Çayları tepsiye koyup çoktan muhabbete başlamış herkese dağıttım. Kendime de bir tabak ve çay alıp annemin karşısına oturdum."Ahu kızım sen nasılsın?"
Soru Şükran teyzeden gelmişti. Ağzımdaki poğaçayı yutup gülümseyerek cevapladım.
"İyiyim Şükran teyze sen nasılsın?"
"İyiyim ben de çok şükür."
Yan bakışlarla beni süzerken anneme döndü.
"Şekerim Ahu da nasıl büyümüş yok mu birileri?"
Annem beklediği soru geldiği için halinden gayet memnundu.
"Ay yok şekerim yok ki şöyle hayırlı kısmet!"
Annemle Şükran teyzenin amacı aynıydı ama gösteri yapar gibi ortaya konuşuyorlardı. Babamlar kahve muhabbetinden sıkılırken annemle münazara halinde olan Şükran teyzeyi izlemeye başlamışlardı.
Ama asıl şov bendeydi.
Sözü Şükran teyzenin kardeşi alırken bakışlarımı ona çevirdim.
"Ay Ahu'cuğum benim kaynım var. İşinde gücünde pekte bir yakışıklı, bir görüşseniz mi ne dersin?"
Elimdeki tabağı sehpanın üzerine bırakırken yalancı merakla öne doğru eğildim.
"Sizin Acun Ilıcalı'yla bir akrabalığınız var mıydı?"
Kadının kaşları çatılırken şaşırmıştı.
"Yok hayır."
"Anne hani Şükran teyzenin kardeşinin kaynı, Acun Ilıcalı'nın babasının kardeşinin evlendiği kadının amcasının oğluydu?"
Annem bana inanamaz gözlerle bakarken babam cümlemi içinden tekrar edip ne demek istediğimi anlamaya çalışıyordu.
Şükran teyzeyle kardeşi göz göze gelip şaşkınca birbirlerine baktılar kocaları ise ben daha cümlemi tamamlamadan önlerine dönüp bir şeyleri konuşmaya başlamışlardı."Ahu ne diyorsun kızım?"
Ne dediğimi ben de bilmiyorum. Bildiğim akrabalık ilişkilerini sıralamıştım gelişigüzel. Maksat kafa karıştırmaktı. Öyle de olmuştu.
"Ay yoksa o Şükran teyze değil miydi? Pot kırdım sanırım kusura bakmayın ben size bir çay daha doldurayım."
Annem Şükran teyzeyle yakın değildi. Daha önce ne biz onlara ne de onlar bize oturmaya gelmişti. Amaçları belliydi, bana göz koymuşlardı!
Çayları tazeleyip tekrar içeri geldiğimde. Herkeste gözle görülür bir gerginlik mevcuttu. Babamsa düşünceliydi, galiba hâlâ Acun'un akrabasını bulmaya çalışıyordu!
"Eee Ahu ne diyorsun, tanışır mısın bizim oğlanla?"
Şükran teyzenin kardeşi hâlâ mı ya?
"Şükran teyze börekten yedin mi?"
Ojeli tırnaklarımı gözlerine sokup ellerimi salladım.
Ojeden nefret ettiğini öğrenmiştim!
"Senin elin ellerimle yaptım!"
İki elimin avucunu açıp bir sağ elime bir sol elime tükürüyormuş gibi yaptım.
Sonra da sinsice sırıtıp ellerimi gösterdim.
"Özenle yaptım."
Şükran teyze ve kardeşi ellerine almış olduğu böreği yavaşça tabağa geri bırakırlarken babamın bıyık altından güldüğünü görmüştüm.
Annem dizlerini ufak ufak döverken misafirler gittiğinde döveceği şeyin dizi olmayacağının da farkındaydım.
Babamla bir olursak bu savaştan galip çıkabilirdik!
Şükran teyze birden ayaklanınca senkronize şekilde diğer misafirler de ayağa kalkmıştı. Samimiyetten uzak bir şekilde gülümesip kapıya doğru yürümeye başladılar.
"Biz artık gidelim."
Annem daha oturmaları gerektiğini erken olduğunu söylüyordu ama misafirler çoktan evden çıkmaya başlamışlardı.
Annem kapıyı kapatıp ateş saçan gözlerini bana çevirince panikleyip babamın arkasına saklandım.
"BABA KORU BENİ!"
"AHU BURAYA GEL! SENİN BACAKLARINI KIRACAĞIM, ORTADAN İKİYE AYIRACAĞIM ONLARI BURAYA GEL!"
Annem bana doğru atılınca çığlık atıp odama doğru zıplamaya başladım. Babam annemi tutmaya çalışırken annemin bana fırlattığı terliklerden son anda kurtulup kendimi odaya kilitlemeye başarmıştım.
Nefes nefese kalırken kendimi yatağa atıp zaferle gülümsedim. Komidinin üzerinden telefonu alıp Ateş'i aradım.
"Bebeğim?"
Telefon açış şekline dibim düşerken olabilecek en cilvesi sesimle cevap verdim.
"Yiğidimm ne yapıyorsun?"
"Kahve içiyorum sen ne yapıyorsun gitti mi misafirleriniz?"
"Evet tam gitti sayılmazlar ama artık yoklar."
"O ne demek?"
"Gelen komşular bir nevi beni yoklamaya gelmişler ama senin bebeğin o işi halletti."
"Ne demek yoklamaya gelmişler Ahu? Ne diyorsun?"
Sesi sinirli çıkarken yataktan doğrulup oturur pozisyonuna geçtim.
"Dur yiğidim kızacak bir şey yok. Evlilik isteyip istemediğimi öğrenmeye gelmişler sadece."
"Senin evlilik isteyip istemediğin onları ne ilgilendiriyormuş?"
"Kıskanman hoşuma gitti, bir daha yap!"
Ben kıkırdarken Ateş ciddiyetini koruyordu. Ben mi çok hafife almıştım bu konuyu Ateş mi çok önemsemişti anlamamıştım.
"Ahu tam olarak anlatır mısın?"
"Merak etme senin sevgilin tam bir görücüsavar onları ava giderlerken avladım, kaçar gibi gittiler evden."
"Bunu bana bugün neden söylemedin?"
"Yoksa gelip 'ben hamileyim' mi diyecektin?"
Alaya alarak söylediğim şeye Ateş derin bir iç çekmişti.
"Ateş sorun ne? Sadece komşular misafirliğe geldiler ve birkaç soru sordular. Beni istemeye falan gelmediler, rahatlar mısın biraz?"
"Haklısın güzelim."
"Eğer bu konunun seni rahatsız edeceğini bilseydim hiç açmazdım."
"Hayır Ahu asla! Asla benden bir şey saklamanı istemiyorum."
"Tamam benim kıskanç yiğidim saklamam."
Biraz daha konuştuktan sonra saatin geç olduğunu görmüştüm.
"Saat geç oldu yiğidim, hadi kapatalım artık."
"Kapatalım."
"İyi geceler Beyaz Nuri'm."
"İyi geceler sevgilim."
Bölüm sonuu.
Ateşşş bebeğimm naptın Ahu da kalp vardııı😻😻😻
Bölümü nasıl buldunuz kuzularım.😻
Oy atan parmaklarınız dert görmesin:)
Beğendiğiniz satır aralarına da yorum yaparsanız beni çok mutlu etmiş olursunuz 😻
Desteklerinizi bekliyorum ❤️
Kocaman sarılmalar💋❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Nuri'm/Yarı Texting
HumorBugün kafama koymuştum, ne olursa olsun hayatımın aşkıyla tanışacaktım. 0534***: Adın cehennemi anımsatırken gözlerin 'Ben cennetim' diye bağırıyor be yiğidim! Wattpad'de 'Beyaz Nuri'm' adıyla yayınlanan ilk hikayedir. 10.04.2022 #genelkurgu 1