Jennie saatler sonra ayağa kalktığı için ayakları uyuşmuştu. Kapının koluna tutundu. Aşağıdan gürültüler geliyordu. Jennie ise ağlayarak uyuduğu uykusundan bu yüzden kalkmıştı ya. Odasından çıktı ve görünen büyük salona uzaktan baktı.
Taehyung ve ailesi gelmişti. Taehyung kıvırcık saçları yüzünü kapatacak kadar kafasını eğmişti. Büyükler sinirliydi. Özellikle hemen Taehyung'ın yanından duran babası. Jessi öfkeden kudurmuş bir şekilde hemen merdivenlerin orada duruyordu.
"Özür dile" Dedi Taehyung'ın babası.
"Özür dilerim Jessi." Dedi Taehyung. Sonra kafasını kaldırıp direk Jessi'ye baktı. Gözleri doluydu ama kararlı bakıyordu. Jessi'ye döndüğü için Jennie'ye arkası dönüktü. "Nişanı attığım için. Seni sevemediğim için özür dilerim." Dediğinde hemen yanındaki babası çocuğa bir tokat attı.
"Onun suçu yok!" Diye bağırdı Jessi sinirle. "Size dedim nişanı ben attım."
"Sen karışma Jessi." Dedi Jennie'nin babası.
'Tekrar dile ve bu sefer ne için istediğimi bil Taehyung." Dedi babası sert bir şekilde. Ne için istediği belliydi. Nişanı atmaktan vazgeçiyordu. Babası bunu istiyordu. Taehyung kafasını kaldırıp babasına baktığında Jennie tökezledi. Yüzü mosmor olmuştu. Gözlerinde ise asla babasının istediğini yapmayacağını belli eden o ifade vardı.
"Seni sevemediğim için özür dilerim Jessi" Dedi Taehyung babasına bakarken. Gözlerinde korku yoktu. Ben ne yapıyorum diye düşündü Jennie. O benim için savaşırken kıyıdaydı. Sadece izliyordu. O yüzündeki izler Jennie yüzündendi. Dolan gözleri onun yüzündendi. Jessi haklıydı. Onu kaybediyordu. Defalarca kaybetmesine rağmen hala kaybediyorduk. Jessi bile ben aradan çekiliyorum demesine rağmen şuan Taehyung'ı koruyordu.
"Kim Taehyung!" Diye söylenirken elini vurmak için kaldırdı babası.
"Bay Kim!" Diye bağırdı Jennie. Salondaki herkes gibi oda şaşkınlıkla Jennie'ye döndü. Taehyung'ın yüzüne baktığı her saniye Jennie'nin canı yanıyordu. Herkesin bakışları onun üzerindeyken merdivenlerden inmeye başladı. Jessi'nin hemen yanında durdu. "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz ? Taehyung'a vurmak gibi bir hatayı kabul edemem"
"Jennie odana çık. Bu konu seni ilgilendirmiyor."
"Aynen baba aynen." Dedi Jennie alayla ve karşısındaki Bay Kim'e doğru yürüdü.
"Özür dile Taehyung'tan." Dedi Jennie. Bay Kim kahkaha attı.
"Jennie lütfen karışma." Dedi Taehyung. İşleri en çok onun için zorlaştırmaktan korkuyordu ya.
"Taehyung." Dedi Jennie onun önüne geçerken. Göz göze geldiler. "Bebeğim o herif senden özür dilemeden bir adım dahi atmıyoruz."
"Sen kimsin ki oğlumla arama giriyorsun ?" Dedi Bay Kim. Jennie en çok adamın bu emin tavrından nefret ediyordu. Tamam devlette çok iyi konumlarda olabilirdi. Savcılığın zirvesinde olabilirdi ama bu Jennie'ye yenilmeyeceği anlamına gelmiyordu. Jennie gülümseyerek adama döndü.
"Özür dile." Dedi adamın Taehyung'a yaptığı gibi.
"Jennie!" Diye bağırdı babası. Jennie dönüp ona bakmadı bile. Annesi ona doğru yürüyüp yanında durdu.
"Jennie lütfen kaos çıkarma. Bunu hallederken odanda bekle."
"Bu piç sevgilimden özür dilemediği sürece kimse bu salondan çıkmayacak!" Diye bağırdı kız. Söylediği şeye Jessi hariç herkesin şaşırdığını biliyordu. Göz ucuyla ablasına baktığında ablası gururlu bir gülümseme ile merdivene oturdu ve bacak bacak üzerine attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.