Beyaz Nuri'm/Yarı Texting

6.3

"Saçmalama Ahu! Konu kapanmıştır."

"Ama ann..."

"Duymak istemiyorum, konuşma bitti!"

"Off!"

Yenilgiyle odama geçtiğimde Ateş'e ne diyeceğimi düşünüyordum.
Anneme bir hafta içinde evlenmek istediğimizi söylemiştim ve şiddetle karşı çıkmıştı. Ne bekliyorsam!

Ona tabiki de Ateş'in eski sevgilisi huzursuzluk çıkarmasın diye istiyoruz diyemedim. Haliyle açıklama yapmayınca annem de karşı çıkmıştı. Israr etsem çok yanlış anlaşılabilirdi. Yapacak bir şey yoktu.

Hastam: Ateş konuşabilir miyiz?

Beyaz Nuri'm: *Fotoğraf*

Beyaz Nuri'm: Seni dinliyorum...

Steteskobuyla kalbini dinlerken fotoğraf atmıştı...

Kalk Ahu elini yüzünü yıka gel!

Hastam: Ateş...

Hastam: Teleskop mu o?
Görüldü*
Beyaz Nuri'm çevrimdışı*

Hastam: Şaka yaptım şaka!

Hastam: Hemen alıyosun, neyse konuşmamız lazım.

Beyaz Nuri'm: Konuşalım yavrum, işten çıkınca alıyım seni.

Hastam: Tamam ben hazırlanıp bekliyorum.

Beyaz Nuri'm: Güzelim daha beş saat var, ben çıkarken haber veririm.

Hastam: Olsun ben seni bir ömür beklerim doktorum beyim.
Görüldü*
Yazıyor...
Çevrimiçi*
Yazıyor...
Yazıyor...

Beyaz Nuri'm: Ben de seni, on ömrüm olsun onunda da senin bana gelmeni beklerim.

Hastam: Şov yapma, çabuk gel!

Beyaz Nuri'm: Tamam:(

Beyaz Nuri'm: Geldim.
(17:30)

Beklemeden aşağı indiğimde Ateş kaputa yaslanmış beni bekliyordu. Beni gördüğünde gözlüğünü burnuna indirip arzu dolu gözleriyle uzunca süzdü. Yüzünde çarpık gülümsemesi varken dudaklarını diliyle ıslatıp ısırdı.

Sesli bir şekilde yutkundum. Şuan içimdeki atlar bana hiç yardımcı olmuyorlardı ve ben adım atamıyordum.

"Bebeğim."

Kısık ses tonuna gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tutmuştum.

Bir kere boğazımı temizledikten sonra nereye kaçtığını bilmediğim sesimi bulup cevap verdim.

"Hımm."

Yüzündeki çarpık gülümsemeyi bozmadan elini bana uzattı.

"Gidelim mi?"

'Seninle dünyanın bir ucuna mı?' diye sormamak için kendimi zor tuttum. Şuan beni istediği her yere götürebilirdi, böyle bakarsa benim iki gram olan iradem de beni terk ederdi.

Yanan elimi avcunun içine bıraktım.

"Gidelim."

Sanki şuan hipnoz altındaydım, beynimi bulamıyordum ve hareketlerim istem dışı oluyordu.

Arabanın kapısını benim için açıp oturmamı bekledi. Ben bindikten sonra kapıyı kapatıp şoför koltuğuna yerleşti.

Kısa ve dar eteğim oturunca daha da yukarı toplanmıştı. Havalar soğumuş olmasına rağmen kısa giymiştim, çünkü bu eteğimi çok seviyordum. Şuan bacaklarım apaçık meydandaydı. En son Ateş'le ilk buluşmamızda bu kadar kısa giymiştim.