3.6

3.6K 181 26
                                    

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

Ben yazarken çok keyif alıyorum umarım siz de okurken keyif alırsınız. İyi okumalar:)



"Selin mi aradı?"

Ah be Ateş'ciğim sen giderken biz o yollardan dönüyorduk, gayette kim olduğunu duydun yani.

"Hayır Faruk."

Kaşlarını yukarı kaldırıp başını salladı.

"Öyle mi?"

"Öyle."

Elini sakallarına götürüp yavaşça sıvazladı. Bu hareketine içim gitse de söylemeyecektim. Beni utandırmak ne demekmiş biraz anlasındı.

"Ahu bak ne diyeceğim. Yarın hastaneden çıkınca kitapçıya uğrayacağım sen de gelmek ister misin?"

Az önce onun yanında telefonla konuşmasam bu dediğine otuz iki diş olumlu cevap verirdim ama Faruk ile buluşacağımı duyduğu için böyle yapıyordu.

"Yarın, senin de az önce duyduğun gibi, Faruk çağırdı onun yanına gideceğim. Onun yanına erken giderim ve çıktığımda hastaneye gelirim oradan geçeriz kitapçıya olur mu?"

"Belki yetişemezsin ben seni almaya geleyim? Nerede buluşacaksınız bana adresi ver ben gelip alırım seni."

Aklı sıra nerede buluşacağımızı öğrenmeye çalışıyordu.

"Ah ama Faruk evinin adresini öyle herkese vermez. Ben gelirim hastaneye."

"EV Mİ?"

Araba ani fren yapıp dururken Ateş ses tonuna dikkat edememişti. Dudaklarımı birbirine bastırıp masumca kafa salladım.

"Evet ev, noldu ki?"

Ateşin ağzı şaşkınlıkla açıldı. Yanlış duymuş gibi duyduklarını kontrol etmek istiyordu.

"Ne demek noldu ki? Gidecek misin yani?"

"Gideceğim."

"Evine?"

"Ay evet Ateş evine."

Tabiki de evine gitmeyecektim. Yani normal zamanda gidebilirdim belki ama samimi olmadığım arkadaşımın evine yalnız da gitmezdim. Ateş'in bunu şimdilik bilmesine gerek yoktu.

Ateş gözlerini kapatıp açtı bir şey demek istiyormuş ama bir türlü diyemiyormuş gibi bir hali vardı.

"Başka bir yer yok muymuş buluşacak? Neden eve çağırıyor ki? Hem ne diyecekmiş sana?"

"Bilmem gidince söyleyecekmiş, önemliymiş."

Gözlerimi kısıp ona biraz daha yaklaştım.

"Hem sen neden tepki verdin bu kadar?"

Kaşlarını yukarı kaldırıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Bir elini kaldırıp saçımı geriye atarken bana değil saçıma bakıyordu. Saçımın parmağına dolayıp gözlerimin içine baktı.

"Önemliymiş... Neymiş bu önemli konu?"

"Bi-bilmem"

Sen bu kadar yakınımdayken, nefesini hissediyorken adımı bile bilemezdim.

"Hımm evine gideceksin yani?"

Eli saçımı okşarken nefesi de yüzüme çarpıyordu. Arabanın içi çok sıcaktı!

"Gitmeyeyim mi?"

"Gitme."

"N-ne neden?"

"Çünkü evine gidecek olman..."

Boşta kalan elini elimin üzerine koyup kalbine götürdü. Kalbi kalbimle eş değer deli gibi çarpıyordu.

"....buramın huzursuz olmasını sağlıyor."

Gözlerim kapalı anın güzelliğinin tadını çıkarırken yanlış anlamaması için hemen açmıştım. Gözüm açık gördüğüm en güzel rüyaydı şuan.

"Yani sen..."

"Yani ben..."

Elini elimin üzerinden çekip yanağıma koyduğunda kafamı istemsiz eline yaslamıştım.

"...senden kalbimi deli gibi çarptıracak kadar çok hoşlanıyorum."

Bir anlığına her şey durdu. Ben durdum, Ateş durdu, yoldan geçen arabalar durdu, kalplerimizin atışı durdu.

Ve Ateş dudaklarını dudaklarımla birleştirdi...



Sonunda beklenen öpücük geldi.

Sizce erken miydi yoksa geç kalınmış bir öpücük müydü?

Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım.

Diğer bölüme kadar hoşçakalınnnn💋💋




Beyaz Nuri'm/Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin