24- Telefon Konuşması

1.8K 68 8
                                    

Multimedia: Oylum

Bölüm Şarkısı: Taylor Swift- Blank Space

-24-

Dakikalardır ekrana odaklanmış bir şekilde bakıyor ve gelen mesajı tekrar tekrar okuyordum.

'Seni tekrardan görmek kulağa harika geliyor. Yarın akşam sekizde, seni eski bir tanıdığa benzettiğim kız.'

“Lara...” diye inledim oturduğum yerde. O da benimle aynı duyguları paylaşıyordu şuan. Değişik bir duyguydu. Büyük bir şaşkınlık ve heyecan. Gelen mesaj Burak'tandı. Kafamda bir sürü soru işaretleri oluşmaya başlamıştı bile.

“Numaranı nasıl buldu?”

Düşüncelerimi kesen şey, Lara'nın incecik olan sesi bozmuştu. “Bilmiyorum.” diye bir mırıltı çıkardım. Aklım almıyordu. Telefon numaramı nasıl ve ne ara bulabilmişti ki? Rehberim fazla kalabalık değildi zaten. Lara, Aras, Gece, avukatım ve ailem dışında kimse yoktu. Burak'ın eski telefonunu bile tutmuyordum. Hiçbir eski arkadaşım da ekli değildi. Kimse de de numaram yoktu bu yüzden. Bu kadar çabuk bulması nasıl bir şeydi öyle.

“Nereden bulduğuna dair hiçbir fikrim yok.”

Bir anda ayağa kalktım. Başak'a bir öpücük verdikten sonra, masaya yöneldim. Çantamı omzuma takarken, “Lara, seni seviyorum. Ben kaçtım.” dedim. Bir şey demesine izin vermeden arabama yöneldim. Çantamı sağ tarafa bırakmadan önce her zaman kullandığım ağrı kesici haptan içtim. Normal bir yolculuk sonrasında evime gelebildiğimde, direkt olarak kendimi odama attım. Düşünmek istiyordum biraz.

Burak'ın yapmak isteyip de yapamadığı hiçbir şeye denk gelmemiştim şu zamana dek. Her isteğini alan şımarık, zengin züppenin tekiydi. Numaramı bulmak istediyse eğer, ki durum bunu gösteriyor, her zamanki gibi yine başarılı olmuştu. Ancak nasıl bulmuştu? Bunun için uğraşmış olmalıydı.

Bir anda yüzümde beliren istemsiz gülümsemeye engel olamadım. Hey! Ne yapıyordum ben! Sakın ona karşı yumuşak olma! O seni aldattı. Seni hiç umursamadan, ufak bir özür bile dilemeden, senden kaçtı. Ondan kaç. Her zaman en kötüsünü düşün. Belki de numaranı bulmak için uğraşmadı. Bu işlerle ilgilenen birini buldu ve ona söyledi. O da benim numaramı hiç zorlanmadan, kolayca buldu. Bu kadar basit.

Düşünemek sinirlerimin artmasına yetmişti çoktan. Hala onun tarafından umursanmıyordum. Şuan onu aramanın tam sırasıydı. Bana mesaj atmasının üzerinden saatler geçmişti. Böylesi daha iyiydi. Mesaj gelir gelmez arasaydım, kendini önemli sanardı o aptal. Elimi telefona götürdüm bir anlık sinirle. Bana gelen mesajdaki numarayı çevirdim. Kapanmasına yakın bir sürede açtığında uykulu sesi gelmişti kulağıma.

“Selam.”

“Numaramı nereden buldun?” diye bağırdım bir anda gelen cesaretle. Konuya direkt girmiş olmamda pek fena olmamıştı hani.

Hafif bir inilti çıkardıktan sonra o umursamaz ses tonunu duydum. “Önemli mi?” dediğinde gözlerimi devirdim. Hala o eski umursamaz Burak havasındaydı. Bu allahın belası bir kere olsun biraz umursar olamazdı sanki!

Hala eski umursamaz piç modunda olması sinirlerimi daha da bozmaya devam ederken “Elbette.” diye mırıldadım.

“Aslında pek önemli değil. Seni bir kez daha görmek istedim. Bu kadar.”

Sinirden dudaklarımı dişlemeye başlamıştım bile. Bir kez daha kimseyi umursamadığını, kimseye kendini önemli hissettirmemeyi göstermişti işte. Kan tadını hissetmeye başladığımda, dişlerimi dudaklarımdan çektim. Derin derin nefes aldım.

Aşk mı İntikam mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin