Duru
Gözlerim dolarken kendime içten içe kızmaya başladım. Madem Efecan'ı sürekli düşünüyorsun neden çocuğun duygularıyla oynuyorsun Duru? Neden kendi duygularınla oynuyorsun? Beni üzen beni yanıltan bu sefer kalbim olmuştu. Atakan için deli gibi çarpmıştı. Onun için heyecanlanmıştım. Onun ilgisine kanmıştım. Kendime itiraf edemesemde belki de onu sevmiştim. Evet üzülüyordum ama gerçekleri kalbime söylemeye korkuyordum. Odamdan çıkıp dalgın dalgın oturma odasına gittiğimde herkes hala tartışıyordu.
" Yeter artık! Herkes sussun! Bitirdik! Gidin onu en azından iyileştirin." Atakan'ın peşinden tekrar koşmaya korkuyordum. Onun kalbini tekrar incitmekten korkuyordum. Tekrar Efecan'ı hatırlayıp onu üzmek istemiyordum. Onu gerçekten seviyordum ama bu sefer eski hatamdan ders çıkarmalıydım. Mantıklı düşünemiyordum. Ona yoğun duygular beslemekten deli gibi korkuyordum. Bittiği yerde bırakmalıydım.
" Ben odamda dinleneceğim. Kimse gelmesin." onlara sadece mırıldandığımda arkamı dönüp yavaş yavaş yürümeye başlamıştım. Bu sabah her şey çok güzeldi. Ona seni bırakmayacağım hiç diyordum. Beni defalarca öpmüştü. Beni mutlu etmişti. Tüm vücudumu tanımıştı. Her köşesine sevgisini bırakmıştı. Şimdi geldiğimiz hale bakıp sadece bu acınası Halime kızıyordum. Ama bu sefer ben onu çok üzmüştüm. Keşke ondan düzgünce özür dileyebilseydim. Özür dilesemde ben her gördüğünde onu üzmeye devam edecektim. Ona başta söylemiştim. Efecan'ı unutamazdım. Unutmak istemiyordum. Bu noktada kendimi de üzmeye devam edecektim.
Odama geçip kendimi yatağa bırakıp dizlerimi kendime çekip ağlamaya başlamıştım. Çekip gitmesi çok canım yakmıştı. Ne kadar onu üzmek istemesemde bir tarafım onu yanımda istiyordu. Ama şimdi yalnız kalıp düşünmek istiyordum. Yalnız kalmak istiyordum.
Bir hafta sonra
Nisa
" Kızın yine odasından çıkmıyor! Karışma artık kimsenin ilişkisine! Onu mutsuz ediyoruz. Seninle konuşmuyor." Durukan'la kavga edeceğim aklıma gelmemişti.
" Nisa seninle kavga etmeyeceğim." Durukan odadan çıkmaya yeltendiğinde onun kolunu tutmuştum.
" Tedaviyi gerçekten buldun mu?" Atakan'ın gerçekten iyileşmesini istiyordum.
" Giderken cebine koydum Alper de diğerini vermiş. Ama çok kızgındı. Ne yaptı bilmiyorum. Telefonlarımıza cevap vermiyor. Ortalıktan kayboldu. Bir haftadır yok."gerçekten Atakan izini kaybettirmişti sanki. Bunda bir gariplik vardı.
" Başına bir şey gelmiş olmasın?" onun için endişelenmiştim.
" Bilmiyorum Nisa. Hepsi ayrı bir dert. Bırak ne yaparsa yapsın. Bende biraz kafamı toplayım. Düşüneyim." Durukan artık her şeyden bezmiş gibiydi. Yanımdan ayrılıp gidince kapının önünde öylece kalmıştım. Gerçekten Durukan eskisi gibi değildi. Huzuru olmadığı sürece bizde de mutluluk olmuyordu.
Kızlara bakmak için odamdan çıkıp önce Leila'nın odasına gitmiştim. Bebekle nasıl gidiyordu acaba? Duru'nun sorunundan onunla da ilgilenememiştim. Ama Tunahan yeterince ilgiliydi. Kapısını tıklatıp içeriye girdiğimde onu içeride bulamamıştım. Belki de Duru'nun odasındaydı. Duru'nun odasına gittiğimde onları burada bulmuştum. Duru Leila'nın karnını okşuyor dalgın dalgın ona bakıyordu. Kızım saf gibi olmuştu. Çok az yiyordu. Çok az konuşuyordu. Bir şeyleri içine atıyor gibiydi.
" Kızlar bugün alışverişe gidelim mi?" onları mutlu etmek istemiştim.
"A gidelim hadi bebeğe bir şeyler bakalım." Leila heyecanla ayağı kalktığında Duru yatağına yatıp " Siz gidin." demişti. Leila onun kolundan tutup çekiştirirken Duru kalkmak istememişti. Leila sonunda onu kaldırmaya başarmış hepimiz hazırlanıp alışveriş merkezine gitmiştik. Birlikte dolanırken Duru dalgın dalgın etrafına bakınıyordu. Onun nasıl neşesini yerine getirecektik bilmiyordum.