Vaftiz Sözü

347 40 229
                                    

Harry günlerdir baş ucundaki tekli koltukta iki büklüm uyuyan adamı göz ucuyla kontrol ederek üstündeki yorganı kenara atıp ayağa kalktı.

Sandalyenin üstünde duran okul üniformasını olabildiğince sessiz bir şekilde giyip çantasından çapulcu haritasını çıkardı.

Büyük salona giden koridorların boş olup olmadığını kontrol ederken Winky'nin bir anda odada belirmesiyle sendeleyerek yere düştü.

Adamın homurdanarak başını diğer tarafa çevirip kaldığı yerden uyumaya devam etmesine çocuğun şaşırdığını gören Hogwarts cini parmaklarını şaklatarak profesörü az önce Harry'nin yattığı, yatağa çevirilmiş koltuğa yatırdı.

"Derin uykuya geçtiği an onu kimse uyandıramaz. Bir de şimdi ki gibi günlerce düzgün uyku uyumadıysa daha da imkansız bir hal alır."

Harry, ev cininin tarifinin ne kadar kendisine benzediğini fark ettiğinde ürperdi, yine de ses çıkarmadan son kez haritayı kontrol edip odadan çıktı.

"Bu çocuk tam bir ahmak. Babasıyla olan benzerliğinden korkuyor." dedi Winky burun kıvırarak ve dün gece getirdiği boş tabaklarla dolu yemek tepsisini alıp mutfağa geri döndü.


...

Büyük salondaki birkaç öğrenci kendisine gülümseyerek günaydın dileklerini iletirken Harry sahte bir gülümsemeyle gryffindor masasına oturdu. Tabağına isteksizce birkaç tane salam ve yanına da küçük bir dilim omlet aldı.

Son aylarda yaşadıklarını düşünerek iştahsız bir mideyle tabağındakileri yemeye çalıştı.

"Birazcık kilo sana yakışıyor, haberin olsun." Ginny'nin ne ara gelip karşısına oturduğunu anlamayan genç büyücü başıyla selam vererek "Günaydın" dedi.

"Daha iyi misin ?"

"Ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim işte. Ben bile bilmiyorum."

İkili uzun ve fısıltı eşliğinde derin bir sohbete dalarken büyük salon yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Personel masasındaki tek eksik Severus Snape iken öğrenciler arasında tek bir eksik bile yoktu. Okula yeni öğrencinin geleceği daha birkaç gün önceden duyulmuştu sonuçta.

Herkes Dumbledore'un yeni öğrenciyi duyurmasını beklerken Umbridge bir anda ayağa kalktı. "Bugün kahvaltıya bir seçme töreniyle başlayacağız. Kendi okulundan atılan bir öğrenciyi hoşgörümüzle kabul ettik."

Dolores söylediklerinin sindirilmesi için birkaç dakika beklerken McGonagall kadının palavralarını şaşkınlıkla dinliyordu. Torunu okulundan atılmamıştı. Aksine okulun en gözde öğrencisiydi. Başarılı, güzel ve birazda annesinden aldığı haylazlığı vardı. O kadar.

"Helen Snape! Gel de binan seçilsin. Zaten onca sorunun arasında bir de tonlarca evrakla uğraştırdın beni."

Dalgalı kahverengi saçları beline kadar uzanan ,orta boylu, kendinden emin duruşuyla salona giren cadıyla herkes gözlerini ona çevirdi.

"Snape mi dedi?"

"Sanırım öyle dedi." Hermione ve Ron'un arasında kısa bir duyduklarını doğrulama konuşması geçerken Harry elinde çikolatalı sütle sessiz sakin bir şekilde olanları izliyordu.

Yaz tatilinden beri olan biten her şeyi düşündüğünde şaşırmak için hiçbir sebebi yoktu. Sanki o duyguyu yöneten beynindeki kısmı almışlar gibi hissediyordu.

McGonagall'ın kalkıp seçmen şapkayı torunun kafasına koymasını kimse umursamıyor hatta çoktan aralarında fısır fısır dedikodu etmeye başlamışlardı.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin