4.Bölüm

5K 128 12
                                    

Selamlar, yeni bölümle karşınızdayım umarım severek ve keyif alarak okursunuz. Emeğimin karşılığı için bölüme geçmeden rica ediyorum yorum ve oy bekliyorum, keyifli okumalar:)

Zihnimin fısıltısı bana bu sevdadan kaçmamı söylerken kalbimin ritmi savaş ilan ediyordu.

Uçurum.

Aşkımla gurun arasında ki uçurumlar. Birini itmem gerekiyordu oradan, ikisini bir arada götüremiyordum. Her şey o kadar çok o olmuştu ki hayatımda ne tarafa dönsem oydu. Onu görmeden kalbim atmıyordu sanki aldığım nefeslerim bile boşaydı. Seviyorum onu tüm aşkımla benliğimle fakat yetmiyordu bu bana.

Ben hayatımdan kaderimden kaçıp buralara geldim. Nereden bilebilirdim ki kendi kaderimin ellerimde olduğunu. Annem babam beni kendi elleriyle bir yangına itmek istediler abim bile. İstemediğim halde sevmediğim bir adamla evlenecektim. Nasıl kurtulacağımı bilmiyorum annem ve babam sürekli aklımı meşgul ediyorlar. Onlara bir şey olması işte bu benim canımı daha çok yakıyordu.

Hayatım ve onlar arasında nasıl bir seçim yapacaktım ben. Bu uğurda Mirza'nın hayatı söz konusuydu. Umursamıyor elimle itiyor gibi dursamda yüreğimde bir sızı var, ona bir şey yapmaları konusunda endişeliyim. Mirza benim değerlimdi. Fakat o ve ailem beni düşünmeden silip attılar. Hata yapan Mirza olmasına rağmen tek kalemde beni gözden çıkarmalarını kabullenemiyordum. Ben bencil değildim sadece abim onların evlâdaysa ben neydim?

Gözümden düşen damla yanağıma süzüldü geçti. Acılarımın kabuk bağlamasına izin vermiyordum bile bile kanatıyorum ki unutmayayım. Usulca süzüldüm odadaki boy aynasının önüne. Gözlerim aralandı büyükçe uzun bir aradan sonra kendimi bu kadar özenli ve güzel görüyordum. Ruhumun yansıması gözlerimde iken dışımdaki güzellik yıkılmadım ayaktayım imajıyla zıttı. Altın sarısı aynanın yüzeyi beni yansıtıyordu ve bir kez daha inceledim kendimi. Bedenimi saran açık renkteki elbise tenime aheste bir güzellik katıyordu ki elbisenin omzumdaki ince ip askısı ve gözlerimi alamadığım sağ bacağımın diz kapağımdan toplanan dekoltesi göz alıcıydı. Bedenimi ikinci bir deri gibi sarmıştı. Göğüs arama inen zarif dekolte saten elbiseyi muhteşem kılıyordu. İyiki almıştım bu elbiseyi yanıma.

( Neva'nın elbisesi multimedia'da var bakmak isteyenler için.)

Gözlerim hafif ama dumanlı makyajimla tamamlarken saçlarımı zarif dalgalar yaparak zarifçe toparladım böylelikle boynum ve köprücük kemiklerim daha belirginleşti. Bu gece yemek çok özledi bu kadar özenmemin bir diğer nedeni ise Eftal'di. Ona güzel görünmek istedim tepkisini de çok merak ediyordum. Aynaya bir iç çekiş bırakarak dağınık yatağımın üzerindeki küçük el çantamı ve telefonumu aldım. Saate baktığımda Eftal'in çoktan gelmesi gerekiyordu ama hala gelmemişti. İçime düşen huzursuzlukla topuklu ayakkabılarımın tıkırtısı niteliğinde odanın kapısını araladım. Merakım kanımda kol gezerken odadan çıkmamla salonda camın önünde telefonla konuşan Eftal'i gördüm. Sakin şekilde adımlarımı ses etmeden ona attığımda sesi geldi kulağıma.

''Biliyorum güzelim ama bir kaç gün daha buradayım.'' Dedi yumuşak sesle ve o an anladım kiminle konuştuğunu. Bedenim olduğu yerde kalırken devamını dinledim. ''Bende senin burada olmanı isterdim s-.'' Demesine kalmadan cama yansıyan bedenimle birlikte sözleri yarıda kesildi. Gözlerimiz yansımada birleşti ancak benim tüm moralim duygularım alt-üst oldu. Sakin bakışlarla onu süzdüm. Kumaş pantolon üzerine beyaz gömlek ve kumaş bir ceket. Saçları bakımlı ama özgürlüğü elinden alınmış biçimde geriye yatırılmış. Sol kolunda ise siyah kayışlı bir saat. Çok çok yakışıklı olmuştu ve nefesimi kesiyordu. Sert keskin yüz hatları donmuş halde bana bakarken ben ifadesizce baktım yüzüne. Kulaklarımın duyduğu ses kalbime kızgın ateş gibi oturdu.

GÜNAHIN KEFARETİ + 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin