Merhabalar. Bölüm geldi. Bir gün gecikmeden dolayı özür dilerim arkadaşlar. Sabırsızlıkla beklediğiniz bölümü bırakarak çekiliyorum aradan. Bol oy ve yorum yapmanız dileğiyle keyifli okumalar. Hemen sol tarafta ki yıldıza dokunmak zor olmasa gerek:)
Boş fanusun içinde görünmez gizli mabed. Boş sanılan o fanusta gizli yaşam. Görünmez olanı görmekti önemli olan halbuki görüneni herkes görürdü. Gözlerimi kapattığında dünyan kararıyordu açtığında ise dünyan ışıkla doluyordu. Kimileri için karanlık fırsattı kimileri içinde zindan. Gözlerimi kapattığımda boğuluyordum ben. Korkutucu gelmiyordu bana asıl korkutucu gelen yanlız oluşumdu orada.
Yanlızlık nasıl tanımlanırdı ki?
Ben kaybolduğum sokaklara tekrar tekrar uğraıyorken aynı çıkmazlığa doymuyordum. Benim arayışım vardı o çıkmazlarda fakat arayışım beni bulmuyordu çünkü yanlış sokakta yanlış çıkmazda kaybolmuştum. Dedim ya hani boş fanusta görünmez madebimi ararken yanlış boşlukta arıyormuşum. Fark ettim ki düştüğüm bir sokakta daha kalkmaya yeltendiğimde elimi tutan kişi ise annem oldu.
Her şeyiyle özel olan.
Parmakları saçlarımda gezinirken boğazım düğüm düğüm oldu. Nasılda özlemiştim anne kokusunu anne şevkatini. Bunlardan mahkum kalmak büyük kayıptı. Hiç bir şeyle ölçülemezdi anne. Sıkı sıkıya sardım annemi bir daha görmeyecek olduğumu düşündüğümde ruhum daraldı. Beni yerden kaldıran tek varlıktı o nasıl sırtımı dönerdim. Saçlarımdan kopan elleriyle ayrıldım. Gözlerimiz birleştiğinde oradaki özlemi gördüm.
''Biricik kızım.'' Diyişi kulaklarımın aşinası oldu. Uzun zaman olmuştu 'kızım' sözcüğünü hissetmeyeli. Gözlerimin doldu. Parmaklarımla annemin yanaklarındaki ıslaklığı sildim. ''Annem çok özledim seni.'' Diyerek bir kez daha sarıldım. Aynı değilmiş telefonda konuşmakla yüze yüze konuşmak. ''Bende biriciğim bende.'' Mutlukla annemin yanında duran Selda ablaya baktım sonra anneme. Annemi gördüğümde tüm evrenden soyutlanmıştım.
''Nasıl geldin anne sen?'' Hiç bir şey anlamazken annemin elimi saran ellerine baktım. ''Anlatacağım birtanem gel oturalım şöyle.'' Annemin ardından ilerlerken çift kişilik koltuğa oturduk. Selda teyze de karşımıza Karan'da tekli koltuğa geçti. Başımı merakla anneme döndürdüm. Kimse bu duruma şaşırmamıştı belliki annemin geleceğinden bir benim haberim yokmuş.
''Sabah Selda teyzeni aradım.'' Dedi Selda teyzeye gülümserken. ''Biraz sohbet edip konuştuktan sonra seni sordum. İyi olmadığını söyledi.'' Demesiyle gözlerimi kaçırdım.
Selda teyze bunu nasıl fark etmişti?
''Yok öyle bir şey Annem. İyiyim ben.'' Sesimi güçlü çıkmasına gayret ederken kalbim titredi.'' Sus yalan söyleme bana. Gözlerinde kederi görüyorum kızım. Omzundaki yükün ağırlığı benim boynumu büküyor. Yüreğimde ki ateş beni kavuruyor. Senin omzuna koyduğumuz bu yükün altında eziliyorum.'' Annemin gözünden firar eden yaşla benim de gözlerim doldu. Onun gözlerinde böyle mahçupluğu görmeye razı değildim ben. ''Senin iyi olmanı her şeyden çok istiyorum bebeğim. Buraya seninle vakit geçirip kızımın yanında durmaya geldim.'' Hayret etmiş gözlerle kaşlarım havalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHIN KEFARETİ + 18
Teen Fictionİçimdeki yaramaz arzu onu ve beni günaha davet ediyordu. Tutku bedenime kor bir ateş gibi hançerlenmişti. "Öyle söyleme.'' Dedim bir anda. Acıyordu canım görmüyor muydu. Beni görmezden gelerek hayatımı mahvediyordu, başka kadına değen gözleri beni h...