72- YANGIN OLDUM, YANDIM

49.9K 4.9K 7K
                                    

Mutfakta işimi halledip, Holmes'in akşam mamasını verdikten sonra koltuğa geçip yayıldım.

Telefondan gelen makine sesleri gittikçe azalıyor, tanımadığım insanların konuşmasına şahit oluyordum. Telefonun diğer ucunda Sivaslı vardı ve akşam vakti olmasına rağmen çalışıyordu. Onu aradığımda beş dakikalık bir işi olduğunu, beklememi söylemişti.

Keşke işim var sonra konuşalım deseydi de kapatsaydı, biraz zaman kazanmış olurdum.

Bugün tüm gerçekleri ona anlatacaktım ve ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Belki de bu son normal konuşmamız olurdu.

"Tamam eyvallah." dedi Sivaslı, iş arkadaşına. Sesi uzaktan geliyordu.

"Sarı." dedi, şimdi net geliyordu. Bir kapı açılıp kapandı, dışarı çıktığını anladım. "Geldim."

"Hoş geldin." dedim gülümseyip. Koltuğun kenarıyla oynuyordum.

"Hoş buldum." keyifle güldü, ardından bir çakmağın sesini duydum. Sigarasını yakıyordu, dışarıdan arabaların ve gece kuşlarının sesi geliyordu. "Hadi bakalım, dinliyorum seni bebe."

Derin bir nefes aldım, söyleyeceğim şeyleri toparlamaya çalışıyordum.

"Şimdi hızlıca anlatacağım, anlattıklarımın hiçbiri şaka değil ona göre dinle tamam mı?"

"Tamam." dedi kalın sesiyle.

Derin bir nefes aldım, ya şimdi ya hiç diyerek anlatmaya başladım.

"Şimdi ben askeriyeye geldiğimde Ömer'i ilk gördüğümde şaşırdım, biliyorsun üniversite zamanlarında çok kavga ederdik. Bu askeriyede de devam etti, birçok kere kavga ettik falan. Ama bir zaman sonra bu kavgalar farklı olmaya başladı..."

Sivaslı sessizce dinliyordu.

"Yani normalde kızlardan hoşlanırım, asla bir erkek ilgimi çekmezken daha sonra Ömer'den hoşlanmaya başladım."

"Sektir lan." dedi gülerek 'hadi lan ordan' dermiş gibi.

"Yemin ederim." dedim inatla. Bir an duraksadı.

"Ne yani şimdi şey misin sen?" sesinde herhangi bir iğrenme tınısı yoktu, afallamıştı.

"Evet, şeyim." dedim burukça gülümseyip. Garipti.

"Ömer Komutan senden hoşlanıyor muydu?" diye sordu ardından, normal konuşuyordu.

"Evet." yani galiba hoşlanıyordu. .

"Oha..." diye uzattı, bozguna uğramıştı sanki. Büyük bir şokun içinde olduğunu tahmin edebiliyordum.

Sesimi çıkarmadım, düşünmesine izin verdim. Ama daha fazla bekleyemedim, iki dakikanın ardından sessizliği bozdum.

"İğrendin mi benden?" sesim çok üzgün ve telaşlı çıkıyordu. Yastığı kucağıma alıp kafamı gömdüm, gözlerimi kapattım.

"Yok la ne iğreneceğim." dedi.

"Yalan söyleme." dedim, böyle şeylere hiç karşılaşmadığını biliyordum. Yani tahmin edebiliyordum.

"Lan ciddiyim." dedi samimiyetle. "Karım olmasa seninle yatardım bile, öyle düşün. İğrenmedim."

Dalga geçerek söylediği şeyle kahkaha atıp kafamı yastıktan kaldırdım.

"Geri zekalı." dedim, rahatlamıştım.

"Minnoş sarı bebeye bak sen, demek erkek seviyorsun."

"Erkek değil, insan seviyorum. Kız da olsa severim yani." dedim hafif ciddi çıkan sesimle.

BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin