Multimedia'da @AysuDalgic 'ın hazırladığı muhteşem video var! İyi okumalar!
-35-
Gözlerimi birkaç defa kırpıştırdıktan sonra tekrar kapattım. Gözlerimin ağrıması yetmiyormuş gibi, tam net göremiyordum.
"Uyandın!" Gece'nin sesini duymamla birlikte tekrardan açmayı denedim. "Dur, dur! Biraz bekle! Hemen açma gözlerini."
"Gece, ben iyiyim." dedim gözlerimi devirmeye çalışırken. Bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı ama pek umursamadım. Yorgun hissediyordum. Gözlerimi açmaya bile üşeniyordum ancak Deniz geri zekalısının işini halletmem gerekiyordu.
"Gece... Doğrulmamda yardımcı olabilir misin?" diye sızlandım. Hemen oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Benimle bu kadar ilgilenmesi garip bir şekilde hoşuma gidiyordu. Karnımdan sardıktan sonra doğrulmamda yardımcı olmuştu. Kısa bir teşekkür ettim.
"Bir şeyler ister misin?"
"Aslında... Bir yastık iyi olabilirdi."
"Hemen!" Gece, telaşla yerinden kımıldandığında kafamı iki yana sallayarak gülümsedim. Benimle ilgilenmesi gerçekten hoşuma gidiyordu. Bunu bir kez daha fark etmiştim, şuan. Yastığımı arkamda iyice yerleştirirken bir kez daha teşekkür ettim.
"Ayaklı belayım." diye inledim gözlerimi devirirken. Dediğimden bir şey anlamamış olduğunu bana bakan bir çift gözden çok kolay anlayabilmiştim. "Sürekli belaları çekiyorum ve sen her seferinde yanımda oluyorsun."
"Her zaman olacağım da." Elimi sıkı sıkıya tutarken gülümsedim. Tıpkı onun gibi. Onunla olmak her zaman huzur vermişti bana. Son üç yılımda, nefret, öfke ve intikam duygusundan bir anlığına uzaklaşmamı sağlayan tek kişi o olmuştu.
"Seni sevdiğimi biliyorsun."
Gözlerini sabitlemiş olduğu ahşaplardan ayırdığında, "Evet, biliyorum." dedi.
"İyi ki hayatıma girdin Gece. Hiç kaybetmek istemeyeceğim bir dostumsun." diye mırıldandıktan sonra gülümsedim. Gece'yi kaybetmeye dayanamazdım sanırım. Burak gittiğinde mahvolmuştum. Kırılmıştım, paramparç olmuştum. Hayatımdan bir kez daha birinin gitmesine izin veremezdim. Bunu bir kez daha kaldıramazdım. Daha hala Burak'ın enkazlarını üzerimde taşıyorken... Hayır. Gece'siz yapamazdım.
"İlk zamanı hatırlıyor musun?" diye sorduğunda yüzünde garip bir ifade vardı. Gülümsemesi onu aşırı derecede yakışıklı yapıyordu. Bundan bir kez daha emin olmuştum. Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim bende. "Nasıl unuturum?" diye cevapladım.
Oturduğu sandalyeden ayağa kalktığında, elini uzattı. Bense gözlerimi hiç ayırmadan onu izliyordum. "Ben Gece. Gece Soylu. Babam buranın adresini vermişti bana. Yani ben... Daha önce bir kaza geçir-" duraksadıktan sonra kendi kendine gülümsedi. Kelimesi kelimesine hatırlıyordu.
"Ne gülüyorsun?" diye sordum sırıtarak bende. "Konuşmama izin vermemiştin." dedi. Neredeyse üç yılı geçiyordu ilk tanışmamız. Kelimesi kelimesine hatırlaması ise istemsizce sırıtmama neden oluyordu. "Hiç tanımadığın insanları evine almak mantıklı değil. Belki hırsız veya sapık biri olabilirdi."
'Merhaba anne!' demek istesemde sesimi çıkarmamaya özen gösterdim. O zamanlar mantıklı karar verememem gayet normaldi. Burak beni terk ettikten birkaç dakika sonra hayatıma giren biriydi Gece. Kapım ikinci kez çalındığında, kesinlikle Burak'ı görmeyi bekliyordum karşımda ama onun yerine Gece'yi görmüştüm. "Bi-Bir dakika!" dedim heyecanla. Bana bakarken konuşmamı sürdürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı İntikam mı?
Teen Fiction•18.07.2014• ”İntikam geçmişi değiştirmez ama kendini harika hissettirir.” ¤ Erkeklerden haz etmeyen, aşk denilen duygudan nefret eden Suyla, kendine yenik düşüp aşık olmuşsa; Aşık olduğu çocuk umursamaz piçin tekiyse; Suyla ihanetle birlikte aşkına...