...
Tunahan bana çok kızmıştı. Tunahan'la akşam büyük bir kavga ettiğimizi hatırlıyordum. Bugün ise benimle oturmamış başka bir sınıf arkadaşıyla oturmuştu. Tunahan için o çocukla iyi anlaşmak zorunda değildim. Zil çalar çalmaz Tunahan sınıftan çıkıp gitmişti. Beni yalnız bıraktığında başımı sıranın üzerine koyup başımı ovmaya başladım.Kafamı bir yerlere vurup rahatlamak istiyordum. Bu ağrıya çabuk bir çözüm bulmam gerekiyordu. Elimi yüzümü yıkamak için hemen ayağı kalktım. Sınıftan çıkarken herkes çok bulanıktı. Bazı insanların varlığını hissediyordum ama tam olarak yüzlerini seçemiyordum.
Koridorda yürürken uğultular yükseliyordu. Özür dilerim sesi yine kafamın içinde yankılanmıştı. Kim neyden özür diliyordu sürekli? Başımı tutup saçlarımı hafifçe çekiştirirken birine çarpmıştım. Çarptığım kişiye bakarken onun yüzünü seçememiştim. Bir sorun vardı. O gölge gibi yanımdan geçip giderken sonra birine daha çarpmıştım. Sonra birine daha. Durup derin bir nefes aldım. Her şey geçecekti. Her şey geçecekti. Bu gerçek değildi. Gözlerimi kapatıp olduğum yerde bir kaç saniye bekledikten sonra hemen hızlıca gözlerimi açıp gülümsemeye çalıştım.
O sırada merdivenlerden inen o çocuğun gülümseyen yüzünü görünce içimde bir rahatlama oluşmuştu. Her şey netleşmeye başlamıştı. Onun bana ne yaptığını bilmiyordum. Bazen iyi geliyor gibiydi.
Arkadaşlarıyla birlikte çok güzel gülümsüyordu. Onun gülüşünü izlerken kendimi ona bıraktım. Kötü şeyleri düşünmeyi bırakıp sadece mutlu olmak istedim. Arkadaş grubu yanımdan geçerken o çocuk biraz yavaşlamıştı. Yan yana durduğumuzda gülümsememi hemen bastırdım. Gözleri yüzümde gezindi.
" Bugün daha sağlıklı görünüyorsun." benimle konuştuğunda kalp çarpıntım oluyordu. Ona sarılmak ve rahatlamak istemiştim. Buna ihtiyacım varmış gibiydi. Ama bir anda ona sarılırsam bana deli gözüyle bakacaktı. Bir gün kötü davranıp bir gün iyi davranıp onunda aklını bulandırmak istemiyordum.
" Özür dilerim." sadece bunu söylemek istemiştim. Ona bağırmak istemiyordum. Ama bazen o kadar canım yanıyordu ki onu bir kaşık suda boğmak istiyordum.
" Kardeşin nerede? Onu arıyorum?" özrümü duymamış gibiydi.
" Bilmiyorum bana biraz kızgın. Sana kötü davrandığım için. Benimle sorununu ona yansıtma olur mu? Onunla alakası yok." başımı öne eğip kendimden utanmıştım.
" Anladım." dediğinde bir şeyi merak etmiştim.
" Neden sana kötü davrandığımı sormayacak mısın?" bazen ben yokmuşum sanki ona hiçbir şey yapmamışım gibi davranıyordu.
" İki nedeni olabilir. Çok düşünmeme gerek yok." o konuşunca başımı kaldırıp ona doğru baktım. Yine o derin bakışlarını yakalamıştım.
" Senden hoşlanmıyorum öyle şeyler düşünme. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde seni gördüğümde birini hatırlıyorum." duygularımı ne kadar rahat söylüyordum.
" Seni yarı yolda bırakan biri olmalı ki ona çok kızgınsın. Yürüyelim mi biraz?" koridorun diğer tarafına yöneldiğinde onu takip etmeye başlamıştım.
" Bilmiyorum. Sadece çok kızgınım. Üzgünüm ve bu sıkıntı başıma vuruyor. Senlik bir durum değil. Vücudum tepki veriyor." onunla konuşmak biraz beni rahatlatıyordu.
" Sorununu çözmeye yardımcı olabilirim. Sanırım biraz psikolojik olabilir. Bence beni gördüğünde bunu nasıl aşman gerektiğini öğrenmelisin. Yoksa kendin için her şey daha zor olur. Bazen insanlar kolay zamanlardan geçmiyor. " yeterince ve olgun konuşuyordu. Biraz rahatlatıyordu.