Duru
" Bence ciddi değilsin. Yalan söylüyorsun değil mi?" Atakan bir adım geri çekildiğinde başını öne eğmişti.Odanın kapısını açıp çıkmıştı. Arkasından hemen yanına koşmuştum.
" Atakan! Yalan söylemiyorum." onun kolundan tutmaya çalışırken o asansöre doğru ilerliyordu. Yüzüme doğru bakmıyordu.
" Beni durdurmak için söylediğin bir yalan. Bir an dedim ki belki olabilir. Ama o kararsız ifaden çok belli ediyordu. Ben salak değilim Duru. Senden kaç yaş büyüğüm." Atakan asansöre geldiğinde gözlerim dolmaya başlamıştı.
" Evet yalan söyledim! Ama seni kaybetmek istemiyorum." o asansöre binerken hala onu takip ediyordum. Elini alnına koymuştu. Onu ovalarken kendi kendine gülümsedi.
" İyi denemeydi." o mırıldanırken önüne geçmiştim.
" Ne yapamaya çalıştığın umurumda değil. Sen nereye gidersen oraya geleceğim." onunla konuşmaya çalışırken o sadece yere doğru bakıyordu. İkimizde sessizleşmiştik. Asansör durduğunda birden eğilip beni kucaklamıştı.
" Ayakkabıların nerede?" benimle birlikte asansörden inerken birden çevremizi korumalar sarmıştı.
" Atakan bey? İstediğiniz bir şey var mı?" Atakan yorgun yorgun yürürken onun kucağında gitmek beni garip hissettirmişti.
" Arabamı ayarlayın. Ve beni yalnız bırakın. Babama söyleyin diğer eve geçeceğim. Kimse gelmesin. Kafamı dinlemek istiyorum. Kimseyi eve sokmayın." Atakan yürümeye devam ederken onun zar zor yürüdüğünün farkındaydım.
" Bırak kendim yürüyebilirim." ona bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Otelden çıkarken aklıma telefonum gelmişti. Yanımda hiçbir şey yoktu.
" Kapat çeneni." bana öyle sert bakmıştı ki sadece susmuştum. Arabaya geldiğimizde beni ön koltuğa oturtup kemerimi bağlamıştı. Kemerimi bağlarken kulağıma fısıldamıştı.
" Bundan sonra ben nereye gidersem oraya gideceksin. Sadece benim sözümü dinleyeceksin anladın mı?" Geri çekilip kaşlarını çatarak bana bakmıştı.
Gidip şoför koltuğuna oturduğunda onu uyarmak için " Alkollüsün!" demiştim.
" İyiyim!" Diye bağırdığında birden onun kolunu tutmuştum.
" Ben kullanırım. Tamam mı? Nereye istiyorsan götürürüm. Yorgunsun. Sadece senin için bir şeyler yapmak istiyorum." ona yalvarırken Atakan başını çevirip bana doğru bakmıştı. Sonra arabadan inip arka koltuğa geçmiş kendini oraya sermişti.
" Geç öne. Sür arabayı." diye mırıldanırken onun arkada kollarını birbirine doladığını görmüştüm. Üşüyor gibiydi. Hemen oturduğum yerden inip şoför koltuğuna oturmuştum. Arabayı çalıştırırken ara sıra arkaya bakıyordum.
" Böyle olmaz kötü görünüyorsun?" tereddütle ona bir şeyler söylemiştim.
" Sadece sür ve dediğim yere beni götür! Ya da in arabadan!" yine bana bağırmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp sinirlenme hakim olmaya çalışmıştım. Sonra dediğini yapıp dediği adrese kadar arabayı sürmüştüm. Ara sıra Atakan'a seslenip onun uyanık olup olmadığını kontrol ediyordum. Arada mırıldanıyordu ama yine de bana bir ses veriyordu. Bu içimi rahatlatıyordu .
Onu kocaman bir eve getirmiştim. Arabayla içeriye girdiğimde tüm korumalar bizi içeride bırakmış dışarıya çıkmıştı. Arabayı park edip hemen arabandan inerken ayaklarımın altına batan taşlarla acıyla inlemiştim. Ama Atakan'ın güzel sıcak bir duşa ihtiyacı olduğunu biliyordum. Islak gömlekle böylece çıkmıştı. Onu arka koltuktan indirmeye çalışırken o zar zor ayakta duruyordu. Ona destek verip içeriye doğru birlikte yavaş yavaş yürümeye başladık.