15- AŞK?

75.8K 6K 4.8K
                                    

Akşamın karanlığına sakince bakıp paketimden bir dal sigara çıkardım, dudaklarımın arasına alıp çakmakla ucunu tutuşturduktan sonra kafamı kaldırıp turuncu ışığa baktım. Derin bir nefes çektim içime.

"Bana da bir dal ver, bitmiş benimki." dedi Erzincanlı. Sigarayı iki parmağımın arasına alıp cebime sıkıştırdığım paketi çıkarıp ona uzattım.

"Hiçbir zaman sigaranız olmuyor amına koyayım." şaka niyetli söylendim.

"Böyle dersen bir daha almam ha." dediğine zıt bir şekilde paketten bir sigara çekip ucuna üfledi ve dudaklarının arasına aldı. Güldüm, paketi yeniden cebime koydum.

"Kusuruma bakma."

"Yok canım," dedi sigarayı tutuşturup, derin nefes çekip omuzlarını gerdi. "Sorun değil."

Omzumla omzuna çarpıp güldüm, o da sırıttı. Hava akşamın ayazıyla soğumuştu, hafif bir ürperti geldiğinde omuzlarımı dikleştirip tek elimi cebime koydum.

"Hadi anlat bakalım, derdin ne?"

Birkaç gündür enerjim tamamen yok olmuştu, sadece düşünüyor ve yaşıyordum. Gözlerim dalıp duruyor, ismini koyamadığım hisler aynı karanlık bir sokağa girdiğimde üzerime on beş kişinin çökmesi gibi geliyor ve o sokakta ışık yanana kadar beni duvardan duvara vuruyorlardı.

Kendimi o kadar sıkmıştım ki, artık birine anlatma ihtiyacı hissediyordum. Bu kişi de neden mutsuz olduğumu merak eden Erzincanlıydı.

"Bilmiyorum derdimin dermanımın tam olarak ne olduğunu, onu düşünmeden edemiyorum. Yüzü aklımın ucundan geçtiği an bir değişik oluyorum." dedim duvara yaslanıp.

"İstemeden de olsa sürekli onu düşünüyorum, insan çok düşündüğü için bir zaman sonra kafasının içinde onunla konuşur mu? Valla konuşuyorum amına koyayım."

Tam anlatmaya devam edecektim ki Erzincanlı gülerek bana döndü.

"Yenge mi?" hızımı alamamış konuşurken dudaklarım açılıp kapandı, çatık kaşlarımla ona baktım.

"Ney?"

"Yenge mi diyorum? Memlekette mi kaldı, gelmeden ayrıldınız mı?" yenge ne alaka amına koyayım.

"Ne alaka lan?"

"Aşık gibi konuşuyorsun oğlum, daha doğrusu aşk acısı çeker gibi." dedi biraz sert çıktığım için kendi savunmasını yaparken.

Aşk mı? Hem de Ömer'i anlatırken?

"Yok be ne aşkı, nefret ediyorum ondan." dedim önüme dönüp.

"Nefret aşka yakın derler hep zaten, yenge ya da yenge adayı sana ne yaptı bilmem ama fena bir derde düşürmüş belli ki..."

"Oğlum saçmalama, aşık olacağım biri değil imkansız yani." bir erkek hakkında aşık olacağım biri değil derken bile tüylerim ürperiyordu. Hele ki bu erkek pezevenk Ömer'se.

"Sürekli onu mu düşünüyorsun?" bir soru cevap testine girmiş gibiydim.

"Evet." dedim gereksiz bir gerginlikle.

"Uykularını biliyoruz zaten uyuyamıyorsun, şimdi lisede dört yıl boyunca aşık olduğum kıza hissettiklerimi baz alarak konuşuyorum. İştahım yoktu, dokunsalar ağlayacakmış gibi geziyordum." yutkunup ona döndüm, bunların hepsi vardı bende.

"Sonra kıskançlık var mı?" diye sordu, anında kafamı olumsuz anlamda salladım. Bazen sinirimden kıskanır gibi oluyordum mutlu olmasını ama hemen geçiyordu. Erzincanlı bunu kabullenmemiş gibi bana döndü tamamen.

BELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin