Sabah uyandığımda altımda bir şey vardı. Birisi belime kollarını dolamış başımı onun koynuna doğru sokmaya çalışmıştım. Çok güzel ve güven verici kokuyordu. Sıcaklığı rahatlatıyordu. Ona sokulup kollarımı iyice sarmıştım. Onunda beni kendine çektiğini bana sokulduğunu hissedebiliyordum. Hala buradaydı. Yanımdaydı. Ona bir şey olmamıştı. Onun koynuna doğru dudaklarımı bastırdım.
" Teşekkürler..." diye mırıldandım.
" Ölmediğin için teşekkürler." tekrar mırıldandığımda tekrar koynuna doğru dudaklarımı bastırmıştım.Şimdi kalkma zamanıydı. Başımı kaldırıp ona baktığımda onun hala derin uyuduğunu görebiliyordum. O tatlı hafif aralıklı dudaklarının arasından nefes almaya çalışıyordu. Yavaşça üstünden kalkıp o dudaklarına çok hafif bir öpücük kondurup odadan sessizce çıkmıştım. Ondan uzak durmaya çalışmayı becerirsem bunu deneyecektim.
Esnerken birden Leyla ile çarpışınca Leyla bir bana bir de çıktığım yere bakmıştı. İkimizde göz göze geldiğimizde üstümü başımı düzeltmiştim. Gülümsemesini bastıramamıştı.
" Bugün huzurlu uyumuşsundur." o otuz iki dişiyle sırıtırken onun omzuna hafifçe vurmuştum.
" Uğraşma benle. Zaten kafam allak bullak." onun yanından geçerken Leyla beni durdurmuştu.
" Duru ona bir şans ver. Sadece biraz zaman geçir. Mutlu ol. Çok düşünme. Çok acı çektin. Bırak kalbin ruhun mutlu olsun." Leyla bana bir tavsiye verirken başımı iki yana sallamıştım.Bir şeylerin adını koymak istemiyordum. Koyarsam ona alışacaktım. Mutluluk sanki bana yasaklanmış üç heceydi.
" Sen bilirsin ama onu önemsiyorsun." Dedikten sonra yanımdan ayrılmıştı. Evet onu önemsiyordum çünkü artık insanlara bir şey olsun istemiyordum. İnsanları sağlıklı tek parça halinde görmek istemek suç muydu? Elimi yüzümü yıkayıp tekrar koridordan geçerken Atakan'ın kapısının önünde durmuştum. Sürekli onu görmek istiyordum. Bu duygudan kurtulamıyordum. Elimi kapının koluna atıp bekledim. Sonra düşünmeden kapıyı açıp içeriye girmiştim. Atakan uyanmış pencereleri açıyor ve odayı havalandırıyordu. Beni görünce dudaklarında küçük sevimli bir gülümseme belirdi.
" Günaydın." dedikten sonra yatağını toplamak için yatağa yaklaşmış onu düzeltirken bende sessizce kapının önünden onu izliyordum.
" Bugün planın ne?" Ona soru sorarken o bana bakmadan yatağını yapmaya devam etmişti.
" Planım? Planlarımı anlatacak kadar benimle yakın mısın?" dudağının kenarıyla gülümsemişti. Benimle uğraşıyordu sanki.
" Atakan uğraşma benimle. Şu an nasıl hissediyorsun? Yani hastalığın? Sen?" onun yanına yürüyüp yatağa oturmuştum.
" Şu an çok etkisini görmedim. Bazen çok uykum geliyor. Derin uyuyorum." o yanıma gelip oturduğunda ellerine bakmıştı. Onun uyuyuşu aklıma gelince gülümsemiştim. Evet tatlı ve derin uyuyordu.
" Derin uyusamda dün gece benimle uyuduğunun farkındayım." Atakan ellerini birleştirmiş karşıdaki pencereye doğru bakmıştı. Ne diyeceğimi bilememiş bakışlarımı ondan kaçırmıştım.
" Teşekkür ederim. Zor zamanlarımı eğlenceli kılan biri olunca bir şeyleri atlatmak daha kolay sanırım." o böyle konuşup elimi ellerinin içine almıştı.Onlara dokunurken düşünceliydi. Ellerimize bakmıştım. Büyük elleri vardı. Benim ellerim onun yanında küçük kalıyordu. Silah kullandığı belliydi.
" Hayat arkadaşım olmanı isterdim. Efecan'ı şimdi anlıyorum. Sen duygularını fark etmeden çok güzel karşı tarafa geçiriyorsun. İnsan önemsendiğini hissediyor. Sevdiğin şeylere değer veriyorsun ve onlar için sınırlarını kaldırıyorsun. Kim bilir ona neler yaptın? Şanlı bir adammış. Kim bilir onun için ne kadar savaştın. Yıpranmışsın. Bunu yeni yeni fark ediyorum. Neden delirdiğini şimdi anlıyorum. Sevince bağlanıyorsun. Hem de aşırı." Atakan beni sanki tanımaya çalışıyor ve beni analiz ediyordu. Doğru Efecan için büyük bir mücadele vermiştim. Onun ilgisini çekmek için defalarca uğraşmıştım. Onu sevdiğimi defalarca defalarca belli etmiştim. Ama ilk başlarda o benden kaçmaya çalışmıştı. Bazen benden uzaklaşmaya çalışmıştı. O da duygularıyla savaşmıştı.