2.5

3.8K 167 4
                                    

"Güzelimsin."

EUZUBİLLAHİMİNEŞŞAYTANİRRACİM

ALLAH'IM BU KULAKLAR DOĞRU MU DUYUYOR??

ATEŞ

BANA

GÜZELİM

DEDİ

EVET EVET BANA DEDİ!

Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım ve başımı yasladığım araba koltuğundan kaldırdım. Dudaklarım ve ağzım senkronize bir şekilde açılmıştı.

"AYYYY BU BİR EVLENME TEKLİFİ Mİ?"

"EVET EVET EVETTTTTT!!!"

Ateş dudaklarını birbirine bastırmaktan vazgeçip kahkahasını koyvermişti.

"Şuan sana hazırlıksız evlenme teklifi etsem kabul edeceksin resmen."

Heyecanla yerimde kıpırdandım.
Sonra zorda olsa kaybolan ciddi ifademi bulup yüzüme yerleştirdim.

"Hayır öyle değil."

Gülümsemesi bir anlık sekteye uğrasa da tebessümünü bozmadan kafasını salladı.

"Doğru yüzüksüz olmaz değil mi?"

"Sen teklif etmesen de ben kabul ederim."

Tüm ciddiyetimle gözlerinin içine bakarak söylediğim cümleyle bir an sabahın fecirinde gözleri parladı.

"Sana bir şey soracağım."

'Evet' diyerek bağırmak istesem de ses tonu çok farklı gelmişti. Ciddi ve biraz duygu yüklüydü sesi o yüzden sadece onayladım.

"Bir kadın bir adamın evlenme teklifini neden kabul etmez?"

"Sevmediği için."

"Ya sevdiğini söylüyorsa?"

"Evliliğe hazır hissetmiyordur belki."

"Evlenmek istediğini daha önce dile getirmişse peki?"

"Hım o zaman ailesinin kabul etmeyeceği biridir ve üzülerek reddetmiştir."

"Aklına başka bir şey gelmiyor mu gerçekten?"

"Bilmem başka ne olabilir ki?"

"Mesela bazı kadınlar işini beğenmez, maaşını beğenmez, evlilik teklifini beğenmez ya da yüzüğü beğenmez."

"O zaman sevmiyordur ki."

"Nasıl yani?"

"Söylediğin şeyler birer bahane. Seven insan yüzüğü bahane etmez.

İşi yoktur, geliri yoktur veya ev geçindirecek, o sorumluluğu alacak biri değildir o zaman sevse de evlenilmez. Çünkü bunun sonu kavga ve boşanmadır.

Ama işi gücü vardır ve sorumluluk sahibi biridir eğer seviyorsa ne maaşına bakar ne de yüzüğün boyutuna."

"Her kadın böyle düşünmüyor."

"Her kadın böyle düşünmüyor olabilir ama seven bir kadın böyle düşünür."

"Haklısın galiba."

"Evet bunu sormanın sebebi ne? Seni hüzünlendiren şeyi merak ettim."

Gözlerini kaçırdı benden yapmaması gereken bir hataydı. Bir şey olmadığını düşünsem bile bu hareketi bir şey olduğunun kanıtıydı.

"Hüzünlendiğim yok, nereden çıkardın? Benimkisi şey meraktı sadece."

"Anlatmak istediğinde dinlerim Ateş seni zorlamam."

Omuzlarını indirip rahat bir nefes verdi. Ardından bana gülümsedi, sanırım teşekkür niteliğindeydi. Ben de aynı gülümsemeyle karşılık verdim.

"Ben artık gideyim."

Etrafına baktığında nerede olduğumuzu yeni hatırlamış gibiydi.
Aklını başından alıyordum adamın!

"Peki."

Bir an arabadan inecek gibi oldum ama ardından durdum.
Ateş bana baktığında elimle arka koltuğu gösterdim.

"Elbisem."

Kafasını salladığında ben de beklemeden elbisemi üzerime geçirdim ve ayakkabılarımı da elime aldım.

"İyi geceler."

Gülümsedi, gülümsedim.

"İyi geceler."

Arabadan indim ve kapıyı kapattım şuan deli nejla abladan bir farkım yoktu. O da arada böyle alakasız şeyleri üst üste giyerdi. Köşeyi döner dönmez topuklu ayakkabılarımı çıkarıp sporlarımı giydim. Makyajım nereden geldiğimi sorgular gibiydi ama şuan onu silmekle uğraşamayacaktım.

Daha sabah namazı vakti gelmediği için kargalarda dahil tüm mahalle uyuyordu. Ben de oyalanmadan eve yine ölüm sessizliğimle girebilmiştim.

Annemlere yazdığım notu alıp çantama attım, ona gerek kalmamıştı.
Ardından odama girdim ve tuttuğum nefesimi serbest bıraktım.

İlk evden kaçışım başarıyla tamamlanmıştı.

Beyaz Nuri'm/Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin