Sabah mıntıka temizliğinden sonra eğitime geçmiştik. Günler artık birbirinin benzeri olarak geçiyordu.
Tabi bu normal askerler için.
İnsanın askerde sevgilisi olunca her şey daha farklı oluyormuş, mesela herkese bağırırken bana gelince dişlerini sıkıp yanımdaki çocuğa kızıyordu. Ona kızınca da ben sinirleniyordum, odasına gittiğimde burnundan getiriyordum.
8 gündür sevgiliydik.
15 kere gülmüştü bu süre içinde.
26 kere kavga etmiştik.
3 kere vücudumu süzüp terbiyesizce önündeki aletinin kalkmasına sebep olduğunu gördüm. Görmezden geldim, sinirlenip birkaç kere ne olduğunu anlamadan karnına yumruk attım.
Boynumu öpüp, kokumu içine çekerek dakiklarca öptüğünde ise 5 kere, erkeklik bölgemde kıpırtı olmuştu. Bu da utanıp yine onu dövmeme neden oldu.
Usandırmıştım çocuğu.
"Hayırdır asker, yine neden geldin?" diye sordu kıdemli, nöbetçi asker. Ömer'in kapısının önünde durdum.
"Ömer Komutan beni emretmiş."
"Kardeş senin de çekilecek çilen varmış." sanıyorlardı ki sürekli gelip onun derdini çekiyorum. Oysa içeri girip eğlenip çıkıyordum.
Ona güldüm ve ardından kapıyı tıklatıp gel komutunu alıp içeri girdim. Yüzümdeki gülümsemeyi sildim, hafif sinirle içeri girdim.
Bugün yanlış yaptığım bir hareket için, kaytaran askerine iki katı bağırıp koskoca çocuğun ağlamasına sebep olmuştu. Tamam o da hakediyordu ama yine de üzülmüştüm.
Ömer beni görünce derin bir nefes alıp işine geri döndü, haspam.
"Erdal, işim çok yaramazlık yapacaksan akşama gel." dedi bir dolu kağıt varken.
"Hayır, canım sıkılıyor." diye direttim ve odanın içine yürüdüm.
Bir şey demeden kafasını iki yana sallayıp önüne döndü, odanın içinde ilerledim. Sürekli incelediğim odayı gezmek sıkıcı oluyordu artık. Ödüllere bakındım.
"Bu ödüller çakma mı? Sen bu kadar ödül alamazsın, göz boyamak için koydun değil mi buraya?" dedim sanki az sinirliymiş gibi biraz daha sinirlendirirken.
"Evet, hepsini bir milyoncuda yaptırdım."
"Aferin, beni kandıramazsın."
Elimi arkaya bağlayıp bir komutan edasıyla onun yanına ilerledim. Yüzünü gördüğümde kanım kaynıyordu, öpmek istiyordum.
Zaten sevgilim, öpebilirdim. Ama şu an cezalıydı.
"Yalandan iş görüyorsun değil mi sürekli? Volkan Komutan boş boş geziyor." dedim yanına gidip kulağını okşadım, burdan huylandığını üç gün önce keşfetmiştim.
"Demek ki işlerini yapmıyor." geriye çekilip kulağını kurtarırken.
"Volkan Komutana söyleyeceğim." bir daha dokundum kulağına. Sinirle dişlerini sıktı, bileğimi tuttu.
"Erdal, döverim seni." bileğimi geri bıraktı öfkeyle.
"Hassiktir lan, o öncedendi."
"Sabrımı çok sınıyorsun." dediğinde sırıtıp kalçamı masaya dayadım
"Bence benden hoşlanıyorsun." eğilip yüzüne bakıp.
"Valla hoşlanmıyorum." dediğinde ciddi olmadığını bildiğim halde yüzüm düştü. Ani duygu değişimleri yaşıyordum.
On saniye kadar sessiz durunca göz ucuyla bana baktı.
"Geri zekalı, seviyorum seni düşürme omzunu." dediğinde omuz silktim.
"Her şakanın altında bir gerçek-"
Aniden beni çekip dudaklarımızı birleştirdi dengemi kaybederken kolundan tutundum. Alt dudağımı kavradı, emip geri bıraktı. Yanağımdan öpüp bıraktı.
"Sus."
Hazır bu kadar yaklaşmışken hafifçe sarıldım, o da sırnaştığımı anladığında saçımdan öptü, bir kolunu belime sardı.
"Niye uslu durmuyorsun ki?" dedi ensemi okşarken, biraz yumuşak konuşuyordu şimdi.
"Çünkü sen de çok sinirlisin, yazık bugün çocuk ağladı."
"Ama boş yere kızmıyorum görüyorsun, eğitimsiz ve disiplinsizler.
"Olabilir, niye geldik buraya? Öğreneceğiz yavaş yavaş." boynundan öptüm sıkıca.
Sustu, uğraşmak istemedi galiba. Sırtımı okşamaya başladığında uykum geldi ama iki büklüm durduğum için rahat edemedim bir türlü. Kucağına da kimseyi alamıyordu. Bunu da yavaş yavaş yenecekti ama şimdi değildi.
Gerçi ben de kucağa geçmeye çok meraklı değildim.
Derin nefes alıp ayrıldım ondan, dudağından sıkıca öptüm.
"Hadi ben gidiyorum o zaman akşama gelirim." dediğimde kafasını salladı.
"Tamam, işimi halledeyim gel."
"Benden başka işin yok." deyip yanağını patpatladım. Kapıya ilerledim.
"Uslu dur, akşam eğitiminde sinirlendirme yine." dediğinde kafamı he he anlamında salladım.
Bir tövbe estağfurullah çekti ama umursamadan dışarı çıktım. Öyle güzel öpmüştü ki uykum gelmişti.
Akşam eğitimine kadar uyumam gerekiyordu.
Sonra yine uğraşacaktım.
