78- ÜLKÜCÜLER

46.2K 4.8K 5.2K
                                    

"Alo?"

Sivaslının sesini telefonun diğer ucunda duyduğumda elimdeki taşı çevirip masmavi, dalgalı denize bakmaya devam ettim.

"Nasılsın kardeşim?" diye sordum, enerjik durmaya çalışıyordum ama gergindim.

Paran tamamıyla bittiği için, ondan borç isteyecektim. Hayatımda ilk defa bir arkadaşımdan para isteyecektim belki de.

"İyiyim kardeş, çalışıyorum öyle sen?" diye sordu, bir işle meşgul olduğu belliydi.

"İyiyim, ben de iş falan aramaya çıktım bugün ama elim boş döndüm." dedim gülmeye çalışıp.

"Alla alla... Başvuru yaptığın yerler olumsuz mu geri döndü?" üzgün çıktı sesi.

"Evet."

"Şerefsizler..."

Yutkunup deniz kokusunu ciğerlerime çektim, ondan başka kimseden isteyemeyecek gibi hissediyordum.

"Kardeş, ben senden biraz para isteyecektim. Başka kime gideceğimi bilemedim, sende de var mıdır yok mudur bilmiyorum ama..."

"Oyyyyy..." dedi ciğerden gelen bir sesle. "Kardeşin sana kurban olsun, var benim param hemen gönderirim sana."

Al işte, gözlerim dolu dolu olmuştu. Neden sevdiklerim hep uzaktaydı ki? Yanımda olsaydı ona sıkı sıkı sarılırdım.

"Çok sağ ol." dedim ne diyeceğimi bilmeden.

"Lan ne demek, lafı bile olmaz. Sen bana IBAN gönder, ne kadar istediğini sormuyorum ben kafama göre yollarım." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Lan hayır, sadece beş yüz lira borç gönder."

"He he, tamam." dedi başından savuşturup.

"Bak döverim ha fazla gönderirsen." diye tehdit ettim.

"Senin bana elin kalkmaz ayol." dedi gülüp, istemsizce ben de güldüm.

"Neyim kalkar?" dedim şakasına.

"Ovvv bak yoldan çıkarma diyorum beni." ses tonu boğuklaştı.

"Tamam tamam." dedim gülüp.

"Hadi sen at, ben de işe döneyim."

"Eyvallah kardeşim."

Telefonu kapattıktan sonra sıkıntılı bir nefes alıp ibanı ona yolladım, telefonun ekranını kapattığım an aniden yanımda hareketlilik hissettim ve saniyeler sonra iki beden yanıma oturdu.

Korkuyla ilk soluma baktım, Akif. Kafamı çevirip diğer yana baktım, Ömer.

"Ağzınıza sıçayım ödüm koptu." dedim irileşmiş gözlerimle.

"Kimle konuşuyordun sen öyle?" Ömer'in kaşları çatılmıştı, dediğime bile aldırmadı.

"Sana ne?" dedim sadece.

"Oynaşıyordun Erdal, kimdi o?" dedi yeniden.

Akif gözlerini dikmiş, arkadaşının sevgilisini başkasıyla yakalamış gibi çatık kaşlarıyla bakıyordu. Bu niye gelmişti? Hatta ikisi neden buradaydı?

"Nerden buldunuz beni amına koyayım?" dedim sinirle, oysa Akif ile iki günde bir geldiğimiz kayalıklara gelmiştim.

"İçmeye geldik." dedi Akif hâlâ bir telefona bir bana bakarken.

"İyi, için." dedim ayağa kalkmaya meyillenirken, ikisi aynı anda kolumdan tutup kalkmamı engelledi.

"Yav siz hayvan mısınız?" dedim kollarımı kendime çekip ikisine ters ters bakarken.

BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin