İçimdeki yaramaz arzu onu ve beni günaha davet ediyordu. Tutku bedenime kor bir ateş gibi hançerlenmişti.
"Öyle söyleme.'' Dedim bir anda. Acıyordu canım görmüyor muydu. Beni görmezden gelerek hayatımı mahvediyordu, başka kadına değen gözleri beni h...
Arayıçokaçmadan size yeni bölümle geldim. Satır arası yorum ve bölümegeçmeden oy bekliyorumgüzellerim. Lütfenboş geçmeyin.😔
Evet şimdi okunma oranına göre oylar ve yorumlar görmek istiyorum üzmeyin yazarınızı ki size bölümleri zamanın da yazıp atsın.😔😉
Keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kalbimde cıs eden bir ağrı vardı. Hissediyorum kırgınım, elimde olmayan her şeye. Yüreğimde sahiplik yapan bu sahipsizlik canımı derinden yakıyordu. Kalbim hızlı atıyordu neden içimde bir şey olacak korkusu sahiplik ediyordu. Kalbimin içinde bir yumru filizi var ve büyüyordu. Boğazıma kadar tırmanan boşluk nefesimi tekletiyor. Hiçbir zaman birini kırma taraftarı olmadım kimse için kötü düşünmedim ancak bu şehre gelene kadardı her şey. Tüm günahlar üzerime çuvallanmış benim yüklenmemi arzuluyordu. Kendimi yere göğe sığdıramıyorum.
Nasıl bir his biliyor musun? Oda geniş ama sığamıyorsun, bak kapı orada ama çıkamıyorsun, pencere açık ama nefes alamıyorsun, birşeyler düğüm düğüm dizilmiş boğazına. Ama ne yutabiliyorsun ne atabiliyorsun... (CEMAL SÜREYA.)
Tamda şaiirin dedigi yerdeyim. Pencere açık nefes alamıyorum kapı var çıkamıyorum. Allahım bu devasız sızı neye benziyor böyle. Nasıl bir acı ki devasız koydun beni. Bunun çıkar yolu var mı? Nolur olsun. Nere gideceğimi nerede olacağımı bilmiyorum. Allahım kaybolmuş durumdayım. Lütfen kendimden vaz geçmeden beni bul al beni bu kaybolmuşluktan. Nasıl duyduğumu ne duyduğumu kavradığımda sıkıştığım fanusta dibe çekildim. Eftal Karan'ın söyledikleri zihnimde çınlıyor ancak bedenimde gezen lanet ateş beni yakıyor ve algılarımı elimden alıyordu. Tek hissettiğim şey onun üzerimde olan bakışları. Başımızdan aşağıya akan sular kesildiğinde ne zaman getirdiğini bilmediğim bornozu üzerime geçirdi. Çıplak ayaklarım beyaz fayanslarda kayıyordu. Karan beni kendine yaslayarak odaya girdiğinde yatağa oturttu. Bulanık bakışlarım onu bulduğunda dudağımın ucu kıvrıldı. Gözleri dudaklarıma kaydı saniyelik ama geri yüzüme çıktı.
"Neden gülüyorsun?" Güzel ses tonu beni kendimden aldı. "Çok güzel görünüyor saçların." Anlına düşen perçemler yüzüne yapışmış siyah irislerini derinden belirginleştirdi. Elleri saçlarına giderek Anlındaki perçemleri dağıttı hızla. Bu saniyelik an zihnime öylebir imzasını koydu ki saçlarından dağılan sular yüzüme savruldu. "Üzerini değiştirebilecek misin?" Bakışları halsiz duran bedenimi turladı.
" Evet halledebilirim." Dedim ikna etmek için ancak gözleri buna inanmadığını gösteriyordu.
"Hallederim dedim Karan git sen kendi üzerini değiştir benim yüzümden hasta olma." Bakışları değişirken elini bir anda anlıma koymasıyla içim titredi. parmakalrı tenimi ateşten daha çok yaktı.
