Merhabalar. Nasılsınız? Aslında çok enerjik girmek isterdim bölüme ancak üzerimde olan bu tuaf yorgunluk ve boşluk motivasyonumu düşürüyor özllikle bölümleri yazarken bir hayli zorluyor bu düşüklük beni, bölüm yazmak için oturduğumda ekran başına kendiliğinden gelen kelimeler şu sıralar benim itmemle gelişiyor buda beni çok fazla düşürüyor ve ayriyeten sizlerden beklediğim oylar ve yorumları alamamamın da keza büyük payı var. Seviyorum yazmayı bir hikayede kendimi hissederek sürüklenmek aslında size bahsedeceğim çok nokta var ancak çok sıkmak istemiyorum sizi o yüzden sizden tek bir ricam var.
Bölümleri okumadadan veyahut okurken düşüncelerinizi benimle paylaşmanız ( saygı çerçevesinde) oylarınızı görmek yorumlarınızı okumak bir nebze beni motive ediyor özllikle geçirdiğim şu sıkıntılı zamanda. Öpüyorum sizi kocaman keyifli okumalar dilerim.
Ay parçam.
Bilemedim, hissedemedim, düşünemedim.
Sevdiğim adamın kabuklarının altında bu kadar derin acıya ev sahipliği yaptığını bilemedim. Onun gözlerinde gördüğüm o koca dağ yıkınının altında ezildim. Kalbinde saklı olan o enkazda bunca zaman nasıl başa çıkabilmişti oysa ben kendi acımı, kendimi görüp onun kabuktan duvarına bakmışım. Bazı zamanlar hissederdim gözlerinin ardındaki yıkımı ancak bu kadar tahmin etmezdim. Kalbimin bu denli acısını yakından kulaktan duymak parça parça ediyordu beni. Göğsümde ki başı kıpırdadı bir iki kez ardından sahiplendi tekrar orayı.
Bu gece senin yıkımına öyle şahitlik etti ki Eftal Karan şahzivar, bu gece sana o geçmişi tekrar verdi.
" Nasıl kaldırdı o küçük bedenin o acıyı nasıl sırtlandı küçük çocuk o acıları?" Benim bile aklım düşündükçe kaybolup yüreğime kor bir ateş düşerkennasıl küçük omuzların koca yükü kaldırdı.
Bu gece hiç uyumadım onu göğsümde uyuttum ama kendim gözümü dahi kırpmadım. Bebeğimi göğsümde uyuttum. Gözlerimdeki yaşlar hiç dinmeksizin damlıyordu saat başı durmuyordu onun için ilk defa ağlamıyordum ama bu ağlayış bu yaş bambaşkaydı. Ruhum bedenimde sıkışıp kalmıştı. Dudaklarımdan hıçkırık kaçmaması için usulca elimi dudaklarımın üstüne bastırdım.
" Allah'ım bir anne nasıl çocuğunun önünde bunu yapardı hiç mi düşünmemişti onu yaşarken kendiyle birlikte öldüreceğini." Parmağımı ısırmaktan yara yaptığımı fark ettiğimde içli bir nefes alıp dudaklarımdan avuçlarımı ayırdım. Parmaklarım kahveye çalan saç uçlarını okşadı.
" Çok seviyorum seni. Aşkım sevgim kalbime sığmıyor." Dedim dudaklarımı usulca saçlarına bastırırken. Birgün aşkım ve sevgimi kontrol edemeyecek olmak bunun düşüncesi bile kahrediyor beni. Ellerimin altında ki başı usul usul kıpırdadığında uyandığını anladım düzensiz soluk alışverişi göğsümün arasına süzüldü ılık ılık. Çıplak karnımın üzerinde duran elini karnıma bastırmasıyla karnım içeriye çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHIN KEFARETİ + 18
Teen Fictionİçimdeki yaramaz arzu onu ve beni günaha davet ediyordu. Tutku bedenime kor bir ateş gibi hançerlenmişti. "Öyle söyleme.'' Dedim bir anda. Acıyordu canım görmüyor muydu. Beni görmezden gelerek hayatımı mahvediyordu, başka kadına değen gözleri beni h...