(Multimedia: Suyla
Bölüm Şarkısı: Katy Perry - Teenage Dream)-5-
Sinirle soluduğumda çoktan yürümeye başlamış olduğumu fark ettim. İçimden, Burak'a zilyonlarca kez küfürler savuruyordum. Aptal! Ya benden utandığı için beni beş dakika önce indirmişti! Ama ben sana yapacaklarımı biliyorum Bay Ukala!
Okulun bahçesine girdiğimde gözüm her zaman ki gibi sağ tarafa, Burakların oturduğu masaya, kaydı. Burak, beni görünce kafasını aşağı eğerek selamladı. Şuan dil çıkarmak isterdim ama onun yerine öldürücü bakışlar atmayı tercih ettim.
“Suyla neredesin sen!”
Gözlerim sesin sahibi ile buluştuğunda, umarsızca yüzüne baktım.
“Dün gece bir kızla partiye gitmişsin. Ayrıca havuza düşmüşsün. Tanrım sen yüzme bilmiyorsun ki! Senin için çok korktuk.”
Ortalık yerde durmanın ne bana ne de ona yararı olmadığından yürümeye başladım. Diğer yandan ise dün geceyi düşünüyordum. Hiç Lara'ya dönme gereksinimi duymadan “Demek bu kadar çabuk yayılmış.” dedim. Lara, ise ciddi olup olmadığımı kontrol etmeye çalışıyor gibiydi.
“Senin için endişelendik Suyla!”
“Lara ben çocuk değilim!” deyip yürümeye devam ettim.
~
Hiç aralıksız seksen dakika boyunca, konuşmaktan sıkılmayan hoca sonunda dersi bitirebilmişti. Bense bir saate yakın bir süresini dinlerken geriye kalan yirmi dakikayı düşünmekle geçirmiştim. Sanki yapışmış olduğum yerde biraz gerindikten sonra ayağa kalktım. Bir lavabo arası versem iyi olacaktı. Belki elimi ve yüzümü yıkamak rahatlatıcı olabilirdi. Telefonumu cebime koyduktan sonra çantamı da alıp lavaboya gitmek için yürümeye başladım. Birkaç uyuz kızın gözleri benim üzerimdeydi ancak bunu umursamadım.
Ben kesinlikle ezik bir kız değildim. Burak kadar çok popüler de sayılmazdım. Yani okulun hepsi olmasa da çoğunluk beni tanırdı. Sarı, sarı demem bebek sarısı falan değil, kahveye kaçan doğal saçlarım ve mavi gözlerim vardı. Bal renginin koyu tonlarında lens takardım. Bu rengin bana maviden daha çok yakıştığına da emindim.
“Yok artık!”
Lavabonun kapısını açmakla birlikte ağzımdan bir iniltinin kaçmasına engel olamamıştım. Sonuçta her lavaboya girdiğimde, Burak ve bir kızı yiyişirken görmüyordum. Benim tepkim duyulduğunda, ikisi de biraz telaşlanarak birbirinden ayrıldı. Burak, kızın kulağına bir şeyler fısıldadı ve kız üstünü düzelterek lavabodan çıktı.
“Ne yapıyorsun sen burada?”
Sanki onu takip ediyormuşum da yakalanmışım gibi bir tepki vermesi, sinir bozucuydu.
“Pardon da, burası lavabo. Hemde kızlar lavabosu! Asıl senin burada olman garip!”
Beyaz, üzerine mavi, kırmızı ve yeşilli boyalarla süslenmiş olan kalebodura yaslanmayı keserek yanıma yaklaştı. Aldığı soluğu yanımda verdiğinde, nefesi kesik kesik boynuma çarpmıştı. Bu bana ilk günkü çarpışmamızdaki halini hatırlatmıştı. Ama. Canım. Yapma. Bunu. Bana.
“Burada olanları görmedin ve bilmiyorsun!” dedikten sonra, kapıya yöneldi. O sırada bileğini kavradım.
“Hadi ya!”
Bileğini sert bir şekilde çekti ve kendini bana bastırırdı.
“Ne o? Gururuna mı yediremedin? Doğru ya! Burak Sayman sürtüklerini okuldan seçmez! Manken ve ünlülerle takılır. Okuldan bir kızla yakalandığı için itibarı falan bozulur. Değil mi?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı İntikam mı?
Novela Juvenil•18.07.2014• ”İntikam geçmişi değiştirmez ama kendini harika hissettirir.” ¤ Erkeklerden haz etmeyen, aşk denilen duygudan nefret eden Suyla, kendine yenik düşüp aşık olmuşsa; Aşık olduğu çocuk umursamaz piçin tekiyse; Suyla ihanetle birlikte aşkına...