8. bölüm. Ölü kuş.

3.8K 111 14
                                    

Evettt... Bugün günlerden Eftal ve Neva. Bence özlediniz ikisinide hasretinizi giderecek uzun ve derin bir bölüm sizi bekliyor. Siz okuyamaya geçmeden hayalet okur olamamanız temennisiyle sol taraftaki yıldıza dokunmadan geçmeyin. Keyifli okumalar:)


Yakarış, dilindeki yakarış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yakarış, dilindeki yakarış. Sevdiğin değer verdiğin birine bir şey olması olmuş olma düşüncesi insanı kahrederdi. Bunu değe vermek sevmek olarak adlandırıyoruz oysa biz. Kime ne için ne hakla yakarış esiyorduk ki. Karşındaki kişide değerin neydi de sen yakarış ederek içindeki açıyı beyan ediyorsun.

Selda teyzenin serzeniş gibi çıkan sesi yerime çiviledi beni.

"Neva." Yüksek sesiyle istemeye istemeye döndüm. Hızlı adımlarla bana gelirken bende ona ilerledim. O kadar endişeli duruyordu ki adımları koşar gibiydi. Hızla beni kolları arasına aldı.

Sevgi...

"İyi misin sen?  Bir şey oldu mu?" Ağlayan sesiyle şok içinde kolları arasından çıktım. Gözlerinden düşen damlayla ne yapacağımı bilemedim. Gözlerim arkada veranda da oturan kişilere Kerem ve diğerleri. İsmini zihnimden geçirmeye yetmedi gücüm.

"Korumalar kaza geçirdiğini söyledi kızım. Hiç bir şey demeden gidilir mi öyle. Aklım çıktı emanetime bakamadım diye." Elimle akan yaşlarını sildim. "İyiyim ben çok dikatsizdim sadece." Dedim soğuk sesimle. Bu kez de bedenimi kolları arasına alan Kerem ile onada sarıldım.

"Neredeydin kızım sen? Bakmadığım yer kalmadı." Sahte kızgın sesi ve endişeli sesine tebessüm ettim. Fark etmeden çok kişiyi endişelendirmişim.

"Ölmedim daha." Dememle Selda teyzenin şiddetli sesine döndüm. "Söyleme kızım öyle Allah korusun." Tebessümle başımı salladım. Konuşmaya gücüm yoktu. "Hadi gel şöyle sıcak bir şeyler iç." Daha bir şey dememe izin vermeden elimden çekerek verandaya doğru sürükledi bedenimi Selda teyze. Kalbim varlığını hissetmiş gibi çığlığını atarken bu kez susturdum onu ve hiç dönmeden yok saydım. Bedenimi bıraktığım yerle Baran'ın verdiği ceketin altına sakladım sarlı elimi.

"Nereden geliyorsun Neva? Onca saattir neredeydin? Ne kazası bu kızım?" Arka arkaya sorulan soruyla derin bir soluk aldım. Selda teyze uzattığı sıcak kahveyi sağ elimle aldım. Yanıma oturduğunda sert gözlerle yüzüme baktı. "Endişe edecek bir şey olmadı Selda teyze dediğim gibi  dikkatsizliğim yüzünden arabayı görmedim." Odaklandığım fincandan Kerem'in sesiyle ona döndüm. "Sana çarpacak olan araca binmişsin Neva. Anlamadım valla ben." Şaşkın gözlerini yüzüme dikmişti. Yanındaki kişiye bakmamak için gayretime yenik düşeceğim diye korkuyordum. Bakışları öyle çok derindiki yüzümü delip geçiyordu. Bakmasın bana yanında o kadın varken değmesin gözü. Kalbimde yaşın sebebi kanımda dolaşıyordu.

GÜNAHIN KEFARETİ + 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin