Selam.
Nasılsınız? Bölüm geldiği için çok mutlu olduğunuzu hissediyor gibiyim. Benide mutlu etmeniz isteğiyle yorum ve oy vermeden okumaya geçmeyin lütfen. Güzel doyurucu harika bir bölüm sizi bekliyor.
Yorumlarda buluşmak dileğiyle keyifli okumalar:)
Neyine bağlandım bu kadar bana bakmayan gözlerine mi? Benim olmayan kalbine mı? Özdemir Asaf.
Soruyorum gerçekten kendime neyine bağlandım ben bu adamın? Beni görmeyen gözlerine mi? Beni hissetmeyen kalbine mi?
Kırgınım ona. Kalbine bakışına gözlerine ruhuna. Kırgındım. Beni Baran'a iten sözlerine ve dahasına kırgınım halbuki hakkım yoktu öyle değil mi?
Değil. Ben seviyorum deli gibi tek bir sözüne muhtaçken grurumu önüme koyamazdım. Benim için aşk gurur dinlemezdi. Kopan fırtınalara rağmen içimdeki şeyler bitmiyor her zaman olduğu gibi ona çekilirken buluyordum kendimi. İçime dolan temiz havanın sevinci ile gülümsedim. Balkona çıkmayı akıl ederek çok iyi yapmıştım yoksa odanın içinde boğulacak gibiydim bana geçmişin tohumlarını ekip giden Eftal yüzünden.
Meğer ne çok şey varmış unuttuğum.
Eftal'i nasıl olurda önceden tanıyor olurdum ben. Aklım almıyordu o kaldırımda oturup ağlayan çocuk ve onunla birlikte benimde gözlerimden yaşlar düşerken nasıl olurda kader bizi bu duruma getirirdi. Benim dönüm noktam neresiydi nereyi karar kılmam gerekiyordu. Bu sıkışık olduğum zaman diliminde birde kalbimdeki ağırlıkla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Eftal kucağıma bombayı attı gitti. Dakikalar önce. Tam vaz geç dediğim anda tekrar bağlıyordu beni. Baran'a neredeyse bir şans verecektim ama olmadı olmuyor işte.
Kalbim ile aklımın savaşında aklım yenik düşüyor kalbime. Beni derin okuyanusa atıp yüzme bilmeden kurtul diyorlardı.
Kaçsam diyorum sonra nereye kaçacaksın o kadar ölüyü kaldırabilecek mi senin yokluğun. Ne yapmalıydım? Evet vardı bir seçenek o seçenekte öyle çok cesaret isterdi ki sonuçları ne denli ağır olur bilinmezdi.
''Of yaa off.'' Çığlık atmak istiyorum burada boğuluyordum artık. Kulaklarıma benim çılğlığım dışında telefon melodim ulaştı. Sıkıla sıkıla odama geri döndüm. Yasağımın üzerine rastgele firlattığım telefonu aldım.
Annem arıyor.
Uzun zaman sonra bu kelimeyi unutmuştum. Anne kelemsesini nasıl olurda unutmamı sağlardı annem. Bu kadar mıydı annemin bana yaptıkları. Güldüm tuhafca. Elime aldığım telefonu duyacaklarımı bilmeme ramen açtım.
''Efendim.'' Dedim düz tondan.
''Kızım, Nevam.'' Annemin yakarış sesi kulaklarıma dolduğunda benimde gözlerim doldu ancak dökülmesine izin vermedim. ''Efendim.'' Dedim yine aynı soğuklukta çünkü en son annemin bana ettiği sözler ve buraya göndermesi canımı çok yaktı.
''Çok özledim yavrum seni. Nasılsın?'' Yaşlar yüzüme döküldü istememe rağmen. Annem bana nasılsın diyor.
''Bıraktığın gibi anne ne ölü ne diri.'' Annemin fütursuzca sesi çılgına dönmüş gibi çıktı. ''Deme Nevam öyle deme kızım. Ben istermiydim böyle olmasını.'' Elimdeki telefonu kapatmamak için zorlandım.
''Anne sen beni feda etmeyi seçtin. Ben ne diyim şimdi sana. Abim yaptı bir günah sen geldin bana bunu ödemek kardeş olarak sana düşer dedin hiç beni düşünmeden.'' Sesim titredi ki annemde ağlamaya başlamıştı. Annemin suçu yoktu fakat bana ettiği laflar hazmedilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHIN KEFARETİ + 18
Ficção Adolescenteİçimdeki yaramaz arzu onu ve beni günaha davet ediyordu. Tutku bedenime kor bir ateş gibi hançerlenmişti. "Öyle söyleme.'' Dedim bir anda. Acıyordu canım görmüyor muydu. Beni görmezden gelerek hayatımı mahvediyordu, başka kadına değen gözleri beni h...