" Ne demek ülkeye ilaçlar girmiş!" biraz daha ona dönmeye çalıştığımda kolum birden sızlamıştı.
" Adamlar çoktan ilaçları sokmuş ama Durukan amcaları oyalıyorlar galiba." Aşkın bunu söylerken biraz çekinceli davranmıştı.
" Madem öyle neden Durukan amcaya bir şey söylemedin!" Durukan amca bir şey bilmiyor gibi duruyordu.
" Sorun orada işte. Daha bugün bizim depomuza ulaşan ilaçların içinde başka ilaçlar vardı. Ve bir notla birlikte bana iletilmişti. Benden başka kimse bilmiyor. Ve notta senin adın geçiyor.Ve bu ilaçlar önceden bana gönderilmiş ama bugün ancak depomuza ulaşmış." neler olduğunu anlayamamıştım.
" Arabayı bir köşeye çek de anlat." böyle kafamı hiç toparlayamıyordum.Aşkın hemen arabayı bir kenarıya çekmişti.Derin bir nefes aldı.
" İlaçlar normal ilaç gibi görünüyor ve ama normal ilaç olmadığına dair bir uyarı var. Sanırım Efecan ilaçların girdiğini bilip bu adamlardan çoktan çalmış o zamanlar ve bana göndermiş.Şimdi adamların seni kaçırmasının nedeni Efecan'ı sürekli seninle birlikte görmeleri ve bir şeyler bildiğini düşünüyorlar galiba.Benden bu ilaçları saklamamı istemiş. Bizim hastanelerimizde bunları tutmak kimseyi şüphelendirmez." Aşkın'ın yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyordum.
" İyi de sana niye göndersin? Seni hiç sevmezdi. Bunu babam veya Kemal dede hallederdi. Alper amca falan..." Konuşmamı tamamlamadan benim sözümü kesmişti.
" En büyük laboratuvarlar bizim hastanelerimizde. Yönetim bizim elimizde. İlacın içeriğinin araştırılmasını istiyor. Bir tedavisi olup olmadığını araştırmamızı istemiş. Eninde sonunda bu adamların ülkeye bu ilacı sokacaklarını demek tahmin etti. Belki o ilaçları çalarken vücuda bir şeyler enjekte etmiş olabilirler. Efecan'ın söylediği şeylerden emin değilim. Çok kafasına göre bir şeyler yapan birisiymiş.Ne yapacağı belirsiz olduğu için aslında bir yandan iyi bir yandan kötü. Tahmin etmek zor." Aşkın'ında kafası karışık gibiydi.
" Tamam diyelim bu ilaçlar ülkeye girdi. Adamlar o zaman sokmaya devam edecek bir. Açık bir alan yakalamışlar. Durukan amcayı oyalıyorlar. Biz artık ilacın girip girmemesiyle uğraşmamamız gerekiyor. Bu ilacın içeriğini bozacak ya da en azından tedavisini bulmamız gerekiyor." biraz mantıklı düşünmeye çalışıyordum.
" Bırak Durukan amcalar uğraşsınlar. Bilmiyor gibi görünmeleri daha iyi.Adamlar gelen ilaçların peşindeler. Durukan amcanın çaldığını sanıyor olabilirler. Bir de bu ilaçları onlara karşı kullanabiliriz diye korkuyorlardır. Sonuçta şimdi sende onlar için tehditsin.Sana söylediği şey şu. Aslında tedavisi varmış onlarda.Efecan sanırım onu da çalmış ve senin yerini bildiğini söylüyor. Ama sorun şu madem tedavisi vardı kendini niye iyileştirmedi? Zamanı mı kalmadı? Ne yaptı? Anlam veremedim. Bu yüzden sana sormak istedim." Aşkın başını çevirdiğinde ben sadece şaşkın şaşkın ona baktım.
" Ben bir şey bilmiyorum. Bana söylemedi. Benim onun ilaçları çaldığından haberim bile yok. Ara ara kaybolurdu. Senden duyuyorum her şeyi. Notu bana gösterir misin? Yanında mı? Kim bıraktı sana notu?" gerçekten anlam veremediğim şeyler oluyordu.
Aşkın arabanın torpido gözüne uzanırken etrafına bakınmıştı. Açıp içinden bir not kağıdı çıkardı.
" Bir adamla göndermiş. Ben ölürsem teslim et demiş. Benim adresimi vermiş." o konuşurken elindeki kağıdı alıp açmıştım. Efecan'ın el yazısına ne kadar çok benziyordu. Aramızda gizli olan gülücük işareti de oradaydı. O zaman bu notu onun yazdığını anlamıştım.
" Benim bunu tedavi edecek ilacın yerini bildiğimi söylüyor. Sana yemin ederim bana hiçbir şey söylemedi. Zaten bende bilsem ilk onu iyileştirirdim." ellerim titremişti.