" Sonra Efecan bir gün sen silahı al Atakan'a doğru saldır. Az kalsın çocuğu vuracaktı. Ben görmesem şu an Atakan'da bir sıkıntı çıkabilirdi. Efecan sevdiği şeylere çok bağlanıyor ve hep kendisinin olmasını istiyordu. Babasını bile paylaşmak istemiyordu. Küçükken onun bu takıntılı halini görünce biraz endişelenmiştim." şaşkın şaşkın Durukan'a bakıyordum." Nasıl yani küçücük çocukların elinde silahın ne işi var! Sizin suçunuz! Neden öğretiyorsunuz!" biraz sinirle çıkışmıştım.
" Hayatım biliyorsun etrafımızda normal insanlar yok. Küçüklükten eğitmek hoşumuza gitti. Alper'in daha çok hoşuna gitti. En iyi bildiği şey silah kullanmak. Atakan'ı uzaklaştırmamız gerekiyordu. Efecan ne zaman Atakan'ı görse babasından kıskanıyor bir de o ne yaparsa aynısını yapmaya çalışıyordu. Atakan'da görüldüğü gibi değil büyüdükçe daha inatçı olmuştu." Durukan kaşlarını çatmıştı.Gerçekten bunları hiç bilmiyordum. Durukan bunca zaman benden saklamıştı.
" O Atakan varya. Küçük velet karşıma geçmiş ben mi o mu demişti.Ben ne yaptım Durukan amca o bana saldırdı demişti. Ben ona abilik yaptım diyordu. Haklıydı da. Atakan Efecan'ı çok sever onunla ilgilenirdi. Tunahan o zaman bebekti. Efecan'ı kardeşi gibi görmüştü. Ama Efecan'ın böyle onu dışlaması , zarar vermeye çalışması Atakan'ı üzdü. Onu bizim ev de değil başka yerde görmek istediğimi söyledim. O da bana çok kızmıştı. Efecan'ı tercih ettiniz ben evlatlığım tabi deyip çok kırılmıştı. Atakan çok alıngan bir çocuk oldu.Kalbi çok hassas." Durukan'ın gözlerinden bir hüzün geçmişti.Ona doğru biraz daha sokulmuştum. Derin bir nefes almıştı.
" Nisa...Atakan'ı çok seviyordum ama Alper'i de çok seviyordum. Efecan'ı da. Atakan alındı benimle görüşmek istemedi. Sizinle görüşmek istemedi. Bunu size belli etmedim. Ona ne kadar aile bulursak bulalım ailesini kabullenmemiş. Çok zorluklar yaşadık aslında. Sen bilmiyorsun. Atakan'ı büyüdükçe dışarlardan topluyorduk. Lise hayatı çok sorunlu geçti. Kimseye söylemedim. Onu yurtdışına gönderene kadar büyük eziyetler çektim. Benimle konuşması uzun zaman almıştı.Çekirdek ailemizi de bozmak istemedim." Her şeyi çok iyi saklamıştı. Zaten Durukan'nın huyu böyledi. Bana her şeyi daha yeni anlatıyordu.
" Bence bu sizin hatanız. Çocuklara silah..." ben konuşmamı bitirmeden Durukan dudaklarıma uzanmış yavaşça öpmüştü.Geri çekildiğinde hüzünle bakmıştı.
" Kabul ediyorum her şey benim hatam. Şimdi düzeltmeye çalıştıkça dibe batıyorum." dedi çaresiz bir şekilde.
" Yani yinede Atakan bizimle görüşmeyi kesmemeliydi. Olgun davranmamış. O iyi bir çocuktu. Şimdi gelip hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor." Atakan iyi bir çocuktu.
" Yapacak bir şey yoktu o zamanlar. İyi olabilir ama kötü bir örnek oldu Efecan'a tıpkı benim ve Alper gibi. O yüzden uzaklaşıp doktor olması en iyisi oldu. Efecan'ı da belki uzaklara gönderip bu işlere bulaştırmamalıydık. Tunahan zaten doğuştan akıllı şapşaldı. Kendini yoracak hiçbir şeye elini sürmez keyfine bakardı. Bence en akıllısı oydu." Durukan hüzünle gülümsemişti.
" Tunahan her zaman rahat bir çocuktu." bende hüzünle gülümsemiştim. Her çocuk birbirine benzemiyordu.
" Hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor çünkü onu ikna etmek buraya getirmek çok zamanımı aldı. Ona silah kullanacaksın dediğimde yüzünde bir gülümseme belirdi. Sanki o silahla güvende hissediyordu. Belki birilerini korumak hoşuna gideceğini düşünüyordu.Bilmiyorum.Neyse ki Tunahan'la falan anlaştılar.Tunahan ah o Tunahan. Beni dede bile yaptı bir anda." Durukan biraz daha bana yaklaşmıştı.
" Doğru Tunahan nasıl yaptıysa eşini bulup çocuk sahibi bile oldu. Olur dediğimiz olmadı olmaz dediğimiz bir anda oldu. Ve sen dede oluyorsun. Ben de... Ay! Yaşlanıyor muyuz?" bir an aklıma bu gelince Durukan bu tepkime gülmüştü.