"Seninle biraz konuşabilir miyiz Yoongi ?" Dedi Hwasa. Yoongi telefonunu sehpaya bıraktı.
"Tabi buyrun." Diyerek onu içeri davet etti. Hwasa odaya girdi ve Yoongi'nin hemen yanına, yatağa oturdu.
"Nasılsın ? Burada rahat mısın ?"
"Beni evinize davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Merak etmeyin en kısa sürede gideceğim. Kendime bir ev bakıyorum. " Dediğinde Hwasa çocuğun elini tuttu.
"Buna gerek yok Yoongi acele etme. Sen evde olduğundan beri Jimin kesinlikle daha mutlu." Dediğinde Yoongi gülümsedi. "Sadece baban konusunda endişeliyim. Onunla aranı düzeltmeni isterdim."
"Deniyoruz.." Dedi Yoongi sessizce. En son konuşmalarından sonra pek iletişim kuramamışlardı. O kadın evden gittiğinde evine bile dönebilirdi Yoongi ama o gitmeden bunu istemiyordu. Tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu.
"Hastanedeyken sana bir şey olacak diye çok korkmuştu. Babanı uzun zamandır tanıyorum Yoongi. Annenle araları çok başkaydı. Ona aşık olduğunu bakarak bile anlardık. Tabi annenin rahatsızlığında en çokta o hırpalandı çünkü sevdiğin bir insanın zarar görmesi dayanılmaz bir acı." Dedi Hwasa. O günleri hatırlamak bile onu üzüyordu. "Özellikle sevdiğin kişi bu zararı kendi kendine yapıyorsa."
"Ben" Dedi Yoongi ona bakarken. Jimin'e neler yaşattığını hatırlıyordu. Sırf gözlerindeki endişe bile onu kırıyordu. Yoongi telefonunu açmadığında çocuğun onu aradığı zamanları, sırf Yoongi kendine zarar vermesin diye yalnız bırakmak bile istemeyişlerini hatırlıyordu. Hwasa haklıydı. Jimin'i böyle görmek Yoongi'yi derinden üzüyordu. "Ben üzgünüm."
"Ah hayır Yoongi. Üzülmeni istemiyorum. Sadece kendine dikkat etmeni istiyorum. Jimin benim için çok değerli. Canımdan bile öte. O sana değer veriyorsa bende değer veririm çünkü biliyorum ki sana bir şey olduğunda kalbi çok kırılacak. Babanla da aranı düzeltmeni isterim..Jimin'in babasıyla böyle bir şansı olsa bunu da isterdim ama bilirsin Jimin inatçı."
"Bana onunla konuşmamı söyledin." Dedi Jimin kafasını kapıdan uzatarak. "Hatta tüm o korumaları yolladın."
"Jimin ben..ben sadece."
"Seni korumaya çalışıyordu." Dedi Yoongi destek olmak için. "Henüz bilmediğin için."
"Evet...bunu sana biz söylemek istedik. Hiç tanımadığın birinden duymanı istemedim ama onunla konuşmanı isterdim. Sonuçta o senin baban"
"Olabilir." Dedi Jimin kollarını göğsünde bağlarken. "Ama ona ihtiyacım yok."
"Bazen sırf ihtiyacın var diye bir şey yapmazsın. Ona bakarsan Yoongi olmadan da nefes alabilir, yemek yiyebilirsin."
"Ama ruhum iyi olmaz!" Dedi Jimin sinirle. Yoongi olmadan ne nefes almak, ne de yemek yemek istiyordu. "Onsuz mutsuz olurum. Yarım olurum! Şuan olduğumdan farklı biri olurum."
"Eğer baban yanında olsaydı da şuan olduğundan farklı biri olursun. Unutma hayatımızdaki herkes bizi etkiler" Dedi Hwasa ayağa kalkarken. "Ve bizi şuan ki biz yapar."
"Anne! O adamdan sende nefret ediyorsun."
"Hayır sadece ona kızgındım! Çocuktuk ve kıskançtım."
"Neyse ne. Bunu düşünürüm ama tamamen olumlu olduğunu düşünme."
"Kavga etmeyi bırakın ve yemeğe gelin." Diye bağırdı Wheein.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
"İstediğim bu değil." Dedi Lisa kollarını göğsünde bağlarken. "Cevaplar istiyorum Mark!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gossip: X
Mystery / ThrillerYonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi. Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.