93- FLÖRT?

42.2K 4.6K 5K
                                    

Geçirdiğimiz içkileri buzdolabına koyarken yalnızca herkes birer bira içmişti. Hepimiz alkolik şerefsizin tekin olduğumuz için su içmiş gibiydik.

Tabi Erzincalı ve Ankaralı komutanın önünde içki içmek konusunda pek emin olmasa da Ömer biraları açıp onlara uzatınca saygıyı bir kenara bırakıp o andan itibaren artık arkadaş ortamında gibi davranıyordu hepsi.

Ömer ve ben tekli koltukta otururken, Sivaslı ve Erzincalı bir, Ankaralı ve Akif ise diğer koltukta oturuyordu. Saat on ikiye geliyordu, yarın Ömer izin aldığı için erkenden yatmamış yanımda huzuruma huzur katıyordu.

Tabi huzurumun içine sıçan birileri vardı ama neyse.

"Erdal sen hep burda mı kalacaksın?" sohbet bana döndüğünde yeniden ortama odaklandım.

"Bilmiyorum, kendi evime çıkarım." dedim geçiştirip, Erzincana döndüğünde ona gerçekleri anlatacaktım zaten.

Ömer göz ucuyla baktı ama bir şey demedi, uzaylıların önünde kavga mı edelim diyen Arif gibiydi misafirler geldiğinden beri. Bu işime geliyordu çünkü bir kavgaya tutuşsak, ortalığı dağıtırdık.

"Öyle olursa ayda bir gelirim yanına." dedi Erzincalı.

"Siktir lan ordan, iki aramaktan acizsin." dedi Ankaralı daha sözünü bitirir bitirmez. İstemsizce güldüm.

"Şerefsiz," diye diklendi Erzincalı oturduğu yerde, tam bir şey diyecekti ki bizim tarafa döndü. "Kusura bakmayın komutanım."

Ömer umursamazca devam et diye elini oynattı. Erzincalı izin alıp yeniden döndü kendisine sırıtarak bakan çocuğa.

"Bir kere yaptık bir hata, lisede falan da ben arkadaşlarımla görüşmezdim ama hiçbiri peşime düşmedi bu kadar. Şimdi ben Sarı komutanı bir daha bırakır mıyım?" ciddiyetle konuştu.

Ona inanmayı seçtim çünkü ben de bir daha arkadaşlarımdan ayrılıp kendimi kimsesiz hissetmek istemiyordum. Umarım bu fikirleri benim erkeklerden hoşlandığımı öğrendiğimde de aynı şekilde devam ederdi.

"Tamam tamam lan, kızma." Ankaralı bıyık altından gülüp.

"Geldiğimden beri şu piçle aynı davayı bin kere görüyorsunuz." dedi Erzincalı çatık kaşlarıyla geriye yaslanıp yanındaki Sivaslıyı gösterip.

"Kız ben ne dedim de?" dedi Sivaslı ayıplarmış gibi bakıp, birinin taklidini yaparken. Daha sonra tatlı tatlı güldü şerefsiz.

"Siktir lan." dedi Erzincanlı umursamadan, ardından telefonunu çıkardı cebinden.

Sivaslı gülerek ona baktı, önüne dönerken bakışları hemen yan koltukta, kendine yakın duran Akif'e değdi. Samimi gülüşü çekici bir gülüşle noktalandı bakışlarını çevirdi. Akif koltuğun kenarıyla oynarken kaçamak bakışlarla ona bakıyordu.

"Erdal," dedi Ömer, gözlerimi ikiliden zorla alıp, sevgilime çevirdim. Telefonuna bakıyordu kaşları çatık bir vaziyette, telefonu bana uzattı. "Bir baksana ablam bir şey göndermiş ama açılmıyor."

Teknoloji özürlü sevgilimin telefonunu alıp ekrana baktım, ablası bir fotoğraf atmıştı ama indirmediği için göremiyordu. Umarım bu kadar cahil değildir diyerek fotoğrafı indirdim, yeşil daire dönüp durdu ve tekrar dene yazısı çıktı.

O sırada wifiye baktım, internet var gibi görünüyordu ama aslında yoktu.

"Fotoğraf atmış ama internette bir sıkıntı var herhalde, açılmıyor." dedim onun kendi internetini açarken. İnterneti de açılmıyordu.

BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin