Büyük bir gümbürtü koptuğunda yerimden sıçramış kendimi Tunahan'ın gözlerinin içine bakarken bulmuştum. Tunahan çok genç görünüyordu. Elindeki kitabı sıranın üzerine sert bir şekilde çarpmış gözlerimin içine sinirli sinirli bakıyordu.
" Şu çocuğa bakmayı kes! Babam duyarsa seni gebertir." Tunahan yanıma oturduğunda kıravatını düzeltirken gözlerimi kırpıştırdım. Hızla etrafıma bakındım. Okuldaydım. Bazıları soru çözüyordu. Bakışlarım Tunahan'ın önüme çarptığı kitaba doğru kaydı. 9. Sınıf matematik yazıyordu. Sanki ben bir dakika önce burada değildim gibi bir his gelmişti içime.
" Hangi çocuk?" Sırtımı geriye doğru yaslayıp sınıfın penceresinden dışarıya doğru baktım. Karşı bankta oturan uzun boylu oldukça yakışıklı bir çocuk vardı. Yüzü çok tanıdıktı. Bir anda gözlerime karanlık bir perde inmişti.
" Bakmayı kes. O çocuğa bulaşmak istemiyorum." Tunahan eliyle gözlerimi kapattığında onu hemen ittirmiştim.
" Korkak mısın sen! Çek şu elini. Benim hedeflerim var. Bu yaşta bütün erkekler mal oluyor herhalde!Ne düşünüyorsun Tunahan?" Tunahan'la neden aynı sınıfta olmak zorundaydım bilmiyorum. Tam bir kabus gibiydi.
" Ben istisna. Ben babamın oğluyum." Tunahan kendiyle gururlanırken elimi onun saçlarına sokup karıştırdım.
" Sen babam gibi asla olamazsın bir kere." babam harika bir insandı. Ama içimde bir his vardı. Son zamanlarda babam beni üzmüş gibi geliyordu.
" Sus be çok bilmiş. Ne öğrendim biliyor musun? Yaklaş." Tunahan kulağıma doğru eğildiğinde önce etrafına bakındı sonra kulağıma fısıldadı.
" Varya o çocuğun babası mafyaymış. Babamdan duydum. Babam hiç sevmiyormuş bunun babasını." Tunahan benden daha dedikoducuydu.
" Sanane milletin özel hayatından Tunahan. Ne o benden daha fazla çocukla uğraşıyorsun.Özeniyor musun?" ona omuz atıp geri çekilmiştim.
" Seninle konuşuyorum salak başkasıyla mı konuşuyorum. Sen ne biçim kardeşsin. Birbirimizi koruyacağız tabi. Sende bildiğin tüm şeyleri bana anlatıyorsun." Tunahan gerçekten o çocuğa özeniyordu .Onun gibi olmak istiyordu. Kendi kendime gülümsediğimde Tunahan beni dürtmüştü.
" Ne gülüyorsun be!" bana sinirli sinirli bakıyordu.
" O çocukla hiç konuştun mu?" gülümsememi bastıramıyordum.
" Of saçmalama.Görmüyor musun çocuk ordu gibi geziyor hem bizden büyük." Tunahan pencereden uzaklara doğru bakarken hala gülümsüyordum.
" Onunla arkadaş olmak istiyorsun doğruyu söyle. Sende onlarla takılmak istiyorsun?" Tunahan'ın çok arkadaşı yoktu. Biraz geveze olduğu için çok sevilmiyordu. Ama çok saf bir kalbi vardı. Babamın aksine çok konuşuyordu.
" Hayır hiç de bile. Çok itici bir tip." Tunahan dili böyle söylüyor ama bakışları kalbini ele veriyordu.
" Gel dışarıya çıkalım. Seni onunla konuşturacağım. Korkma yemez seni." Tunahan'ın kolundan tutup çekiştirmeye başlamıştım.
" Duru saçmalama! Ne işimiz var büyük sınıflarla! Duru!" Neden birileriyle konuşmaktan çekiniyorduk ki? Herkes insandı. İnsan denemekten ne kaybederdi?
Okulun bahçesinde birbirimizi çekiştirirken Tunahan beni gıdıklamaya başlamıştı.
" Hile yapıyorsun! Tunahan!" kahkaha atarken onun kollarından yakalamaya çalışıyordum.
" Yapma! Tunahan yapma! " Tunahan gerçekten bana göre çok güçlüydü. Onu durduramıyordum.
" Seni geberteceğim! Bırak beni!" Tunahan beni rezil ediyordu.