"Siz atın silahınızı onu öldürürüm" Dedi kadın.
"Go Mi Ra kaçacak yerin kalmadı. Silahını bırak ve teslim ol." Dedi Jiyong. Yoongi hala o sandalyede oturuyordu.
"Kaçmak istediğimi sana kim söyledi ? Ben zaten bittim farkında değilim komiser. O buradan sağ çıkama-" silah patladı. Yoongi nereden geldiğini fark etmedi bile ama büyük bir gürültüydü. Biri çığlık attı, bir şey gürültüyle yere düştü. Komisere bir şey olacak korkusuyla Yoongi ilk arkasını döndü ve komisere baktı ama hiç bir şey yoktu. Gerisi geri dönüp kadına baktığında sıkıca omzunu tuttuğunu, parmakları arasından kanın aktığını gördü. Yanından hızla biri geçti ama kadına o kadar odaklanmıştı ki bakmadı. Chaerin kadının yanına vardı.
"Go Mi Ra cinayetten tutuklusun. Liste baya kabarık bu yüzden hepsini saymakla uğraşamayacağım." Dedi ve kadının kolunu sıkıca tuttu.
"Burada bitecek mi sandın ?" Dedi kadın Yoongi'ye bakarak. Chaerin ise kadını iterek dışarı çıkardı. Diğerleri onu takip ederken Jiyong jiletlere bakan çocuğa bakıyordu.
"Hadi gidelim evlat." Dedi onu kolundan tutup. "Uzun bir gün oldu."
"Sağol..geldiğin için. Yani mesajda pek açıklayacak vaktim yoktu. Seni arayıp anlatacaktım ama onun beni ilk başta okula çağırması garip geldi. Oyun olacağını düşündüm ki öyleydi. Buraya gelmemi söyleyen bir not bırakmış falan işte." Dedi Yoongi. Ne diyeceğini bilemediği için boş konuşuyordu.
"Aslında Jennie'yi aradım ve onunla oldu-"
"Yoongi. İyi misin ?" Dedi Jennie. O, Jimin ve Taehyung bahçeye giriyordu.
"Ve tabi ki de Jennie geldi. Eh bilirsin fazla meraklı." Dediğinde Yoongi gülümsedi.
"Ben iyiyim."
"Ama o iyi olmayacak!" Dedi Jimin Go Mi Ra'ya yürürken. Taehyung hızla onu tuttu. "Seni pis cadı! Kötü ruhlu şaklaban. Umarım bir dahaki hayatında bir taş veya demir gibi bir bok olursun da seni okyanusun derinlerine yollarım ve-"
"Kes şunu aptal velet. Hayatınızı yeterince mahvettim yani beni kışkırtma" Dedi Go Mi Ra. Taehyung o sırada Jimin'i zorla uzaklaştırmaya çalışıyordu.
"Sen hapisteyken bize yaşattığın eğlenceli günleri düşünmek için bol bol huzurlu ve boş vaktimiz olacak." Dedi Jennie. Kadın sinirle ona baktı. Jennie telefonunu ona doğru çevirip bir fotoğraf gösterdi. "Bu arada oğlun da hapiste olacak. Ah görüşemeyeceksiniz ne üzücü ama!"
"Ona ne yaptınız? " Dedi kadın Chaerin'i iterek. "Nerede o ?"
"Onu duydun kadın. Oğlun da yakalandı. Şimdi arabaya bin." Dedi Seunghyun.
"Sizi öldüreceğim." Diye bağırdı Mi Ra. Chaerin'den kurtulmak için debelendi. Sonunda kadının burnuna dirseğini geçirip hemen önünde duran Seunghyun belindeki silahı kaptı ve onlardan dört beş adım uzaklaştı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki kadın nefes nefese orada dururken Taehyung Jennie ve Jimin'i arkasına çekti. Tıpkı Jiyong'un Yoongi'yi çekmesi gibi. Silah önce Chaerin'e, sonra Yoongi'nin önünde duran Jiyong'a döndü.
"Sen gördüğüm en ruh hastası insansın Yoongi! Siktiğimin planı mükemmeldi. Buna yıllarımı verdim. Anneni ortadan kaldırdım. Sonra sırf beni tanımasınlar diye büyükannen ve büyükbabanı da. Hatta o aptal babanı bile öldürdü-"
"Go Mi Ra!" Diye bağırdı Jiyong sinirle. "O silahı at ve aptalca bir şey yapmadan teslim ol. Zaten yatacak yıllarının üzerine ekleme yapmak istersen."
"Sence önemi kaldı mı ? Onlar olmasaydı şuan suçlu Bike değildim. Siz ahmaklar beni bir köşede ölmüştür siye aramayı bırakmış yolunuza devam ediyordunuz. Yoongi ve o gerizekalı arkadaşları olmasaydı uyuyordunuz. O çocuklar tehlikeli! Onları bu yüzden ayırdık. Ayrı kalırlarsa Yoongi'yi kandırmam daha kolay olacaktı ve bunları yaşamayacaktım."
"Kimseye zarar vermeyeceksin. Sonunda ölmüş olursun! Sana dönmüş kaç silah var görmüyor musun ?" Dedi Chaerin.
"Ölmek umurumda değil. Onu da götüreceğim." Dedi kadın ve Yoongi ile göz göze geldi. "Hadi Yoongi beraber gidelim."
"Seni ruh hastası! Nereye gideceksin tek git!" Diye bağırdı Jimin onlara doğru gitmeye çalışırken. Taehyung ve Jennie ona engel oluyordu.
"Daha fazla kimse zarar görmesin Yoongi.Yoksa komiserden mi başlayalım." Dediğinde Yoongi Jiyong'un arkasından çıkmak için bir adım attı. Bir silah sesi daha. Jimin gözlerini sıkıca yumdu. Havada bir kaç saniye kalan beden yere yığıldı. Jiyong silahını deri kılıfa koydu. Seunghyun ölü kadının hemen yanında yere düşen silahını almak için eğildi ama öylece bıraktı.
"Bu kanıt sayılır mı ?"
"Bırak onu Seung. O kanıt." Dedi Bom yerde eğilen adamı kaldırırken. "Sana kaç kere silahını düzgün taşı diyeceğim."
"Bebeğim zaten içi boş." Dediğinde üç polis ona baktı. "Ne ? Bu sabah yetimhane ziyaretine gittim. Dolu olmasını beklemiyordunuz dimi ? Nesiniz siz cani mi ?"
"Ah Tanrım kafayı yiyeceğim." Dedi Jiyong. Chaerin'e döndü. "Daesung ve ekibini çağıralım. Olay yeri incelemeyi de. Gördü tanığı olarak çocukları karakola alalım."
"Tamamdır." Dedi Chaerin telefonunu çıkarırken. Jiyong ise yere çöken Yoongi'ye ve hemen başına toplanmış arkadaşlarına baktı. Yoongi fazla yıpranmıştı. Bakışları yerdeydi ve gözlerinden yaşlar akıyordu.
"Yoongi ağlama lütfen..o kadın bunu hak etti."
"O yüzden değil." Dedi Yoongi göz yaşlarını silerken. Tek bir sebebi yoktu ki. "Sadece..bahçe mahvoldu. Burayı çok zor yapmıştınız."
"Evet..şimdi saçmalamaya başladı işte." Dedi Jennie yanına otururken. "Sen aptal mısın ? Alt tarafı bir bahçe. Yeniden yaparız ama bu sefer sende yardım edersin çünkü yorucu."
"Dedi hiç bir şeyi yapmayan kişi." Dedi Taehyung gülerek. Jennie ile gö göze geldiler. "Yine de bilirsiniz önemli olan fikirdi."
"Aynen öyle bebeğim."
"Karakola geleceksiniz." Dedi Jiyong aralarına katılırken. "O öldü ve ifade vermeniz gerekiyor."
"Evet." Dedi Yoongi yerdeki ölü bedene bakarken. "O öldü."
"Evet..birini öldürmek kolay değil ama işimin bir parçası bu." Dedi Jiyong. Çocuklarım yanıma yere oturmuştu. "Ve emin olun bazıları bunu feci şekilde kolaylaştırıyor."
"Öldüğüne sevindim bu arada. Ne olursa olsun. Bazı insanlar yaşamak için fazla kötü. Hapiste olsalar bile." Dedi Jennie. Diğerleri onu onayladı." Ah bu arada bir şey göstermeliyim. Jungkook attı."
"Ne ?" Dedi Taehyung. Jennie beş dakika önce ölü kadına gösterdiği fotoğrafı açtı. Fotoğrafta Sarang ve Mark kalın iplerle birbirine bağlıydı. Mark'ın üzerinde bir kağıtta 'uyuşturucu bağımlısı' yazıyordu ve Sarang'ı işaret eden bir ok vardı. Sarang'ın üzerindeki kağıtta ise 'arkadaki çocuğu ben bu hale getirdim ve bir kızı kaçırıp saatlerce burada tuttum. Bir de kızın sınıfından birini öldürdüm. Tabi ultra yakışıklı iki adam gelip kızı kurtardı ve bizi bu halde bıraktı. Yanii bizi çözmeden önce iki kez düşünün.' Yazıyordu. "Jungkook'un babası yazmış. Ambulansı ve polisi aradıklarını söyledi Jungkook. Yani uzun süre tek kalmayacaklar zaten ama bu yazıyı gören zaten ciddiye alır."
"Ben alırdım." Dedi Jiyong gülerek.
"Bitti yani şimdi ?" Dedi Jennie. Uzaktan polis sirenleri duyuluyordu. Pekte önemli değildi.
"Bitti...dimi ?" Dedi Yoongi emin olmak için Jiyong'a bakarken. Jiyong gülümsedi.
"Evet bitti."
▪︎▪︎▪︎▪︎
Olaylar bitti...No no final değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.