Duru" Tunahan tut şu adamı." Atakan bir kolundan Tunahan bir kolundan adamı bir köşeye sürüklerken Leyla koşup bir ip getirmişti. Benim gibi mantığını en azından kaybetmemişti. Bir şeyler yapacağım diye çabalıyordu kız.
" Bu adamlar ne ilacı arıyor?" kendi kendime konuşmuştum.Leyla bir yandan adamın elini bağlamaya çalışırken Tunahan'la Atakan diğer adamı çekmeye başlamışlardı.
" Bu demek oluyorki ilaçlar ülkeye girmiş." Atakan ortaya bir şey fikir atmıştı. Ayakta durmuş onları izlerken başım dönmüştü. Başıma bir ağrı saplanmış. Derin derin nefes almaya çalışıyordum.
" Tamamda burada neden arasınlar ki? İlaçlar burada olsa insan neden kendi evine saklasın?"Tunahan başka bir cevap vermişti. Leyla adamın ayağını bağlamaya geçtiğinde gidip yatağın üzerine oturmuştum. Bu olaylar beni yormuştu. Zaten doğru düzgün bir şey yememiştim birde bu meselelerle uğraşıyorduk. Atakan başını kaldırıp bana kısa bir bakış atmıştı. Sonra ayağı kalkıp " Bu olaylar beni acıktırdı. Dolapta bir şeyler var mı?" diye sorarken Tunahan ona ters ters bakmıştı.
" Seninle sonra hesaplaşacağız! Babama neden pat diye söyledin!" Tunahan Atakan'a gerçekten sinir olmuş gibi görünüyordu.
" Ne o sorumluluktan kaçmak mı istiyorsun?" Atakan dalga geçercesine gülümseyince Tunahan birden onun üzerine fırlayacaktı ama Leyla onu durdurmuştu.
" Tamam zaten eninde sonunda söylemeyecek miydik? Boşver böyle ani olması iyi oldu." Bu demek oluyordu ki...Leyla o zaman çocuğun kalmasını istiyordu. Yüzümde bir gülümseme belirmişti.
" Ne! Kabul ediyor musun? Yani karar verdin mi?" Tunahan heyecandan Leyla'ya sarılmış yalpalayıp kızın üstüne düşecekken Atakan onun tişörtünden tutup geri çekmişti.
" Kızı ezeceksin. Sakin." onu geri çektiğinde Leyla kendi kendine gülümsemiş bende gülümsememi bastıramamıştım. İçim bir an huzurla kaplanmıştı. Leyla'nın kararına sevinmiştim. Güzel sevimli bir rahatlamaydı bu.
" Dur dur Atakan topladım kendimi..." deyip birden elleriyle Leyla'nın yüzünü kavramış kızın dudaklarına yapışırken Leyla onu kendinden ayırmaya çalışıyordu.
" Salak! Dur millet var!" Leyla onunla cebelleşirken Atakan gözlerini başka yere kaçırmış bende aynı şekilde başka yere doğru bakmaya çalışırken Atakan'la göz göze gelmiştik. Atakan başıyla bana işaret vermişti.Dışarı çıkalım diyordu. Sessizce yataktan kalkıp kapıya yöneldiğimde arkadam Atakan da gelmişti. Biz dışarıya çıkıp kapıyı kapattığımızda Atakan'ın yorgun gülümsemesini görmüştüm.
" Benim gözümde hala çocuk bunlar." Derken onun bizi tanıdığını ama bizim onu tam olarak tanımadığımızı hissetmiştim. Sonuçta Atakan bizden büyüktü. Tunahan'a kızsa bile ona yardım etmeye çalışıyordu. Bana da öyle.
" Teşekkür ederim yaptıkların için." onu günlerdir uğraştırıyordum. Başımı eğip birlikte koridordan yürürken o ellerini ceplerine sokmuştu.
" Duru biraz kendini toplamaya çalış olur mu? Bak kimse kolay zaman geçirmiyor ailenizde. Ben eski Durukan amcayı da biliyorum. Gerçekten hayat onu yıpratmış. Diğer sevdiklerin için mücadele et olur mu? Alper amca bile bir şeyleri atlatmak için bir şeylerle uğraşıyor. Lütfen ne kadar üzgün olursan ol biraz mücadele et. Baban için annen için belki de Efecan için..." Atakan birden ciddileşmişti. Başını çevirip gözlerimin içine bakmıştı. Söylemek gerçekten kolaydı ama bunu yapabilmek çok zordu.
" Çok zor Atakan. Kalbime söz geçiremiyorum anlamıyorsun. Boğulacak gibi oluyorum. Onu düşününce delirecek gibi oluyorum. Onu kurtaramadım. Aklıma gelince göz yaşlarımı tutamıyorum." mutfağa geldiğimizde birden Efecanla burada geçirdiğimiz zamanı hatırlamıştım. Gözlerimden iki damla yaş yüzülmüştü. Atakan dolaba yöneldiğinde başını çevirip omzunun üzerinden bana bakmıştı.