Kim Namjoon'dan
Arabada şöför koltuğunda Jimin, yanında Hei Jun oturuyordu. Arkada ben ve Yuna, ortamızda da Dan Bi oturuyordu. Aslında Yuna ile yan yana oturmayı tercih ederdim ama Dan Bi buna engel olmuştu. Yolculuğa devam ederken Yuna müzik açmayı teklif etti. Jimin radyodan rastgele bir şarkı açtı.
"Hadi git açıl ona. Ona sevdiğini söyle. Bak çok mutlu olacaksın. Ona sevdiğini söyle"
Sözler kulağıma dolunca Yuna'nın pembiş suratının yere eğilmiş olduğunu gördüm.
"Offf ne sıkıcı anne lütfen değiştirir misin? Bu arada Jin hyungum niye gelmedi? " dedi Dan Bi. "O gezmeyi sevmez o yüzden." Dedi Jimin ve başka bir şey açtı. Bu sefer GOT7 'nin "Just Right" şarkısı çaldı.
"Bu çok güzel bu dursun anne." dedi Dan Bi.
"Tamamdır." dedi Hei Jun.Yolculuk esnasında Yuna manzarayı ben de manzaramı seyrettim. Yani Yuna'yı. Gerçekten evindeki aynaları çok kıskanıyordum. Her gün onu yanımda o kadar çok istiyordum ki. Sabahları uyandığımda ilk onu görmek, sonra o güldüğünde elde ettiğim duyguları bir kavanoza koyup saklamak istiyordum. Çünkü bu duygunun tarifi yoktu. Teslim olduğum tek limanım olsun istiyordum.
Arabanın penceresinin hafif aralık olmasına karşın ipek saçları uçuşuyordu. Şuan yapmak istediğim şey o güzel saçlarını okşamak ve kokusunu içime gömmekti. Ama yapamıyordum. Korkaklığımdan değildi bu. Reddedilme korkusu da değildi. Onu incitmekten korkuyordum. O yüzden sadece onu seyretmekle yetiniyordum. Yani şimdilik.
Yola devam ederken öndeki Jimin ve Hei Jun'un kıkırtılarıyla o tarafa döndüm. Bu gülüşün sebebi Hei Jun'un Jimin'i seyretmesiydi. Jimin ona kaçmak bakışlar atıyor o da gülümsüyordu. Jimin direksiyon hakimiyetini tek eline aldı. Hei Jun'un elini alıp kokulu bir şekilde öptü. Sonra bırakmadı. Aşırı özendiriciydi. Benim de sevdiğim kadın yanımdaydı ama ona dokunamıyordum. Sinir bozucuydu.
Biraz sonra bir dinlenme tesisinde durduk. Kızlar lavaboya gittiler. Biz de Jimin'le baş başa kaldık.
"Niye yanına oturmadın?"
"Kızın girdi aramıza kara çalı gibi." dedim oda kahkaha attı.
"Hey kızımla düzgün konuş."
"Harbi onun babası olduğunu ne zaman söyleyeceksiniz?"
"Bilmiyorum." dedi. Kızlar geldiler. "Yuna teyze ben cam kenarına oturabilir miyim? Dışarıyı seyretmek istiyorum."
"Tabi oturabilirsin teyzecim." dedi. "İşte bu! " dedim içimden sonra arabaya binip yola devam ettik.Bir saatin ardından omzumda bir ağırlık hissettim. Yuna başını omzuma yaslamış ve uyuyakalmıştı. İlk başta şaşırdım. Sonra yerime iyice yerleşip onun başını da omzuma sabitledim. Sonra ben de başımı onun başına yasladım ve gözlerimi kapattım.
"Namjoon, Yuna! Geldik hadi kalkın." sesiyle irkilip gözlerimi açtım. Yuna hala uyuyordu. Önce kıyamadım ona. Sonra elimle saçını okşadım ve ismini tekrarladım. Bir kaç kereden sonra uyandı.
"Geldik mi?"
"Evet hadi inelim." dedim. Arabadan inip ona elimi uzattım.
"Yardım ister misin?"
"Olur." diyip elini tuttum. Sonunda ilk defa elini tuttum. Arabadan inip bırakmayınca bırakmadım. İçim kıpır kıpırdı. Jimin zili çalacağı sırada gözleri ellerimize takılıp gülümsedi sonra Hei Jun'a eğilip kulağına fısıldadı. O da ellerimize bakıp gülümsedi. Yuna durumu fark edince elini çekti. Jimin zile bastı ve içeri geçtik."Hoşgeldiniz!" dedi adını bilmediğim beyefendi. Evet ismini bilmediğim insanların evine geldim.
"Hoşbulduk Se Gi. Umarım hepinize hayırlı bir evlatlat olurlar." dedi Yuna.
" Teşekkür ederim Yuna umarım." "Choi Hei nerede? "dedi Hei Jun.
" Hastanede. Yanında annemler kalıyor. Sabah çıkacaklar. "
" Anladım. "
" Merhaba sen de hoşgeldin. " dedi bana karşı.
" Ah pardon Hoşbuldum. Bu arada ben Namjoon. Kim Namjoon. "
" Ben de Se Gi. Shin Se Gi. Memnun oldum. "
" Ben de memnun oldum. " dedim. İyi çocuğa benziyordu.
" Bir şey içer misiniz? "
" Ben bir muzlu süt alırım Se Gi hyung" dedi Dan Bi.
" Zahmet olmasın Se Gi gece gece gerek yok. " dedi Hei Jun.
" Ya anne! "
" Tamam Hei Jun. Çocuk o. " dedi Se Gi. Mutfaktan gidip getirdi. Dan Bi sütünü içerken
" Se Gi biz 5, 5 - 6 saattir yoldayız. Lütfen bize yatacak bir yer göstersen de yatsak çok makbule geçer. "
dedi Jimin.
" Tamamdır. İki oda boşta bir salon biri de misafir odası. Hangisinde kalmak isterseniz yastık yorgan getireyim. "
dedi.
" Tamamdır o zaman. Ben, Hei Jun ve Dan Bi kalalım. Yuna ve Namjoon ile kalsın " dedi.
Gel alnından öpeyim senin çocuk.
" Öyle bir şey olmayacak ben, Yuna ve Dan Bi kalırız siz de erkek erkeğe kalırsınız. "
dedi Hei Jun.
" Oldu canım nedenmiş? "
" Çünkü öyle istiyorum. "
" Hei Jun sanki hiç aynı yatakta yatmadınız " dedim.
" Kanıtın ne? " diyince geçen çektiğimiz fotoğrafı gösterdim.
" Taş kağıt makas yapacağız. "
" Tamam. "
" Üçte biter. "
" Tamam. "
Üç el oynadıktan sonra kazanan Jimin oldu. Bu oyunda çok şanslıydı.
" O zaman Yuna ve Namjoon odanıza. "
" Tamamdır " diyip kalktık.İçimi bir heyecan kaplamıştı. Umarım bayılmazdım. Odaya Se Gi girdi yastık yorganı bırakıp çıktı. Odada ki tek yatağa uzandık. Ben ve o sırtı dönük bir şekilde. Sen, ben yatacaksın kavgasına girmeden heyecan içinde uykuya daldık. Medeni insanlardık en nihayetinde.
Sabah arkamda bir şey hissedince gözlerimi açtım. Yerimde çok kıpırdayarak uyumazdım. O yüzden nasıl yattıysam o pozisyondaydım. Tek fark sırtıma yaşlanmış ve elleri belimde bir Yuna'ydı. Hafif kıpırdanarak döndüm. Yüzüne gözlerimi diktim. Uyurken rüya gibi gözüküyordu. Gerçek olmayacak kadar güzel bir rüya. Yavaşça saçlarını elimin tersiyle geri attım. Kısa bir süre sonra gözlerini açtı. Karşısına beni görünce yerinde çığlık atıp kalktı.
"Hey noldu?"
"Y-yok bir şey."
"İyi misin?"
"İ-iyiyim."
"Emin misin?"
"E-evet." (kıza inme indi)
"Gençler noldu?" diyerek içeri girdi Se Gi.
"Yok bir şey günaydın."
"Günaydın. Tamam o zaman kahvaltı hazır" dedi.
"Tamam geliyoruz." dedim odadan çıktı."Ben bir şey sorabilir miyim?" "Sor."
"Ben sarılmışmıyım sana?"
"Evet. Benim için sorun yok. Yani eğer senin için de yoksa. "
"Ah lanet olsun. Neyse yok sorun değil."
"Evet neyse gidelim mi?"
"Olur" dedi ve odadan çıktık.Güzelce kahvaltı yaptıktan sonra Choi Hei 'yi almaya gitti Se Gi. Bebekleri o kadar tatlıydı ki. İkizleri gibi ikizlerim olmasını istedim. Bir baba olmak hayatımda en çok arzu ettiğim şeylerdendi. Akşam olunca tekrar yemek yedik. Sonra sohbet ettik. Bugünün bana yaşattığı duyguları tarif edemezdim. Çok ama çok güzeldi. Bir gülüşe bedeldi. Gerçekten o kadar güzeldi. Onun kadar güzeldi.
.
.
.Ben bunları atlatamadım siz atlatabildiniz mi? 🤤🤤🤤🤤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROMİSE 💙 /PJM
Fanfiction- "Çünkü bebeğimin kaderi başından belliydi. Biliyorum iğrenç bir histir, babasız büyümek. Ama benim çocuğum buna mecburdu." Birbirini hala seven bir çift ve yakalarını bırakmayan, bir türlü unutamadıkları geçmişi. Bakalım dalından koparılmış çiçek...