Sabah uyandığımda kendimi Atakan'ın üzerinde ona sarılırken bulmuştum. Aynı koltukta sarmaş dolaş uyuyorduk. Bir an endişelenmiştim ama başımı kaldırıp onun uyuyuşuna bakınca gülümsemiştim. Çok derin uyuyordu. Neden bu durumu garipsememiştim? Hatta hoşuma bile gitmişti. Kendimi burada güvende hissetmiştim.
Atakan'ın dudakları hafif açık kalmış ağzından nefes alıyordu. Ona karşı ne gibi duygularım var çözememiştim. Çözmekte istemiyordum. Her şeyi akışına bırakmak istiyordum. Elimi uzatıp bir parmağımı onun dudaklarında gezdirmiştim. Kalemle çizilmiş gibiydi dudakları. Tanıdık geliyordu bazen.Sanki daha önce onun kucağında uyumuş gibiydim.Sıcak teni tenime değerken içimde işte yine bastırılmaz bir his doğmuştu.
Dün beni dinlemesi çok hoşuma gitmişti. Ona bir şeyleri anlattıkça rahatlamıştım. Sanki içimdekileri boşaltınca daha huzur bulmuştum. Beni dinleyen anlayan birine ihtiyacım vardı. Beni yargılamayan. Geçmişime takılmayan birine. Olgun birisiydi. Benden daha fazla şey yaşayıp görmüştü. Bana temkinli yaklaştığının farkındaydım.
Kirpikleri çok gürdü. Biraz onu yakından incelemek için kendimi öne doğru ittirmeye çalışmıştım. Bir eli belimdeydi. Çok hareket etmemeye çalışarak onun yüzüne iyice yaklaşmıştım.
Hafif aralıklı dudakları bebek dudakları gibi çok tatlı gelmişti. Ona teşekkür etmem gerekiyordu. Benim saçma hareketlerime katlandığı için özellikle. Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. Dudaklarına uzun süre bakmıştım.Bunu yapmak doğru muydu? Yapmalı mıydım? Tereddütle biraz başımı onun yüzüne yaklaştırdım. Kalbim biraz korkuyla çarpıyordu.
Onun dudaklarına dudaklarımı uzatıp önce alt dudağımı sonra üst dudağımı dokundurmuş sonra hafifçe dudaklarımı ona doğru ittirmiş sonra gözlerimi kapatıp geri çekmiştim. Nefesimi tutmuştum. Bunu yaptığıma inanamıyordum. Sınırlarımı zorluyordum adeta.Birilerini yeniden sevmek zorunda değildim. Ama sadece vücudum onu istiyordu.O benim kimi sevdiğimi biliyordu. Kalbimin kime ait olduğunu da biliyordu. Kimseye açıklama yapmak zorunda değildim.
Atakan yavaşça gözlerini aralayıp uykulu uykulu bana bakarken sonra tekrar gözlerini kapatıp başını yastığa geri yaslamıştı. Eli tişörtümün altından girmiş belime yavaşça dokunurken bir elimle onun saçlarıyla oynamaya başlamıştım. En azından beni yargılamayıp yaptığım şeyleri garip karşılamıyordu.
" Kaçırdığım bir yer var mı? Uyuyakalmışım." Atakan mırıldanırken gülümsemiştim. Sanırım ona her şeyi anlatmıştım. Kafasını şişirmiş olmalıydım. Dert ortağım olmuştu sanki:
" Ne ara uyuduğumu anlamadım." mırıldanırken onun ellerini takip ediyordum. Belimde parmak uçları geziniyordu. Sonra Atakan'ın esnediğini görünce onun tatlı olduğunu düşünmüştüm.
" Sabahları küçük bir müzik açmayı severim. Uyanmak için. Şu kumandayı uzatır mısın?" Atakan elini arkamdan çekip bir şeyi işaret ettiğinde sanki onun üstünden kalkmamı istediğini anlamıştım. Kumanda uzaktaydı.Sanki bana küçük tatlı bir uyarıydı.
Onun üstünden yavaşça kalkıp gidip kumandayı almıştım. Elimde kumanda Atakan'a küçük bir bakış atmıştım. Bir elini alnına getirmiş ovuyordu. Biraz uykulu görünüyordu.Gidip kumandayı ona vermiştim. Koltukta doğrulup oturur pozisyona geçtiğinde hoş bir müzik açmıştı. Sonra elleriyle hızla saçlarını düzeltmeye çalışıp " Sıcak terlemişim. Bir duş almaya gideyim." tişörtünü çıkarıp koltuğun diğer tarafına attığında onun bana bir şeyler söylemesini beklerken o bana doğru bakmamıştı. Gözlerimle onun tenini inceliyordum. Güzel yanık bir teni vardı. Bir adamı rahatlıkla alt edebilecek bir vücut tip vardı ama aşırı değildi. Biraz güven veriyordu. Gidip onun yanına oturmuştum.