Bölümü okumadan önce medyaya bakıp ona göre hazırlık yapınız:)
Bu sıralar yazarınızın modu:
Bölüm çok hoşuma kaçtı.. İyi okumalar❤💃
....Şimdiki Zaman / İstanbul
Karaca Kurtuluş..
Geldiğim hastanenin önünde bekliyordum son yirmi dakikadır. Yıllardır bu hastabeye gidip gelmekten her yanını ezberler olmuştum. Hatta buradan burs verip okuttuğum bir sürü öğrencim vardı. Tanıyorlardı beni bu yüzden.
Hastalığımı bir tek ben, Duygu ve Şevket amca biliyordu. Bu bile fazlaydı ama Duygu ya söylemek zorunda kalmıştım. Keza bu süreçte de çok desteği olmuştu bana ama bir faydası yoktu artık.
Evden gizlice çıkmıştım, yine. Azer tehtit aldıktan evdeki korumaları arttırıp, dışarı çıkmamızı kısıtlamıştı. Bu umurumda değildi.. Yani Azer'in kısıtlaması değil de, düşmanlar tarafından tehtit edilmemizi takmıyorudum. En azından kendim için.
Ben zaten ölmeyi bekliyorum, ha bugün ha yarın. Ne fark eder ki?
Tabi bunu Azer'e diyememiştim. Onu geçiştirmiştim. Tabi o benim şuan evde olduğumu sanıyordu orası ayrı. Geceleri çok bunalınca kaçıyordum. Şirkette ki işleri de evden hallediyordum.
Aslında canıma minnetti evde oturmam, son zamanlarda çok yorgun hissediyordum kendimi. Galiba kalbim yüzünden di..
Titreyen bacaklarımı görmezden gelip, yavaş adımlarla hastaneye girdim. Asansöre binip doktorumun olduğu kata çıktım.
Doktorum çok yakın bir arkadaşımdı. En azından hastane kayıtları mı gizleyebiliyordum. Kapıyı çalıp içeri girdim.
" Yiğit?"
Kafasını kaldırıp gülümseyerek bana baktı. Hafif tebessüm edip konuşmaya başladım.
" Özlettim galiba kendimi?"
Gülerek söylediklerime karşılık ayağa kalktı. Kapıyı kapatıp sımsıkı sarıldık birbirimize.
" Deli kızım, hoş geldin!" dedi neşeyle bana bakıp. " Armasam geleceğin yok heralde?!"
Sitemle söylediklerine gülerek cevap verdim. O koltuğuna geçerken, bende masasının karşısındaki koltuğa geçtim.
" Nasılsın, deli kızım? Biraz durgun gibisin!"
Gözkeriyle benim iyi okup olmadığımı incelerken gülümsemekle yetindim.
" Aynı Yiğit, sen nasılsın?"
Kendimi es geçerek konuştuğumda her zaman kaşlarını çatardı. Şimdi de o anlardan biriydi.
" Kendini ne zaman önemseyeceksin acaba Karaca? " dedi beni azarkarken.