İkisi de dakikalarca ağlamıştı. Jessi onun karşısına çökmüştü. Sesini çıkaramamış, hiç bir şey diyememiş sadece onunla ağlayabilmişti.
"Hiç bir şeyi geri alamam." Dedi Jennie sonunda. "Bunun için üzgünüm."
"Üzgünüm deme"
"Ama öyleyim Jessi çünkü...geri almak istediğimi bile sanmıyorum." Dediğinde ikisi de göz göze geldi. Jennie gibi Jessi'nin de gözleri şişmiş, kızarmıştı. "Onunla yaşadığım küçük bir şey bile kalbimde havai fişekler patlatıyor sanki. Hep ondan kaçtım. Yemin ederim kaçtım. Uzaklaşmak istedim. Başkalarına sardım ama..ama kimse onun bana baktığı gibi bakmadı bana."
"Biliyorum." Dedi Jessi. En yakın arkadaşı Taehyung'tı. Bütün çocukluğu onunla beraber geçmişti ama o Jennie'ye öyle bir bakardı ki Jessi bunu anlamazdı. O bakışı asla çözememişti. Belli ki aşktı işte. "Biri var."
"Hı?" Dedi Jennie kafasını kaldırıp tekrar ona dönerken.
"Hayır onu aldatmadım. Taehyung'ı aldatıp onu üzme gibi bir riski alamazdım. Geçen yıl bir çocukla arkadaş oldum. Bizim sınıfta ve...arkadaşız. Eğlenceli, komik ve sanki zaman onunla çok hızlı geçiyordu. Bende bunu istemiyordum. Düşündükçe anladım ki ona bağlandım."
"Peki o?"
"Bana çıkma teklifi etti. Reddettim. Nişanlı olduğumu söyledim. Aramıza tabi ki bir soğukluk girdi ama sanırım yavaş yavaş düzeliyor. Uzun zaman sonra ilk defa Taehyung'ın nişanı attığı gece beni aramıştı. O aradı ve Taehyung'a gitmem gerektiğini söyledim. O da nişanı atmamız gerektiğini." Dedi Jessi gülerek. "Böyle bakınca sanki hissetmiş."
"Jessi bö-"
"Bana tavsiye verme Jennie. Ben evliliği senin için kabul ettim. Aileme karşı gelmeyeceğini biliyordum ve düşündüm ki....Ah Tanrım! Tae en yakın arkadaşım diye düşündüm. Evlilik ne kadar kötü olabilir ki dedim. Sonuçta senin zorla evlenmeden daha iyiydi çünkü Taehyung'a hep kötü davranırdın." Dedi gülerek. Jessi şimdi anlıyordu. Jennie sadece onu kendinden uzaklaştırmak istediği için çocuğa kötü davranıyordu. "Ondam nefret ediyorsun sandım."
"Ondan nefret ediyordum." Dedi Jennie. "Sürekli beynimde dolaşmasından, yanındayken heyecanlanmamdan ve..ve o suratından, kıvırcık saçlarından. Her şeyinden."
"Onu seviyordun." Dedi Jessi. "Oda seni seviyordu. Haka sevdiği gibi. Bu yüzden bana tavsiye verme çünkü sen elindekini sahip çıkamıyorsun. Taehyung'ı tekrar tekrar kaybediyorsun."
"Bunu istemiyorum ama hepinizi üzüyorum." Dediğinde Jessi ayağa kalkmıştı.
"O zaman en azından birilerini kurtarmaya bak Jennie. Ben aradan çekiliyorum çünkü...açıkçası hiç öpmediğim biriyle evlenmek komik olurdu. Zaten benim de doğru yolum bu değildi. Her zaman yanlış hissettirmişti ama sana yardım etmeyeceğim. Edemem çünkü eğer birini üzmek istemiyorsan, onu sen korumalısın."Dedi ve kardeşini odada tek bırakıp çıktı. Şimdi kardeşinin karar vermesi gerekiyordu. Üzmek istemediği kişiyi seçmesi gerekiyordu.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
"Sonra Jungkook dedi ki o gidiyor. Nereye dedim. İtalya'ya gidecek dediler. Belki İtalya'ya gidecek olmasan gelemezdim sana ama seni kaybetme düşüncesi çıldırttı."
"İtalya mı ? İyi de ben gitmiyordum ki. Size dedim Jisoo eğitime okulumu bitirmeden gitmeyeceğim diye."
"Ama Jung- Ah o piçi geberteceğim!" Dedi Jisoo sinirle. Jin bu haline gülümsedi.
"Beraber gebertelim. Nasıl benim sevgilimi üzer o ?" Dediğinde Jisoo'da gülümseyip kafasını sevgilisinin omzuna yasladı.
"Jin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.