Selamlar.Uzun zaman oldu ama hayatım alabora biraz bu aralar. Yks'ye iki ay kaldı ve mezuna bırakacağım kesinleşti. Bunu kabullenme ve kendime alıştırma sürecindeyim.
Biraz zorlanıyorum yine kendimi bozmayıp ders çalışmaya çalışıyorum ama çok yoruldum. Üzerimde bıkkınlık ve yılmışlık var. Biran önce sınavın geçip gitmesini ve artık okul olmadan hayatımı düzene sokmak istiyorum.
Haftanın altı günü dershanem beş günü okulum var. Kafamı kaşıyacak vakti zor buluyorum. Çok yıldım artık her şeyden. Okuldan falan soğudum yani.
Şu sınavın geçip gitmesini istiyorum ki rotamı çizebileyim.
Yazın buraya daha ağırlık vereceğim taslakta bir iki kitabım var. Onları yayımlamak istiyorum. Ve var olanları bitirmek tabiki. Yazın kendim hayran kurgu olmadan özel olrak çıkartmak istediğim kitaplarım da var.
Ama şuan bu sürece ayıracak vaktim yok. Şu okullar kapansın daha çok bölüm okuyacaksınız.
Anlayışınız için teşşekür ederim.
Bu arada bölümü: Cem Adrian- Kül dinleyerek okumanız tavsiye edilir.
*
*
*
Karaca'nın yemek yemediği için zaten zayıf olan bünyesi iyi çökerken sürekli bayılması ve buna rağmen yemek yemek için çaba dahi göstermemesi Azer'i çileden çıkartıyordu. Onun yanına gidip saatlerce dil dökse de nafile oluyordu.
Karaca sadece boş boş gözlerine bakıyor bazen de umursamayıp geri yatıyor Azer sadece konuşmuş oluyordu.
Azer'in bu duruma bir çare bulma çabaları, her gün doktorlarla saatlerce görüşmeleri ama buna rağmen bir arpa boyu yol kat edememeleri ile sonuçlanıyordu her şey.
Doktorların bu durumda ona tek tavsiyesi Karaca'yı hastaneye yatırmak ve beslenme düzenini sağlamaktı. Ama Azer hiçbir şekilde Karaca'nın hastaneye yatmasını istemiyordu. Hastanelerden oldukça nefret etmesi bir kenara Karaca'nın da sevmediğini çok iyi biliyordu. Ki zaten kendini çoktan geçmişti. Diretmesi Karaca'nın sevmediği bir yerde kalmak zorunda olmasını istememesiydi.
Ama durum her geçen gün sarpa sarıyor ve Azer zehirli sarmaşıklara sarılmaktan geri duramıyordu.
Sıkıntıyla oturduğu merdiven basamağında başını korkuluğa yaslamışken boş boş önündeki basamakları izliyordu. Annesi ve kardeşi sabah hasta ziyaretine gitmiş evde Karaca ile tek kalmışlardı. Bu yüzden son bir saattir evde duyduğu tek şey kendi aldığı nefes sesleriydi.
Karaca muhtemelen kendi odasında ya uyuyor ya da camın önündeki koltukta bahçeyi izliyordu. Sabah o uyurken yanına girmişti sadece. Ondan sonra evde dolaşmış, bahçeye çıkıp sinirini atmak için odun kırmış, evin alt katında spor yapmıştı.