7

368 21 17
                                    

Hamileliğimin altıncı ayına girmiştim. Artık uzaktan bakılınca hamile olduğum çok rahat anlaşılıyordu. Yuna'nın tabiriyle resmen "yarım dünya" gibiydim.

Ha bu arada bir kızım olacak. Bir yandan heyecanlı, bir yandan üzgündüm. Çünkü kızım günden güne büyüyordu. Onu kucağıma alacağım, kokusunu içime doya doya çekmeme çok az kalmıştı. Öbür yandan kızıma iyi bir annelik yapmamaktan korkuyordum. Onun hem annesi hem babası olacaktım. Ama onun bir yanı hep eksik olacaktı. Bu düşünceler beni üzüyordu. Geçenlerde Yuna ile beraber kalp atışlarını dinlediğimizde ikimizde gözyaşlarımızı tutamamıştık.

Bu arada minnettar olduğum insanlardan birisi de kesinlikle Kim Bum'du. Ne zaman aşersem, ya da canım bir şey çekse o zahmete girip ne istersem bulup getiriyordu ve canım hiçbir zaman normal şeyler çekmiyordu. Çikolatalı Kimchi nedir ya? Kızımın damak tadından şüphe ediyordum.

Karnım işe gidip gelirken sorun olmuyordu. Son ay izne ayrılacaktım zaten. Bir de evde durmayı çok sevmiyordum. Fazla düşünmeme neden oluyordu.

Aslında işleri yoluna koymuştuk Yuna ile. Evimize yeni eşyalar almıştık. Sonra şirketteki departmanda da herkesle aram iyiydi. Biraz da hamile olduğum için herkes bana iyi davranıyordu. Ama bu gayet özel ve iyi hissettiriyordu. Günlerim böyle geçiyordu işte.

"Yürüyen yarım dünya uyan artık." diyen Yuna'nın sesiyle yerimden yarım saatte doğruldum. Artık yatmak ve kalkmak zorlaşıyordu. Daha da zorlanaşacaktı. Dokuzuncu ayda artık gitmek istediğim yere beni yuvarlayacaklarından korkuyordum.

Üstümü değiştirip, elini yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Yuna ile kahvaltı yapıp evden çıktık. İş bugünde çok yoğundu. Bir sürü yeni proje devralmıştık şirket olarak. Onların çizimlerinin yapılması lazımdı. Onlarla uğramıştım.

Öğle arası olunca canım frambuazlı cheesecake çekmişti. O yüzden ve hemde yürüyüş -doktor yürüyüş yapmamın hamileliğe iyi geleceğini söylemişti- olsun diye şirketten çıkıp çokta uzakta olmayan kafeye doğru yürümeye başladım. Yavaş yavaş kafeye ulaştığımda kapıdan girecekken benimle aynı anda çıkan kişiyle çarpıştık.

"Ah kusura bakmayın. Bir yerinize bir şey oldu mu?" diyen kişinin yüzünü gördüğümde şok olmuştum. "Hoseok?"
"Hei Jun?"
.
.
.

PROMİSE 💙 /PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin