunmayın. Kutus-"

"Biliyoruz biriktiriyorsun." Dedi Chaerin gülerek. "Hem sen nasıl bulacaksın sebebini? "

"Bom'a söyleyeceğim. Onunla araştıracağız. Biliyorsun bizim ekipte zeki olan o."

"Sende komik olansın. Mükemmel uyum." Dedi Chaerin. Seunghyun işaret parmağını kıza çevirdi.

"Sende seksi polissin. Ekibi tamamlıyorsun. Ve bu da." Dedi Jiyong'a dönüp. "Aptal işte. Her ekibe bir tane lazım"

"Ben zeki olanım!" Dedi Jiyong odadan çıkan adamın arkasından.

"X'ten ne haber ?"

"Cidden çok az kaldı. Bir tanıdık hallediyor. Şuan en çok paylaşım yapılan yer okul gözüküyor. Diğer yerleri de listeleyecek ama okuldan biri. Eminim." Dediğinde Chaerin kafa salladı. Bir süre sessiz kaldılar.

"Bence kurnaz olansın. Ekipte yani." Dedi Chaerin. Jiyong ona döndüğünde kız gülümsüyordu. "Ne ? Kurnaz olmak iyi bir şey. Bu sayede çoğu olayı çözüyoruz."

"Sende güzel olansın. Yani şey.. güzelsin." Dediğinde ikisinin de yüzünde şaşkın bir gülümseme vardı. "Ayrıca bebeğim sensin. Yani öyle değil. Sen bebek değilsin. Ben.."

"Yonsei'yde flört etmeyi öğretiyorlar herhalde." Dedi Chaerin gülerek

"Ah kesinlikle hayır!"

▪︎▪︎▪︎
X e son iki bölüm o da maksimum. Heyecanlı mıyız ?jsjsjs

Gossip: XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin