18. Bölüm. Bırakmam.

2.7K 74 7
                                    

Selam aşklarım. Nasılsınız? Öncekiler gibi arayı hiç açmadan bölümü attım hatta haftasından önce paylaşıyorum çünkü
Dayanamadım çok güzel bir bölüm sizi bekliyor. Çok uzatmadan size keyifli okumalar dilemeden önce oy ve yorum bekliyorum kocaman öpüldünüz umarım yazarınızı mutlu edersiniz.❣

Satır arası yorum bekliyorum hepsini okuyacağım.

Bölüme geçerken multimedia daki şarkıyı açarak okuyun çok daha güzel  olacak.

Bölüme geçerken multimedia daki şarkıyı açarak okuyun çok daha güzel  olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kırılmam belki sana.
Üzülmem sevmeyisine.
Düşmem umutsuzluğa.
Kader diyip geçemem sana.

Düşerken sevda uçurumundan.
Uğruna vaz geçerim her şeyimden.
Tut ellerimden kaçalım bu diyardan.
Kanatsız kuşun kanadı ol sırtında.

Boşlukta sallanan bedeni tut.
Salma onu sensiz gökyüzüne.
Savurma yapraklarını başka şehirlere.
Onsuz var olamazsın içine o sahipken.
Şiir sahibi, (Zekiye özşahin.)

Hissettiğim her şeyi bir kenara savurdum ve telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Baran." Dedim güçlükle. Kalbime düşen bu ağırlık neyin nesiydi? "Neva sana iyi haberler vermeyi çok isterdim ama üzgünüm." Demesiyle gözlerim doldu bakışlarım Karan'a döndüğünde arabayı boş yol kenarına çekerek üzerime eğildi ve kulağımdan telefonu çekerek hoparlöre verdi. Bunu bir kaç saniye de yaptı ve kendi de dinledi. " Bir şey mi oldu?" Bu soruyu sorarken kalbim sökülüyordu.

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum ama bütün aşiret ağaları toplandı konuşuldu herkes bir şey söyledi ve son karardı verildi." Elimdeki telefon kucağıma düşmemesi için sıktım."Nedir karar?" Derin nefes alış sesi geldi telefondan. "Bu berdel olacak Neva. Baban Mirza'yı kurtarmak için kabul etti. Mirza çok karşı çıktı başka çözüm dedi ancak yoktu başka seçenek, töre diyor herkes ama." Dedi ve bir kaç hışırtı sesi geldi.

"Ama ne Baran?" Hiddetle çıkıştım kalbim ağzımda atıyordu resmen. "Mardin'in yüzde doksanına sahip olan bir adam var o reddeti neden bilmiyorum ama reddeti ve eğer ikimizden biri evli olsaymışız veya çocuğumuz olsaymış bu berdel olmayacakmış ama bu mümkün olmadığı için bu çözüm yoluda boşa oldu." Elimdeki telefon kucağıma düştü. "Tamam." Dedim kısık sesimle. "Seni daha sonra ararım Baran." Diyerek kapatma tuşuna basarak telefonu atar gibi bıraktım.

Bukadardı işte hayat. Benim yolum burada bitiyordu benim kaderim çizilmiş geri dönüşüm yoktu.

"Bana bak Neva sakın üzülme hallederim ben, yemin ederim halledeceğim." Eftal bir şeyler diyor ama duymak istemiyordum onu. Bunu böylece kabullendim. Çenemi kavrayan ellerle boş bakışlarım endişeli bakışları ile birleşti. Çenemi usul usul okşadı.

GÜNAHIN KEFARETİ + 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin