Normalde bölümün dört gün sonra gelmesi gerekiyordu ama yazmış bulundum. Bekletmeyi de sevmediğimden dolayı ekleyeyim dedim. Oy ve yorumlar artarsa çok mutlu olurum. :)
-34-
Gece’den...
Duvardaki saate baktım bir kez daha. Saat bayağı ilerlemişti ancak Oylum saatlerdir yanıma uğramamıştı bile. En son bana Burakla olacağını söyledikten sonra hiç gelmemişti yanıma. Onu en son gördüğümde, pek iyi geçmemişti. Kavga etmiştik.
Sürekli olarak kavga ederdik zaten. Buna alışkındım. Yıllardır onunla birlikteydim ve onu çok iyi çözmüştüm. Önce iyi niyetinden kaybeden, sonra da iyi niyetini kaybeden, sürekli kıran ama hep kırık kalan bir kadındı.
Oturduğum yerden kalktım. Yürümeye başladığım zaman Ece beni durdurdu. “Nereye gidiyorsun?” diye sorduğunda, arkamı döndüm. “Oylum’u bulmam gerekiyor.” dediğimde ofladı. Boynuma doğru yaklaştığında, onu hafifçe ittirdim. Sonuçta sarhoştu. “Ben sana yetemiyor muyum?” diye sordu dudaklarını tenime değdirirken.
“Ece! Yapma. Sarhoşsun sen.”
Dudaklarını tenimden çekti. Ağzını yayarak konuşmaya başladı. “Ama seni seviyorum.” Ah. İşte bende bundan korkuyordum. Kimsenin benim yüzümden acı çekmesini istemiyordum. Gerçi onunkinin geçici bir şey olduğunu biliyordum.
Ece’yi kucağıma aldım. O ise kıkırdamakla meşguldü. “Şimdi odana götüreceğim seni. Uyuyacaksın sonra.” diye fısıldadığımda, hala kıkırdamakla meşguldü. “Başka şeyler de yapabiliriz.”
Sarhoş olduğundan dolayı söylediklerini pek umursamıyordum. Sadece uyuması gerekiyordu. Yarın sabah ayıldığında pişman olurdu büyük ihtimal. “Bu gece sadece uyuyacaksın.” dedim büyük bir bıkkınlıkla.
Hemen sağdaki odaya baktım bir süre. Onun olduğunu tahmin ettiğim odanın önüne geldim. Kollarım dolu olduğundan dolayı ayağımla ittirdim kapıyı. Ece'yi yatağına yatırdıktan sonra ayakkabılarını çıkarmaya başladım. Bir kenara koyduktan sonra, ince örtüyü elime aldım. Üzerini örterken, “Yanımda kal, Berkan.” diye sayıkladı.
Söylediklerine dikkat etmemle kaşlarımın kalkması bir oldu. “Berkan mı?” diye sordum bende. Beni duyup duymadığından emin değildim. Gözleri kapalı bir şekilde sayıklıyordu çünkü.
“Ben Gece, Ece! Hani şu eski okul arkadaşın olan.”
Kocaman poposunu bana döndüğünde, yastıkla konuşuyor gibiydi. “Berkan'ı istiyorum.” diye sızlanıyordu. Onu bu halde bırakmak istemiyordum ama bulmam gereken biri vardı. Üzerini iyice örttüğümde, bileğimden tuttu. Deli kuvveti var gibiydi. Resmen bir çekişte kendimi onun yanında buldum.
“Berkan... Ailem umrumda değil! Lütfen kaçalım buradan. Seni seviyorum ben. O beni evlendirecekleri ayıyı değil.”
“Bi-Bir dakika! Ailen seni evlendiriyor mu?” Bir anda çıkardığım tepkime engel olamayarak bu soruyu sordum. Kolları ile beni karnımdan sarıyorken başını göğsüme yasladı. “Ne sandın? Çocuğun ailesini önceden tanıyor bizimkiler. Dostlarımız diye tutturdular. Beni evlendiyorlar. Beni, beni, Ece’ni.”
“Berkan... Ben o çocukla evlenmek istemiyorum. Ben seni istiyorum!” Hafifçe karnımın üzerine oturdu. Dudaklarını dudaklarıma sürtüyorken, onu kırmamaya özen göstererek ittirmekle uğraşıyordum. Sonuçta beni sevdiği çocuk sanıyordu. “Belki...” dedikten sonra durdu.
Bacaklarını iki yana açarak karnımda oturmaya başladı. Üzerindeki göğüslerini zor kapatan, sanırım modelinden dolayı olan, yırtık tişörtünü çıkardı. “Ne yapıyorsun?” diye sordum telaşla. Parmakları ile beni sustururken, poposu ile karnıma baskı yapıyordu ve ben inlememek için kendimi kasıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı İntikam mı?
Fiksi Remaja•18.07.2014• ”İntikam geçmişi değiştirmez ama kendini harika hissettirir.” ¤ Erkeklerden haz etmeyen, aşk denilen duygudan nefret eden Suyla, kendine yenik düşüp aşık olmuşsa; Aşık olduğu çocuk umursamaz piçin tekiyse; Suyla ihanetle birlikte aşkına...