Bölüm 46 İstek

1.5K 97 17
                                    

Duru
Yemek yedikten sonra gidip düzgün bir yatakta uyku çekmiştim. Ortam sessizdi. Atakan ortalıkta yoktu. Sadece evin içinde dolanan bir yardımcı kız vardı. O da akşam yemeğini hazırlandıktan sonra gideceğini söylemişti. Telefonum hiçbir eşyam yoktu. Kızında telefonu yoktu. Kimseyi arayamamıştım. Ev kocaman zindan gibiydi. Bir an bu evin içinde hapishanede hissetmiştim kendimi.

Yatakta dizlerimi karnıma kadar çekip düşünmeye başladım. Atakan gerçekten bana geri döner miydi? Dönerse hastalığını iyileştiremezsek bize ne olacaktı? Düşüncelere boğulduğumda sürekli yatakta dönüp duruyordum. Yatak odasının penceresinden bakmak istemiştim. Nerede olduğumuzu tam kestiremiyordum. Akşam verdiği tarifle buraya gelmiştim. Ama burası ormanın içinde büyük bir villaydı.Yataktan kalkarken ayaklarımı çok önemsemedim. Camdan dışarıya baktığımda evin dışında bir sürü koruma olduğunu görünce şaşırmıştım. Nasıl bir yerdi burası? Tekrar yatağıma uzandığımda derin bir iç çekmiştim. Sonra birden kapı çalınmıştı.

" Efendim bu kıyafetleri korumalar getirdi. Atakan bey göndermiş." kız kıyafetlerle odama girerken gözlerim dolmaya başlamıştı. Atakan'ın kendisi yoktu. Tam tahmin ettiğim gibi beni bırakıp gitmişti. O zaman ben burada ne arıyordum? Kız odama bir sürü torba bırakıp odamdan çıktığında ağlamaya başlamıştım.

" Salak çocuk ! Kimse umrumda değil! Sadece sen gel olmaz mıydı! Sana aşık oluyorum galiba gerçekten sana aşık oluyorum. Kafayı yiyeceğim." saçlarımı yatakta çekiştirmeye başlamıştım. Bir şeyi bu kadar çok isteyip onunla sürekli mücadele vermek beni yormuştu. Gerçekten bazen yaşamanın anlamsız olduğunu düşünüyordum. Onun gelmesini bekleyecektim. Bekleyecektim ve gelmezse buradan gidecektim. Ama onun geri gelmemesi beni çok ağlatmıştı. Gözlerimi kapatıp uykuya dalıp her şeyi unutmak istemiştim.

—-
Yanımda sıcak bir şeyler hissettiğimde bir el belime dokunurken birden çığlık atarak uyanmıştım. Ortalık karanlıktı. Yanımdaki kişiye baktığımda kalbim gümbür gümbür atıyordu.

" Sakin ol benim..." Atakan bana fısıldayıp elini başıma koyup beni kendine çekmiş başımı karanlıkta onun omzuna yaslandığını anlamıştım.

" Korkma benim." saçlarımı yavaş yavaş sıvazlıyordu. Hemen ona sarılıp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım.

" Gelmeyeceksin diye deli gibi korktum!" Ona bağırırken o sadece sessizce saçlarımı okşuyordu.

" Hadi uyuyalım." beni yavaşça yatağa yatırırken kendine çekmişti. Kollarını dolayıp bana sarılırken başımı onun göğsüne yaslayıp ağlamaya devam etmiştim.

" Tamam hatalıydım. Her şey benim suçum ama artık eskisi gibi olalım. Bana acı çektirme Atakan. Tamam ben dersimi aldım. Beni bırakma. Lütfen beni bırakma. Çok ağladım sen yokken. Hep seni düşündüm hep." ağlamaya devam ederken onun başımı okşadığını hissedebiliyordum.

" Beni özledin mi?" o bir şeyler fısıldarken hemen ona daha sıkı sarılmıştım.

" Özledim. Seni bekledim. Kıyafet göndermişsin sen gelmeyince ben..." boğazıma bir şeyler oturmuştu adeta.

" Çok yorgunum güzelim. Hadi uyuyalım. Sabah konuşuruz olur mu? Sarıl bana. Buradayım tamam mı?" Sesi yorgun geliyordu.

" Tamam." ona iyice sokulmuştum. Şimdi o yanımdayken huzurla uyuyabilirdim.

" Biraz daha sarıl. " dediğinde daha da ona yaklaşmıştım.

" Bu güzel. Mis gibi kokuyorsun. Şimdi uyumama işin ver." o mırıldandığında sesimi çıkarmamıştım.

—-
Sabah uyandığımda gözlerimi aralamış bir an nerede olduğumu anlamaya çalışmıştım. Yastığa sarılmış öylece pencereye bakıyordum. Atakan neredeydi? Telaşla diğer tarafımı dönerken Atakan'ın yanımda terler içinde kalmış halini görmüştüm. Tişörtünün boyun kısımları sırılsıklam olmuş alnından terler boşalıyordu.

Sessiz 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin