"Ve bu parmağını da böyle tutmalısın." Dedi annesi. Yoongi gülerek parmağını oraya yerleştirdiğinde annesi neşeyle el çırptı. "Harikasın"
"Şimdi çalabilir miyim ?"
"Bir parçayı bu kadar çabuk öğrenmek zor bebeğim ama deneyebilirsin. Sen onu denemeye devam et. Onunla konuşup geleceğim." Dediğinde kamerayı gösterdi. Yoongi kafasını kaldırıp kameraya baktı ve yavaşça kafa salladı. Annesi yanından kalkarken o tuşlara basmaya başlamıştı. Kadın ondan biraz uzaklaştı.
"Evet nerede kalmıştık ?" Dedi.
"Oğlundan bahsediyordun. Yoongi ile şok vakit geçirir misiniz ?
"Tabi ki. Yoğun bir programım bile olsa o bunun dışında. Şirketimle bunu konuştum. Programım her zaman ona göre hazırlanır."
"Genelde ne yaparsınız ?"
"Bizden beklenildiği gibi, müzik." Dedi gülerek. "Aslında başlarda oyun oynar ve film izlerdik ama Yoongi belki de benim işimden dolayı müziğe çok merak saldı. Piyano öğrenmeye başladı. O benim en iyi öğrencim." Dedi. Oğluyla gurur duyduğu belliydi.
"Peki ileride müzik yapması konusunda ne düşünüyorsunuz?"
"Ben." Dedi kadın düşünceli bir şekilde. "Müzik dünyası çok acımasız. Onu kırabilir." Dedi ve arkada piyano çalan oğluna baktı. "Ama Yoongi benden daha güçlü." Dedi ve kendini toparlayıp kameraya döndü. "Ayrıca tam bir dahi. Bence isterse her şeyi yapabilir. Müzikle uğraşmasını seviyorum ama bırakmak isterse de saygı duyarım. Yine de bırakacak gibi değil. Gece uyurken piyano sesleri geliyor ve babası uykusuzluktan delirmek üzere" Dedi gülerek
"Gelecekteki size bir mesaj bırakmak ister misin ?" Dediğinde kadının gözleri sabit bir şekilde kameraya baktı. Gülümsemesi ciddi bir yüze bıraktı.
"Sadece ona demek istediğim şeyler var." Dediğinde Yoongi videoyu durdurmak istedi.
"Yoongi ah, bebeğim. Hep istediğin şeyleri yap. Asla pişman olma. Annen her zaman seni destekleyecek. Sen benim, bende senin bir numaralı hayranınım. Seni seviyorum." Dediğinde Yoongi göz yaşlarını sildi. Videonun arkasında piyano çalan küçük Yoongi annesine seslendi ve kadın kamerayı bırakıp ona koştu.
Yoongi o günü hayal meyal hatırlıyordu. Annesi belgeselde olmak isteyip istemediğini sormuştu. Sorun olmadığını söylemişti. Sonuçta o da annesinin hayatının bir parçasıydı. Video bir bekleme odasında devam etti. Kamera masaya gelişi güzel konulmuştu. Annesinin yüzü bile tam gözükmüyordu.
"Hala neden endişeleniyorsun? " Dedi bir ses. Tanıdıktı
"Sadece korkuyorum Kim. Anlamıyor musun ?" Dediğinde tanıdık sesin Jennie'nin babasına ait olduğunu anladı Yoongi
"Korkmana gerek yok. Seni koruyacağız."
"Yoongi'yi koru yeter." Dedi annesi. Sesi titriyordu. Videoyu izleyen Yoongi kaşlarını çattı. "Bana bir şey olursa-"
"Böyle düşünme. Belki de kocana anlamalısın."
"Kardeşimin ne kadar psikopat olduğun mu ? Kocam delirdiğimi düşünüyor. Belki de..haklı. Kendimi tutamıyorum. Bir anda elimde bıçakla buluyorum kendimi..oda yoruldu. Sürekli kendime bir şey yapmamdan korkuyor."
"Bende korkuyorum." Dedi Bay Kim. Sesi üzücü geliyordu. "Sen en yakın arkadaşımsın ve..belki de polise gitmeliyiz."
"Hayır. Bu onu durdurmaz. Benim ölmemi istemesi normal mi ?" Dedi sessize. "Benim de ölmemi istemem normal değil ki."
"Ölmek istemiyorsun."
"Sadece Yoongi için tutunuyorum. Bunu biliyorsun ama bana uyguladığı baskı..Beni mahvediyor." Dedi sessizce
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.