27. Bölüm. Kalp ağrısı.

2K 82 12
                                    

Hellooo. Nasılsınız? Duydum ki bizi soruyormussunuz bizde sizi çok bekletmeyelim dedik ayrıca bayram hediyesi olsun istedim bu bölüm size.

Nasıl geçiyor bayram?

Neler yaptınız?

Sizde bana Bayram hediyesi olarak oy ve yorumları çok tutarak verebilirsiniz.

Keyifli okumalar.

Buraya bir adet Eftal Karam Şahzivar bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Buraya bir adet Eftal Karam Şahzivar bırakıyorum.)

Ne istiyordu benden. Hoşuna mı gidiyor beni bir çıkmaza koymak içtiğimiz acılar yetmiyor mu neden ulaşamıyorum artık mutluluk denen şeye?

Yabancılaşmıştı yabancılaşmıştık kendimize.

Ne o anlıyordu kendini ne de ben. Belkide bu yüzdendi yabancılığımız bizim bir arada olmayışımız. İstiyoruz evet ama sadece istiyoruz bunun için ne bir adım ne bir çaba hiç biri yokken bu kadarı kafi diyip geçmemiz adil değil.

" Hep sustun bana." Acıdım ruhum acıdı ben acıdım. Gözleri bir savaş içerinde olduğunu belli eder gibi bağırıyordu bana anla diye ama bu kez değil.

" Hep sustuk Eftal Karan. Ben hep konuştum sana sen ise sustun peki ya şimdi neden bağırıyorsun?" İki uçurum arasında kalmıştım ya orası ya burası gerçi her iki tarafta paramparça edecek ya. " Niye senin olmayanı sahipleniyorsun?" Elimi hiddetle bana taş kesilen kalbine vurdum.

" Sahiplenmek için ait olmak gerekli değil mi? Şimdi neden beni imtihan ediyorsun kendinle." Boş boş bakerken hiddetim artı.

Bakma içi boş.

" Susma! Susma artık görmüyor musun bana yaptıklarını. Ben bu evliliğe umut etmedim hiç bir şey beklemedim niye elimden tutup avuçlarıma yığdığın umutlarla uçurumdan itiyorsun beni." Gögsüne vurduğum yumruklarımın şiddeti arttı ki o da dirseklerimden yakalayıp beni harketsiz bıraktı. " Yeter! Tamam mı yeter! Yordu beni bu belirsizlik ama en çok sen yordun." Gözlerimden bu kez yaş düşmedi ağlayamadım ki çünkü yaş kalmamıştı ona karşı bugünde dolmuştu sınırım.

" Üzgünüm." Dedi sadece kahakaka atmak istedim ki kendimi elinden kurtarmaya çalışacağım da kolumdan kendine çekip başımı göğsüne bastırdı. Hıçkırık dolup geldi genzimi yakan kokusuyla gözlerimi kapattım.

" Üzgün olma olur mu sen?" Dedim asice.

" Sen bana bu kadar acının telafisini yapacak bir neden ver ki elime ben yine seni." Dedim boğazımdaki yumruyu yutup kendimi iterek ondan ayırdım gözlerinde çalkantı gördüm benim gibiydi ama konuşmuyordu.

" Ben seni yine affedeyim yine kanayım gülümseme söz veriyorum bana bu kadar acının sonunda geldiğinde geçerli bir neden verdiğinde." Diyip elimi kalbime bastırdım. "Burası seni tam anlamıyla affedecek ama sonumuz geldiğinde aramızdaki bu bağ koptugunda yine sana söz veriyorum etrafında Neva diye hiç bir şey kalmayacak." Dizlerimin ağırlığını kalbimde duvar gibi hissetim. Çökmeyecekti dizlerim bu kez sert zemine. Gözlerine baktım hissettiğini görmek için ki gördüm orada bir çağlayan gördüm ve ben de o çağlayana kapılıp gittim. Ayağıma dolanan kelepçemi çözdüm ona bağlı olan görünmez ipi çözdüm geldiğim gibi çıkarken düşen yaşı hızlıca silldim.

GÜNAHIN KEFARETİ + 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin