35

198 15 41
                                    

Park Jimin'den

Akşam Dan Bi'yi onunla baş başa bırakıp odadan çıktım.
"Görüşürüz Yuna"
"Dur sana bir şey söyleyeceğim." dedi koltuktan doğrulup yanıma geldi
"Nereye gidiyorsun?"
"Evime."
"Ya! Onu sormuyorum."
"Neyi soruyorsun?"
"Şimdi sana açık olacağım. Sen bu kızı hala seviyor musun?"
"Evet."
"Onun yanında olmak istiyor musun?"
"O zaman ne duruyorsun? Git onların yanına uzansana."
"Nasıl yani?"
"Bildiğin gibi. Eline ona bu kadar yakın olma fırsatı geçmişken kaçırma!" dedi.

Aslında çok haklıydı. Ona istesemde bu kadar yakınına gelemezdim.
"Evet haklısın. "
"Hadi git yavaşça uzan dikkat et uyanmasınlar. "
"Tamam. Çok teşekkür ederim. " "Rica ederim hadi acele et!" dedi. Heyecanla odaya girdim tekrar. Onlar benim en güzel manzaramdı.

Yavaşça Dan Bi'nin yanına uzandım. Elimi Dan Bi'nin üzerinde olan elinin üstüne koydum ve gözlerimi kapattım.

Sabah gözlerimi açtığımda Dan Bi ortamızda yoktu ben de bunu fırsat bilip onun beline sarıldım ve kendime çektim. Uyurken o kadar güzeldi ki hiçbir şey denk değildi ona. Elimin birini çekip gözünün önündeki saçları arkaya aldım. Saatlerce onu izledim. Yüzünün her detayına gözlerimi değdirdim. Kaşlarına, kirpiklerine, minicik burnuna, öpmemek için kendimi zor tuttuğum dudaklarına, al al yanaklarına, yüzünün her hattına hayrandım.

Bu yüzün hakkını ressam verebilirdi ki?

Uyanır gibi olduğunda ellerimi beline tekrar sardım ve gözlerimi kapattıp uyuyormuş gibi yaptım. Yerinde kıpırdayınca ellerimi daha da sıkılaştırıp kendime çektim ve doya doya içime çektim eşsiz çiçek bahçeleri gibi kokusunu.

O hala uyuyorum sanarken ellerini ellerimin üzerine koydu. Bunu fırsata çevirmemin tam vakti. "Seni..." dedim gözlerim kapalı.
"Seni çok özledim" dedim aynı şekilde.
"Yok artık sayıklıyor mu?" dedi. Şuan yüzünün ifadesini görmeyi çok istiyordum ama biraz daha bu durumla uğraşmak işime geldi.
"Seni..."
"Seni istiyorum." dedim.
Şuan da kesin yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Neler sayıklıyorsun be adam?" dedi fısıltıyla.
"Seni..."
"Seni çok seviyorum..."
"Ben de..." dediğinde içimde kelebekler kanat çırpmaya başladı. Şuan onu öpmek istiyordum. Sakin olmalıyım.
"Şimdi değil. Onun da vakti gelecek Jimin" diye kendi kendime konuştum.

Yüzümdeki saçlarımı ona yaptığım gibi eliyle ittirdi. Aslında gözlerimi açıp onu utandırmak isterdim ama anın tadını çıkarmak daha işime geldi.
"ANNNNEEEEE! VE JİMİN HYUNG! " diye bağırarak odaya dalan Dan Bi'yle gözlerimi araladım.
"Aferin sana Dan Bi ben böyle mi uyandır dedim sana?" dedi Yuna.
"Ne var teyze akşam olmuş hala yatıyorlar. Açlıktan midem yapıştı." "Çocuk haklı. Ben de acıktım. Kalkın hadi!" dedi Yuna ve odadan çıktı. Hei Jun'un yüzünde
"Bir ben mi garipsiyorum bu durumu?" bakışı vardı.

"Şey ben şey oldu. Ben de şey yaptım şeyden şey olunca şey- Ağır saçmalıyorum şuan değil mi? " "Maalesef evet."
"Her neyse açıklama yapman gerekmiyor. İçeri gitsek iyi olacak galiba çünkü birazdan bizi yiyebilirler."
"Evet lezzetli yemeklere benziyoruz" dedim güldükten sonra elini yüzünü yıkadı ben de yıkadım ve odadan çıktık.

Mutfakta özenle kurulmuş bir sofra vardı. Aynı Seokjin hyung gibi hazırlanmıştı. Seokjin hyung? Aish Seokjin ve Namjoon hyung! Offf! Ben onları unuttum.
"Şey ben gideyim artık malum evde bakmam gereken benden büyük iki oğlum var"
"Jimin hyung dur gitme! Bak senin için hazırladım burayı. Lütfen gitme!"
"Ama, abilerim merak etmiştir."
dedim eğilip elini tuttum.
"Etsinler. Yoksa sen hazırladığım sofrayı mı beğenmedin mi?"
"Sen hazırlasın da beğenmezmiyim prensesim?"
"O zaman gitme çağır onlar buraya gelsin lütfen hadi!"
"Evet Jimin istersen çağır onlarda gelsinler hep beraber yeriz."
dedi Yuna.
"Madem bu kadar ısrar ediyorsunuz prensesin hatrına kalayım" dedim.
Hyungları arayıp çağırdım. İkisi de dünden razı gibi dakikasına aşağıya indiler. Seokjin hyung zaten konu yemekse hiçbir şeyi gözü görmez.

Masada yemekleri yerken Namjoon hyungun Yuna'ya, Yuna'nın da Namjoon hyunga olan bakışlarını yakaladım. Önümdeki Hei Jun'un da onlara baktığını gördüğümde gözlerimle "Sen de mi farkettin?" "Bu kaçıncı oldu sayamadım" der gibi başını sağa sola salladı.
"Ben niye farkediyorum? Doğru ya gözlerimi senden alamıyorum o yüzden" dedim yine. Göz devirdi ve "Şuan konumuz o mu?" der gibi baktı.
"Evet o değil bizim telepatiyle anlaşmamız"
"Gerçekten bu nasıl oluyor?"
"Bilmem demekki birbirimize çok fazla halimiz ondandır"
" Ben de bilmiyorum. Bunu kullanmamız gerekiyor." dedi şeytani bir şekilde gözlerini kısarak.
"Evet bunları koz olarak kullanmalıyız."
"Evet neyse. Şüphelenecekler yemek yemeye dönelim"
"Tamam" diyip önüme döndüm.

Yemekleri yedikten sonra biz masadan kalktık ve eve çıktık. Evde dün olan her şeyi Hyunglarıma anlattım.
"Yakında devamı gelirse şaşırmam" dedi Namjoon hyung ve kafasına tokadı yemesi bir oldu.
"Burada büyüklerin var öyle mi denir?"
"Üzgünüm hyung"
"Yakında mercimeği fırına verirsiniz diyeceksin. " dedi Seokjin hyung ve birbirlerine dönüp el çaktılar.
"Hahaha gerçekten çok komiksiniz. Ha bu arada ben en azından eskiden karım olan biriyle bunları yaşadım. Başkaları gibi insanları gözlerimle yemedim."
"Ne demeye çalışıyorsun gel buraya çabuk seni terbiyesiz!" dedi Namjoon hyung ve beni kovalamaya başladı.
"Seokjin hyung yardım et! Kurtar beni!"
"Ben sizi tanımıyorum."
"Hyung gel barışalım."
"Sen öyle san gel buraya!"
"Ya! Sen bakarken suç değil söylemem mi suç?" "Utanmıyormusun insanları izlemeye?"
"Bunu sana sormak lazım"
"Dur yoruldum huh" diyip koltuğa bıraktı kendini.
"İnsan gibi oturun ben uyuyacağım." dedi Seokjin hyung ve gitti.
"Sen ye, iç yat uyu zaten oy nenem" diye söylendim.
"PlayStation oynayalım mı? Barış antlaşması hadi!"
"Tamam neyse hadi oynayalım." dedi oyunu kurup akşama kadar oynadık. Tabiki de ben kazandım. Sonra yemek yiyip yarın iş olduğu için yattık. Bugün yaşadıklarımı düşündüm. Yıllar sonra yeniden ve ilk defa onunla aynı yastığa tekrardan baş koymuştuk. Uyandığımda onun yüzünü görmüştüm. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Ona kendimi affettireceğim. Ne olursa olsun tekrar onun gözlerine bakarak yeni bir güne uyanmak için ona kendimi affettireceğim.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PROMİSE 💙 /PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin