Ailecek olan bakışmamızı ilk bozan annem olmuştu. Babamla bizi yalnız bıraktı ve mutfağa gitti.
Annem gidince ben babamla kalmıştım. Sabahları bana ne söyleseler zihnim açılırdı onu düşünüyordum çünkü babam beni nereden tanıdığını bir türlü çıkaramamış gibiydi.
Beynimde yanan ampulün ışığını yüzüme de yansıttım ve sabah sabah çıkan neşeli sesimle âdeta şakıdım.
"Sana sucuklu yumurta yaptım!"
Cümlemi bitirir bitirmez babam güzellik uykusundan uyandı ve mutfağa gitti.
Annem çayları koymuş masada otururken yüzü çok memnuniyetsizdi.
Babam ise sucuklu yumurtayı görünce her şeyi unutmuş direkt olarak sucuklara bakıyordu.En son annem babama sürpriz yaptığında gözlerinin böyle parladığını görmüştüm.
Babamla biz de yerlerimize kurulurken annemin şüpheci deli bakışları içimdeki ata ateş ediyordu.
AYYY ATEŞ DEDİM DE AKLIMA GELDİ NAPIYOR ACABA KURBAN OLDUĞUM!
"Ahu'cuğum ne bu neşe? Bu saatte kalkmanı neye borçluyuz?"
"Neye borçlu olacağız? Yine borç mu yaptık? Baba?"
Babam o sıra ekmek ve yumurtayı ağzına atmış iki yanağı şiş, gözleri kapalı bir şekilde çiğniyor ve asla beni duymuyordu.
"Ne borcu borç yapmadık."
"Haa sen borç diyince... Yapmayın yapmayın borç iyi değil."
"Yok yapmıyoruz."
Annem konuyu unutup önündekilerden yemeye başladı.
Görev başarılı.
Sonra bir şeyi unutmuş gibi menemende olan eli durdu ve kaşları çatıldı. Yavaşça başını kaldırıp gözlerini kıstı.
"Sen konuyu mu dağıtmaya çalışıyorsun?"
"Konuyu mu dağıtmaya mı çalışıyorum?"
"Al işte saçma sapan soru cümlelerini de kurdun. Kesin bir şeyler karıştırıyorsun sen?"
"Yok anneciğim ne karıştırıcağım?"
"Kız yoksa sen..."
Annemin cümlesini bölen şey babamın sucuklu yumurtayı benim önümden kendi önüne çekmesiydi.
"Ben yiyeceğim onu."
Bana ters ters bakıp tekrar sucuklu yumurtasına dönmüştü.
Elim havada kalırken açık kalan ağzımı da kapatmıştım. Neyse ki bugün çok güzeldi ve şuan etrafımdaki olaylar beni etkilemiyordu.
Annem bana görüşeceğiz bakışları atarken yakayı ele vermemek için kısaca 'afiyet olsun' deyip odama çekildim.
Telefonumu elime aldığımda beklemeden Ateş'e mesaj attım.
Hastam: Günaydınn:)
Hastam: Uyanabildin mi Beyaz Nuri'm?
Hastam: İşe geç kalmadın değil mi?
Hastam: Sanırım hala kalkmadın.
Hastam: Beyaz Nuri'm uyanman lazım.
Hastam: Hastaların seni bekler.
Hastam: Sen dakik adamsın.
Hastam: Bir ilke imza atıp geç mi kalacaksın.
Hastam: Ay hem de benim yüzümden.
Hastam: Yoo benim yüzümden değil.
Hastam: Sen dedin dışarı çıkalım diye.
Hastam: Sen demedin mi?
Hastam: Sen dedin.
Hastam: Benden dünden razı olduğum için hemen kabul etmiş olabilirim ama bunun konumuzla bir ilgisi yok.
Hastam: Ay arıyorummm!
Mesajlardan çıkıp rehbere girdiğim sırada Ateş yazmıştı.
Beyaz Nuri'm: Uyoğyıeum.
Hastam: Yiğidim sorun da o zaten!
Rehbere girip Ateş'in numarasına tıkladım.
Bir iki üç..
"Hıııı"
Ateşin uykulu sesini duymamla içimdeki at varlığını hatırlattı.
"Ateş... Günaydın."
"Günaydın."
"Günaydın."
Sanırım yüzünün yarısı yastığa gömülmüştü çünkü sesi boğuk geliyordu. Boğuk sesine karşılık sesim kedi mırıltısı gibi çıkmıştı.
"Hadi uyan geç kalacaksın..."
"Ahu..."
Bir daha söyle yiğidim. Adım ağzına ne güzel yakışıyor öyle.
"Hıımm?"
"Bugün pazar."
Bu sabahta herkes bunu söylüyordu. Benim günleri bilmediğimi onlara düşündüren ne acaba?
Bilmediğim şeyin günler olmadığını Ateş'in konuşmasıyla çok net anlamıştım.
"İzinliyim..."
Ahu pazar pazar herkesi ayağa diktin helal olsun:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Nuri'm/Yarı Texting
HumorBugün kafama koymuştum, ne olursa olsun hayatımın aşkıyla tanışacaktım. 0534***: Adın cehennemi anımsatırken gözlerin 'Ben cennetim' diye bağırıyor be yiğidim! Wattpad'de 'Beyaz Nuri'm' adıyla yayınlanan ilk hikayedir. 10.04.2022 #genelkurgu 1