-18-
Makarnamı kaşıklarken bir yandan da televizyonla ilgileniyordum. Bir kanalda çok güzel bir filme denk gelmiştim. Normalde animasyon sevmezdim ama bu bayağı eğlenceli bir filmdi. Aslında bir nevi çocuk filmi bile sayılabilirdi. Tam oturup Başakla izlemelik. Ama çocuk filmi olmasını umursamadan izlemeye başlamıştım bir kere işte.
Sihirlerle alakalı bir çocuk klasiği.
Kendimden geçmiş gibiydim. Uzun zamandan beri animasyon bir film izlemiyordum. Aşırı derecede ilgimi çekmişti bu film. Film reklam arasına girer girmez bir küfür savurdum. Bu olur muydu ya şimdi? Üstelik şuana kadar en heyecanlı olan yerde.
Birden aklıma arkadaşlarım geldi. Filmdeki prenses dostlarına hiç kuşkusuz tam bağlıydı. Her şeylerini beraber yapıyorlardı. Benimde dostlarım vardı. Az sayıda. Bir elin parmak sayısını geçemeyecek kadar azdı dost sayım. Acı içinde, bulunduğum hale gülümsedim.
Oylum kimliğini takındığımdan beri, hiçbir arkadaşımla görüşmemiştim. Zaten görüşmem saçma olurdu. 'Ben Suyla'yım ama bir intikam planı yüzünden bana artık Oylum de.'
Ne ironi ama.
Suyla ölmüştü. Bu yüzden Suyla'nın arkadaş olduğu tiplerle konuşmama hiç gerek yoktu.
Bu geçen yıllar boyunca da, hiç arkadaş edinmemiştim. Gerek duymamıştım. Zaten intikam planları kurmaktan pek vaktim de kalmamıştı. Bana Araslar yeterdi de artardı bile.
İçeceğim bitince hemen ayaklarımı uzattığım sehpaya bıraktım. Reklam izlemeyi sevmediğimden dolayı, kanalları zaplamaya karar verdim. Sıra ile gezinirken, haftasonu magazin haberlerine denk geldim. Film tekrar başlayana kadar, can sıkıntımı giderebilirlerdi.
Bir tanesinde durduğumda, yanımda duran meyve suyu kutusunu elime aldım. Birazını bardağıma boşalttıktan sonra, karton kutuyu tekrar eski yerine bıraktım.
Evet sayın seyirciler! Birazdan İstanbul gecelerini ekrana getireceğiz!
Kimler bar çıkışında yakalandı? Kimler arkadaşlarının doğum gününü sürpriz yaparak kutladı? Kimler birbirine saldırdı? Hepsi az sonra! Bizden ayrılmayın!Saçma sapan çalan hareketli müzikten dolayı yüzümü buruştururken, biraz sesini kıstım.
Dün gece İstiklâl Caddesi'nde, büyük bir kavga çıktı. Ünlü futbolcu Sarp Tuncay, ünlü televizyoncu Sedat Başkanla kavga etti! İkili adeta birbirine girdi. Sarp beyin iddialarına göre, aşırı derecede alkollü olan Sedat bey, Sarp beyin sevgilisine sözlü tacizde bulundu! Bu konu hakkında, Sedat beyden bir açıklamasa gelmedi.
Gerçekten ironiklerdi. Madem alkol alınca sapıtıyorsunuz, ne diye içersiniz ki? Saçmalık. Bu Sarp az bile yapmış. Ben Sarp denilen herifin yerinde olsam, ağız burun girerdim.
Bir sonraki haberimiz uzun zamandır ortalıklarda görünmeyen küçük beyle alakalı!
Gecelerin veliahtı olarak bilinen, Burak Sayman uzun zamandan beri yurt dışındaydı! Ancak dün geceki kameralarımıza sarışın bir güzelle yakalandı!
"Ne!" diye cırladım bir anda. İçtiğim meyve suyunun bir kısmını bir anda püskürttüm. Diğer bir kısmı da boğazıma kaçmıştı. Öksürüğümü kesebildiğimde, az önce kıstığım televizyonun sesini tekrardan verdim.
Kameralarımızdan kaçmaya çalışan Burak bey, yanındaki sarışın bayanı gizlemeye çalıştı.
Piç herif!
Burak beyin kesin dönüş yaptığı iddiaları şuan gündeme bomba gibi düşerken, bu iddiaların doğru olup olmadıklarını ilerleyen günlerde öğreneceğiz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı İntikam mı?
Teen Fiction•18.07.2014• ”İntikam geçmişi değiştirmez ama kendini harika hissettirir.” ¤ Erkeklerden haz etmeyen, aşk denilen duygudan nefret eden Suyla, kendine yenik düşüp aşık olmuşsa; Aşık olduğu çocuk umursamaz piçin tekiyse; Suyla ihanetle birlikte aşkına...