30- Konuşmak

1.6K 73 15
                                    

Multimedia: Burak

-30-

Omuzlarımda bir baskı hissetmeye başladığım anda yüzümü buruşturdum. Birinin beni sarsakladığını hissediyordum ama gözlerimi açmak için hazır değildim.

“Her kimsen, def ol git üzerimden!”

Dün gece üzerimi örtmek için kullandığım örtüyü biraz daha yukarı çekiştirdim. Beni sarsaklayanın hala üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Üstelik bana kalkmam gerektiğini belirten bir şeyler söylüyordu.

“Ya bi siktir git!”

Bir süre daha ağırlığını hissettiğimde pes ederek örtüyü göğüslerime kadar sıyırdım. “Bak lanet olasıca! Uykumun bölünmesinden nefret ederim!”

“Suyla da ederdi.”

Yerimde ofladım. Gözlerimi devirerek Deniz'e baktım. Sanki beni çok tanıyormuş gibi konuşması beni deli ediyordu. “Bana bak kızım, benimle ne problemin var bilmiyorum ama sinirlerimi bozuyorsun!”

“Herkesi kandırmayı başardın. Başarmaya devam da ediyorsun ancak beni kandıramazsın Suyla.”

Üzerimdeki örtüden iyice kurtulmuştum. Deniz ise ellerini göğüslerinde buluşturmuş, kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Bana hala 'Suyla' diyordu ve bana inanmadığını çok iyi biliyordum. “Seni ilk gördüğüm andan itibaren bana ‘Suyla’ diyorsun ama ben o söylediğin ismi hayatımda hiç duymadım bile.”

“Derdin ne?” diye sorduğunda sinirden ‘Hah!’ diye bir ses çıkarttım. Gülme sesi de denilebilirdi. Kafayı yedirmek istiyordu galiba bana.

“Asıl senin benimle derdin ne ha aptal sarışın? Benimle uğraşmak yerine başka bir kişinin daha yatağına girebilirsin.” dedikten sonra sinir bozucu olmasına büyük özen göstererek gülümsedim. Sonuçta Deniz hanımın sürtük olduğunu bilmeyen yoktu.

“Suyla. Sen beni daha tanıyamamışsın güzelim. Bu aptal yalanı neden söylüyorsun, bilmiyorum ama... Bunu gün yüzüne çıkarmak için elimden geleni yapacağım!”

Dudaklarımı dişlemeyi kanın metalimsi tadını almaya başladığımda kestim. Bir anlık sinirle ayağa kalktığımda, “Hala Suyla diyor ya! Siktir olup gider misin şuradan!” diye bağırdım. Dirseklerinin hemen üzerinden tutarak, kapının dışarısına kadar itekledim.

“Şimdi aptal sarışın, bir daha sakın beni rahatsız etmeye kalkışma!” dediğimde, yan odadakiler de kapılarının önüne çıkmıştı. Onlara da dik dik baktığımda, Deniz aptal gibi bağırmaya devam ediriyordu. Gözlerimi devirip, “Aptal!” diye inledikten sonra, kapıyı sertçe kapattım.

Ellerimi saçlarıma götürdüğüm zaman sinirden onları çekiştirmeye başladım. Derince nefes verdiğimde akciğerlerimin yanmasını hissetmiştim. Sabah sabah sinirlerim bozulmuştu. Deniz bana inanmamakta ısrarcı olabilirdi ama onu inandırmak gibi bir zorunluluğum yoktu. Burak geri zekalısının inanması yetiyordu.

Bir bardak su içtikten sonra yatağıma oturdum. İstediğimi elde etmeye yavaş yavaş başlamıştım, Dün gece itibari ile. Zaten hep umutluydum. Şu yıllar sonra düzenlenen partiden sonra beni akşam yemeği için ve tekneyle açılmak için zorlamıştı. Bu benimle vakit geçirmek istediğini gösteriyordu. Bende onunla eğlenmek istiyordum, tıpkı önceden benimle eğlendiği gibi.

Sakin ol ve derin bir nefes al.

İçimden sürekli olarak bunu tekrarlıyordum. Bir süre sonra kendime geldiğimi hissetmiştim.

Burak beni şuan için sadece gülümsetiyordu. O da ona acıdığımdan dolayıydı. Dün gece çok fazla düşünmüştüm. Beni öpmeye çalışmıştı ve ona izin vermemiştim. Bu beni yüceltirdi. Onu değil. Tekrardan olduğum yerde gülümsedim. İntikam planlarımın zeminini oluşturmaya böyle başlamıştım işte.

Aşk mı İntikam mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin